Çarşamba, 13 Kasım 2019 12:17

Yeni Hastalık... Oğuzculuk, Kıpçakçılık vb.

Türk Dünyası, bir yanı Yakutistan ile Japon Denizi’ne, diğer yanı Finlandiya ile Kutuplara, Balkan Türkleri ile Adriyatik’e, Afganistan ve Pakistan’a, uzanan, Rusya’nın en ücra bölgelerine kadar Türk Halkları’nın yaşadığı bir coğrafya var.

Bu coğrafyaya ek geçmişin Devlet-i Aliye’si ile hayat bulmuş çok büyük bir Medeniyet Coğrafyası var. Bu coğrafya Afrika içlerine kadar uzanıyor.

Irkçılık beladır. İnsanlığın en büyük ayıplarından biridir.

Dinimiz ırkçılığı yasaklamıştır. İnsanlık, ırkçılığı reddetmiştir. Çünkü ırk, kavim, doğduğunuz coğrafya sizin seçiminiz değil, kaderinizdir. Yani Allah’ın hikmetlerindendir. Tıpkı diliniz gibi.

Madem ırkçılık haram, biz neden “Türk Milleti” diyoruz? “Güçlü ve Büyük Türkiye” diyoruz?

S. Ahmed Arvasi Merhum, Seyyid olması yönüyle neseben Arap, Anadili ve yetiştiği Doğubeyazıt Coğrafyası nedeniyle Kürt bir aileye mensuptur. Türk İslam Ülküsü’nü yazmak O’na nasip olmuştur.

S. Ahmet Arvasi idealini şöyle açıklar: “Ben, İslam iman ve ahlakına göre yaşamayı en büyük saadet bilen, büyük Türk milletini iki cihanda aziz ve mesut görmek isteyen ve böylece İslam’ı gaye edinen Türk milliyetçiliği şuuruna sahibim.

İnanıyorum ki hem Türk hem Müslüman olmak hem de muasır dünyaya öncülük etmek mümkündür. Ecdadımız bütün tarihleri boyunca bunu denediler ve başarılı oldular. O halde bizler niye bu tarihi misyonumuzu yerine getirmeyelim?”

 Arvasi’nin şu sözleri onun fikri yapısını açıkça ortaya koyar: “Türk-İslam kültürüne, Türk-İslam medeniyetine, Türk-İslam ülküsüne bağlı, Türklük şuur ve vakarına, İslam iman, aşk, ahlak ve aksiyonuna sahip, Türklüğü bedeni, İslamiyeti ruhu bilen, milletini teknolojik hamlelerle dünyanın bir numaralı devleti yapmak özlemi ile çırpınan, Dünya Türklüğünün, İslam dünyasının ve bütün mazlum milletlerin ümidi olmaya namzet bir gençlik yetiştirmekten başka çaremiz yoktur.”

Tür Milleti’nin birlik beraberliği tüm Ümmet-i Muhammed (SAV) ve mazlum insanlık için ihtiyaçtır.

Merhum Alparslan TÜRKEŞ (1992) de; “Türk-Birliği demek, İslam Birliğine büyük destek büyük bir adım demektir.” diyor.

Arvasi Merhum, "...BÜTÜN İSLAM DÜNYASINI ESİR ALMAK İSTEYEN ŞER KUVVETLERİN İLK HEDEFİ TÜRK DEVLETİ VE TÜRK MİLLETİ OLMUŞTUR. TARİHTEN İBRET ALMASINI BİLENLER BUNU AYAN BEYAN GÖRECEKLERDİR. DURUM GÜNÜMÜZDE DE AYNIDIR. ONUN İÇİN DİYORUM Kİ, TÜRK DEVLETİNİ YIKMAK VE TÜRK MİLLETİNİ PARÇALAMAK İSTEYEN BÖLÜCÜLER YALNIZ TÜRKLÜĞE DEĞİL, İSLAM’A DA İHANET ETMEKTEDİRLER” diyor.

          “Hocam İslâmî-dini konularda dahi Türk milletini hep öne çıkarıyorsunuz. Sebebini anlatır mısınız?” diyenlere: “Bir kere Sahabe-i Kiram’dan sonra İslâm’a en büyük hizmeti yapan Türklerdir. Bu millet yüzyıllarca İslâm Âlemi’ni korumuş, kollamış ve bu uğurda hiç çekinmeden oluk gibi kanını akıtarak milyonlarca şehit vermiştir. Bunun yanı sıra İslâm kültür ve medeniyetinin gelişmesine de maddi manevi büyük katkıları olmuştur. Türk milleti İslâm’la bütünleşmiş ve iç içe girmiş bir millettir.

Avrupa’ya gittiğinizde “Hangi millettensin?” diye sorarlar. Eğer “Türk’üm” dersen ikinci soruya muhatap almazsın. Çünkü bilirler ki sen Müslümansın. Türk demek, Müslüman demektir.

         

Son yüzyılın Büyük Mütefekkirlerinden, İslam Alimi M. Zahit Kotku Hz., Müslümanların birlik ve beraberlik içinde bulunmaları gerektiğini bildirir ve şöyle derdi: “Görmez misin ki, yağmur ne kadar çok yağarsa yağsın, tanecikleri hemen birleşir, toplanırlar. Derken dereler, nehirler meydana gelir. Netîcede bunlar barajları doldurur. Enerji santrallerini işletir, arâziyi sular, şehirlerin elektriğini temin ederler. Bu nîmet sâyesinde insanlar rahata kavuşur, işleri kolaylaşır. Bu ne büyük bahtiyarlıktır. Bundan ibret almalı, birlik ve beraberliğimizi temine çalışmalıyız. Tek tek hareket edersek, hepimiz helâk oluruz..." diyor.

Said Nursi Hz. de Aziz Türk Milleti’ne aidiyetini daima iltifatlarla ifade etmiş bir Mütefekkirdir. “İşte, ey ehl-i Kur’ân olan şu vatanın evlâtları! Altı yüz sene değil, belki Abbasîler zamanından beri, bin senedir Kur’ân-ı Hakîmin bayraktarı olarak bütün cihana karşı meydan okuyup Kur’ân’ı ilân etmişsiniz. Milliyetinizi Kur’ân’a ve İslâmiyete kal’a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müthiş tehâcümâtı def ettiniz."

"Efendiler, Ben herşeyden evvel Müslümanım ve Kürdistan'da dünyaya geldim. Fakat Türklere hizmet ettim ve yüzde doksan dokuz menfaatli hizmetim Türklere olmuş ve en çok hayatım Türkler içinde geçmiş ve en sadık ve en halis kardeşlerim Türklerden çıkmış ve İslâmiyet Ordularının en kahramanı Türkler olduğundan, meslek ve hizmet-i Kur'âniyem cihetiyle, her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak kudsî hizmetimin muktezası olduğundan, bana Kürt diyen ve kendini milliyetperver gösteren adamların bini kadar Türk milletine hizmet ettiğimi, hakikî ve civanmert bin Türk gençlerini işhad edebilirim."

"Cây-ı dikkat bir hal: Türk milleti anâsır-ı İslâmiye içinde en kesretli olduğu halde, dünyanın her tarafında olan Türkler ise Müslüman'dır. Nerede Türk taifesi varsa Müslüman'dır. Hâlbuki küçük unsurlarda dahi hem müslim ve hem de gayr-ı müslim var."

Son 300 yılda Aziz Milletimize türlü tuzaklar kurulmuştur. Sanayileşen Batı karşısında, teknolojik ve ekonomik geri kalmışlığı sonucu zayıflayan Milletimiz ve Medeniyet Coğrafyamız adeta yağmalanmıştır. Osmanlı’nın güçlü olduğu dönemlerde çoğunlukla Kıpçak Türkleri’nin yaşadığı coğrafyaya ne Rusya ne de Çin esasında müdahale edememiştir. Osmanlı güçsüz düşünce Ortaasya işgal edilmiş, Afrika köle pazarlarında satılmış, Çin afyona boğulmuştur. Eski İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın “Türkler tüm Asya’yı Avrupalılardan 600 yıl korudular.” sözü ciddi bir tespittir. 

Özetle, İttihad-ı İslam Farz-ının ihyası için Türk Birliği’ne ve Müslüman Türk Milleti’nin öncülüğüne ihtiyaç vardır.

Milletimiz ve Medeniyet Coğrafyamız, mezhep, tarikat, cemaat vb. denilerek zaman zaman fitne ile bölünmüştür. Buna karşı hala nasıl mücadele edeceğini bilemeyen İslam Âlemi’nin durumu kötüdür.

On yıl önce Türkiye’de birileri “Biz Oğuz’uz.” Deyip, Türkiye’mizin de içinde olduğu bölgeyi Kazakistan, Kırgızistan, Tataristan gibi Kıpçak Boylarımızın yaşadığı bölgelerden koparmaya çalıştılar. Bu tiplerin ortak özelliği, geçmişte Marksist ve Allah’sız, “Milletim” diyen insanımıza düşman, şimdilerde çoğunlukla Kemalist geçinen tiplerdi. Bu oyun tutmadı Türkiye’de. Oğuz Ata, tüm Türk yurtlarında bilinen bir efsanedir. Tüm Türk Halkları kendisini Oğuz Ata’nın Evlatları bilir.

Kazakistan seyahatim esnasında başka bir sıkıntı saptadım maalesef. “Hepimiz Kıpçak’ız. Ya da kuzey Türkleri için “Hepsi Kazak!” gibi bir tarihi yaklaşım.

Maalesef Kıpçak Türkleri’nin yaşadığı bölge Türk Boylarının birbiri ile kavgaları ile doludur. 16 yüzyılda devrin büyükleri bu dağınık Türk Boyları’nı Kazak Ruğları olarak cüz adı altında bir araya getirmiştir. Bu zamanın en aklı başında hareketidir. Buna dayanarak Kazakçılık yapmak gaflettir. Kuzey ve Doğu Türkleri AltınOrda’nın büyük mirasına sahip çıkarak mesafe katetmelidir.

Şimdi, tüm Türk Halkları’na “Siz Türksünüz.” deme zamanıdır. Türk Devletleri’nin son toplantısında bu ifade edilmiştir.

Türkî Halklar ne demek? Türk değil ama yakın işte.. Ne çirkin! Türk Halkları, Türk Milleti desene.. Daha da kötüsü, Türk Dilli Halklar!.. Allah aşkına birileri İngilizlerin yaptığı gibi, işgal ve tecavüzlerle bize Türkçe mi öğretti? Yahu biz tarihin en eski devirlerinden beri Türküz...

Türk kelimesine bir dönem Türkiye’de de düşman olundu. Sistemin ve statükonun ayıpları ne Türk Milleti’ne ne de TÜRK kelimesine yıkılabilir? Yeni Türk yaratmaya çalışanlar kadim Türk ve Değerler sistemi ile kavga ederek, yani o büyük tarihi yok sayarak işe başladılar. Sadece eski pagan kültürlerimizi öne çıkartarak Batıcı, kendi değerleri ile kavgalı yeni bir Türk yaratmaya çalıştılar.

Aziz Milletim.

Türk Milleti’nin tamamına yakını Müslüman’dır. Bu gün devlet başkanlarının Türk olduklarını kabul ettiği Macarlar ve Gagauzlar ise şunu çok açık ifade ettiler. “Türkiye’nin Müslüman olması bizi uzaklaştırmaz. Biz kardeşiz.”

Büyük Medeniyetlerin Mirasçısı, Gülümüz (SAV)’i rehber edinmiş Aziz Milletim..

Birlik ve beraberlik içinde büyümek zorundayız. “Dilde, fikirde, işte birlik.” şiarını baş tacı etmeliyiz.

Şunu da unutma.. Biz Müslümanız ve Turan Coğrafyası kadar İman Coğrafyamız da, diğer tüm Müslümanlar da bizim için kardeştir. Allah böyle emretmiştir. Bizim Türk Milleti’nin birliğinden muradımız, İttihad-ı İslam için de ön adım olmsı yönüdür.

         

Biz meselelere Milli Güvenlik, Beka ve kıyamete kadar mücadele yönü ile bakmalıyız.

Bilim ve teknolojiyi elde etmeli, çok çalışmalı ve üretmeliyiz.

Biliniz ki ekonomik güç, Milli Bilinç kadar toplumların bekası ve geleceği için önemlidir.

Son Düzenlenme Perşembe, 14 Kasım 2019 11:18
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...