Üç asırdır İngiltere ve Kraliçe (Firavun Sülalesinin Torunu) İslam Coğrafyası başta olmak üzere bütün Asya’yı hallaç pamuğu gibi attı. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra sahaya yeni bir aktör sürüldü ABD…
1601 yılında Kraliyet izni ile İngiliz Hindistan Şirketi kuruldu ve böylece İngilizlerin Hindistan'daki sömürgesi ve yağması başlamış oldu. İngilizler, Hint yarımadasındaki Babür Türk Devleti gibi büyük devletlere dokunmadan yavaş yavaş sömürüye başladı.
Britanya’nın 1765-1938 döneminde Hindistan’dan neredeyse 45 trilyon dolar kaynak boşalttığını hesaplandı. Elbette öncesi de var. Rakam çok daha büyük. 45 trilyon dolar, bugün Birleşik Krallık’ın toplam yıllık gayri safi milli hâsılasının 17 katından fazla.
İngilizler ve İspanyollar, bizim “Akdeniz’i Türk gölü yaptık.” diye övündüğümüz yıllarda Amerika kıtası için okyanusta korsanları ile savaşıyorlardı.
Sonraki yıllarda biz taassuba gömüldükçe onlar sömürü ve yağma çarkını da işleterek, hatta katliamlar yaparak soymaya ve talana devam ediyorlardı.
18. yüzyılda Sanayi Devrimini başaran Batı, özelde büyük buharlı gemiler yapan İngiltere artık “Güneş batmayan imparatorluk!”tu. Biz her yerde büyük ordular bulundururken o gereken yere büyük gemilerle ordusunu taşıyabiliyordu. Yani denizlere tamamen hakim olmuşlardı. Diğer yandan Avrupalı tüm hanedanlıklar ve derebeylik aileleri ile de akraba olmuşlardı.
Biz; Devlet-i Aliye başta olmak üzere, İran’da Türk Kaçar Hanedanı, Hindistan’da Babür Türk Devleti ile uzak doğuda da Çin toprakları yağmalanıyordu. Afrika zaten Avrupa Ülkeleri’nce paylaşılmıştı bile. Amerika kıtası, Avustralya….
Dikkat ediniz, sonradan Türkçe öğrenen ve kendi dilini zorlama ile tamamen unutan bir halk yoktur. Ama Türkçe’yi tamamen unutan o kadar çok Türk Topluluğu ya da akrabalarımız var ki!.. Bu bile kimlerin sömürdüğü, kimlerin kendini koruma refleksi ile hareket ettiğinin göstergesi aslında.
Birinci Dünya Savaşı! Osmanlı başta olmak üzere, İslam Ülkelerini yok etme, yağmalama savaşı. Halen devam ediyor.
Toprak bütünlüğünü kaybettik. Yetmedi.
Üzerinde 64 devlet kurdular. Yetmedi.
Birbirine düşman edip savaştırıyorlar. Yetmedi.
BOP vb. planlarla bölmeye devam ediyorlar. Yetmedi.
İçimizde PKK, DEAŞ, El-Kaide, FETÖ, Kesnizani vb. terör örgütleri kurup kendi evlatlarımıza devletlerimizi yıktırmaya çalışıyorlar, içsavaşa sürüklüyorlar. Yetmedi.
İmanımızı; çıkardıkları sapkın tarikat, cemaat yapılarıyla, gençlerimizi ateizm, deizm propagandaları ile çalıyorlar. Yetmedi.
Neslimizi kurutmak için aile yapımızı bozuyorlar, sapıklığı yayıyorlar yurtlarımızda. Yetmedi..
Irak, Libya, Yemen, Azerbaycan, Bosna, Afganistan gibi topraklarımızı fiilen işgal edip katliamlar yaptılar, yapıyorlar. Yetmedi.
Kaynaklarımızı sömürüp ülkelerine götürüyorlar, S. Arabistan, BAE vb. devletleri haraca bağladılar. Diktatörler koydular Mısır gibi. Yetmedi.
Ülkelerimizde statükolar koydular, sistemler dayattılar, Milleti ile kavgalı devlet yapıları oluşturup, işbirlikçi, korkak devlet görevlileri aracılığı ile toplumumuzu yok etmeye, kendi öz değerlerinden koparmaya çalıştılar. Yetmedi…
Bunca kötülüğün içinde, Milli Devlet için mücadele etti, Milletimin Evlatları.
Ekonomiyi yerli ve milli yapılara dönüştürmeye çalıştılar. Üretimi artırmaya, teknolojiyi kullanmaya gayret ettiler.
Kurumlarında, devletin milletle küskünlüğünü gidermeye çalıştılar.
Yerli harp ve silah sanayini kurup, Mehmedimizi güçlendirdiler.
ABD ve Batılı Ortakları Irak’ı kana buladı. Dünya seyretti. Tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika, Balkanlar ve Kafkasya’da hep üzerimize geldiler. Böldüler, tecavüz ettiler, yıktılar… “Durun!” dedi devletimiz. Durmadılar. Teröristler eliyle ülkemizi güneyinden kuşatmaya kalktılar.
Barış Pınarı Harekâtı başlamadan bölgeyi boşalttı ABD. Avrupa Ülkelerinin bölgede askerleri vardı hep. Ama bayraklarını gezdiremediler. Bölgede sadece ABD, Türkiye ve Rusya’nın bayrakları dokunulmaz durumda.
Harekâtın 9. günü DERİN AMERİKA’nın başrol oyuncuları Türkiye’ye geldiler. 120 saat harekâtı mutabakat ile durdurduk. Bu ABD’nin bölgede Irak İşgali’nden sonraki ilk geri adımıdır. Çok önemli!
AB Ülkeleri zaten yok ortalıkta. Fransa, Almanya ve İngiltere Başkanları Sayın Cumhurbaşkanımızdan randevu talep ettiler. ABD bu ülkeleri uluslar arası toplum nezdinde sıfırladı.
Rusya.. Rejimi destekliyor. Rejim ile Menbiç, Arappınar (Kobani) ve Kamışlı’ya girdi. Kamışlı ve Arappınar sınıra bitişik. Buraların YPG’de kalması bir sırtlanın dişleri misali tehdit ülkemiz için. Rusya ile görüşmeler çok önem kazandı.
Türkiye, bölgesinde orta büyüklükte bir başat güçtür. Cumhurbaşkanımız; bölgemizde, Türk Dünyası’nda ve Medeniyet Coğrafyamızda çok sevilen bir Liderdir. Bu gün diktatör Arap Yöneticilerinin en büyük korkusu, R. Tayyip Erdoğan’ın vereceği bir işarettir.
Ordusundaki askerine Peygamberimizin (SAV) ismini verip Mehmedcik diyen, kışlasına Peygamber Ocağı diyen, Silahlı tüm Unsurlarına Muhammed’in Ordusu diyen bir Millet dualıdır. İslam olan her vicdan bu Aziz Millet ile insanlık düşmanlarının karşısında dimdik durur. Kur’an-ı Kerim’i bile yere atıp, mayınla tuzaklayabilecek kadar İslam ve İman Düşmanı bir terörist ve örgütü Müslüman ve Dindar Kürt’ün dostu olabilir mi?
Aziz Milletim. Rehavet yok. İsraf haram. Çok çalışmak, üretmek, teknolojimize sahip olmak, Ümmete öncü olmak zorundayız.
Devletimizi, Ordumuzu desteklemeye devam edeceğiz. Milli Birlik ve beraberliğimizin muhafazası çok önemli.
Bir olalım, birlik olalım. Büyük Türkiye olalım. Büyük Türkiye tüm mazlumların kurtuluşunun adıdır. Biliniz..
