Çarşamba, 24 Aralık 2008 02:08

KARGAŞADAN MENFAAT UMANLAR KİME HİZMET EDİYOR?

KARGAŞADAN MENFAAT UMANLAR KİME HİZMET EDİYOR?

 

Ekonomik istikrarsızlıkla beraber toplum biraz daha kaynamaya başladı. Hele de yerel seçimlere doğru yaklaşıldıkça sanki birileri güzel ülkemizin havasını bozmak istiyor. Son zamanlarda dikkatinizi çekmiştir. Cami kundaklama hadiseleri… Kim ya da kimler yaptırıyor? Amaçları nedir? O en bilineni, yani amaçları… Ülkeyi kargaşa ortamına sürükleyerek kavga çıkmasını sağlamak. Toplumu kamplara bölerek, ülkeyi bölmek, devleti yıkmak. Sonra.. sonrası da ortada. Gelsin emperyalistler bize düzen versinler. Tıpkı Irak’taki gibi. Yani, ülkeyi sömürsünler, en az üç milyon insanı öldürsünler, yaksınlar, yıksınlar. Çocuklarımızın minicik bedenlerini parçalasınlar. Kadınlarımızın ve kızlarımızın ırzına geçsinler. Kısaca bizi de kurtaracakları koşulları ülkemizde oluşturmaya çalışıyorlar. Birileri de onlara hizmet ediyor.

Bir defa şunu herkes bilir bu ülkede… Alevi kardeşim namaza camiye gitmiyor olabilir. Ama caminin kutsal olduğunu bilir. Maazallah çarpılmaktan korkar. Oranın kendisi gibi Müslümanların ibadet yeri olduğunun bilincindedir. Çünkü O’nun cemevinde olduğu gibi insanlar camide de Kur’an-ı kerim okumaktadırlar, namaz kılmaktadırlar. O camilerde de tıpkı cemevlerinde olduğu gibi, duvarlar, “Allah (C.C), “Muhammed (A.S)”, “Ali (K.V)”, “Hz. Hasan” ve “Hz. Hüseyn”in isimleri ile süslüdür. Orada tıpkı cemevinde olduğu gibi, Muaviye, Yezid vb. anılmaz. Ehl-i beyt’in namazın her oturuşunda, her dua edildiğinde anıldığını bilirler ve cami yakamazlar.  

Malum bayramlaşma programları olur. İçinde bulunduğum siyasi partinin de bayramlaşma merasimi vardı. İlk kez masum olmayan ve oraya ait olmayan üç genç dikkatimi çekti. Davranışları heyecanlıydı. Büyüğümüzün elini öpmeye gelmişlerdi. Tedirgin oldum ben. Belki gereksiz bir asker refleksiydi. Ama yine de Allah korusun, bir suikast planı olsa, Allah korusun bundan bizi… Bakın felakete o zaman. Sonra emniyetten kimse var mı diye sordum. Sadece korunması gereken bir kişi için yani hocamız için var. Ama oranın asayişini teminle görevli memur yok. Oysa bu tarz programları hem ilgili teşkilatlar haber vermeli, hem de emniyet bu tarz merasimleri gazete ilanlarından dahi olsa öğrenip tedbir almalıdır.

Türkiye’de gerginlik oluşturmak kolaydır. Küçücük bir kıvılcımın kocaman bir ormanı yakması gibi, toplumda basit ve küçük olayların sonucunda infial, büyük olaylar vb. yaşanabilir. Yunanistan’da yaşanan son olaylar acaba bize ne anlatmak istemektedir? Yani toplum tepkileri bazen azgın bir sel, güçlü bir rüzgâr gibi kontrol edilemez hale gelebilir. Dolayısı ile emniyet ve tedbir çok önemlidir. Bir söz vardır. “İTİMAT KONTROLE MANİ DEĞİLDİR.”

Malum ülkemizde sessizce ve intikam hissi ile bekleyen guruplar vardır. Bu gün “Ermenilerden özür dilemeye kalkan sözüm ona aydın gurubu… Acaba hangi hislerle böyle bir girişimde bulunduklarını nasıl açıklayabilirsiniz? Daha Karabağ’daki şehitlerin kanı kurumadı. Daha ırzına saldırdıkları kızlarımız, kadınlarımız yaşıyor. Halen üç milyon Azeri toprağından koparılmış olmanın acısını yüreğinde yaşıyor. Kim bunlar peki? Evet bizler Elhamdülillah ırkçı değiliz ama, tehcirde, yer değiştirip te Anadolu’da kalan dönmüş gibi yapıp dönmeyen Ermeni nüfusu hiç de öyle zannedildiği gibi az değil. Bugün PKK’da, TİKKO vb. örgütlerde bir sürü bu ailelerin çocukları var. Bu bile bu insanların neden tehcire zorlandığının bir ispatıdır. Asırlarca, askerlikten muaf, para onlarda, ticaret onlarda, vezir oluyor, mebus oluyor. Sonra, sonra düş Fransız’ın önüne, Rus’un önüne, batıda da Rum’la beraber… Katlet tıpkı bu gün Karabağ’da yaptığın gibi Müslüman tebaayı. Sonuç? Yaptığın yanına kar kaldı. Birileri de çıktı ne dediler? “hepimiz Ermeni’yiz.” Gidin bakalım Ermenistan’a bana bir Ermeni getirin ki büyük çoğunluğu da Türkçe bilir. “hepimiz Türk’üz.” diyecek. Nedir bu ihanet, nedir bu aşağılık duygusu!

Ey temiz ve pak ecdadın temiz ve pak oğulu! Unutma, hep düşmanların vardı ve hep satılmış birileri. Müsterih ol, ama ferasetle davran. Sessiz yığınlar olarak kalma! Senin gibiler bu ülkenin çoğunluğu… Konuşun. Oy sandığında Allah’ınla baş başa kaldığında konuş. Okuduğun gazetede konuş. Duygularını yazmayan gazeteyi alma. Televizyon izlerken konuş. Sana kin kusan, ailenin hayâsına saldıran kanalları iptal et. Nedir bu mızmızlığının, ürkekliğinin sebebi? At üzerinden ve silkin… Bak yerel seçimler geldi. Doğru adayları, doğru siyasi hareketleri destekle… Toplum menfaatine şahsi menfaatinden çok daha fazla önem ver. Sen mazisi temiz iffetli ataların, şehitlerin, gazilerin evladısın. Ülkende esamen okunmuyor. Yanında komşun, dedenin silah arkadaşının torunu Irak’lı Ayşe’nin ruhu kirletildi, tertemiz bedeni kirletildi. Sıra sana geldiğinde belki de ayakkabı fırlatmaya fırsatın bile olmayacak.

Ülkende kargaşa çıkarmak isteyenlere inat, iyi ile kötüyü ayır birbirinden. Hani sen zifiri karanlıkta, beyaz sütün üzerindeki ak kılı seçecektin. Unutma! Bu topraklarda senin düşmanın olan bir inanç gurubu, etnik bir başkası yok… Ama her kesim içinden çıkabilecek, aldanmış, ihanete düşmüş birileri var. Tıpkı Bedr gibi. Karındaşın, baban düşman olmuş sana, ama düşman kabile bildiğin kabileden Ahmed, dost ve iman kardeşi olmuş. Esas kardeşliğin imanda ve İslam’da olduğunu bil. Tam bağımsız, güçlü ve büyük Türkiye İdealinin karşısındaki herkese karşı müteyakkız ol. Bu ideal etrafındaki herkesle bir araya gel. Ecdadının kurduğu Devlet-i Aliye senin için örnek, tutamak. Yapış ecdadına, Onlar nasıl yapmış. Oku, öğren. Öğret!...

Sevmeyi öğret, savunmayı öğret ülkeni… Direnmeyi öğret, soysuza kafa tutmayı öğret. Sonra; bir hamle sonrasını, iki hatta üç hamle sonrasını gör. Ona göre hamlelerini yap. Kargaşa ve terörün hiç birine izin verme. Diriliş ve doğumlar sancılarla olur. Kolay mı yoksa doğum yapmak, hele de sancısız…

Doğacağız ülkemizin nurlu semalarına bir kez daha, bir kez daha….

Milletimizin parçalanmasına fırsat vermeyeceğiz. Tam tersi, tüm olumsuzluklara inat, Kazak kardeşim Muhtar’la, Cezayirli kardeşim Abdullah’la, Malezyalı kardeşim Kasımla, Tatar kardeşim İsmail’le, Moritanya’lı kardeşim Süleyman’la, Türkmen kardeşim Muhammed’le özgürlük türküleri söyleyeceğiz, kahramanlık ve iman marşları söyleyeceğiz. Bu nedenle, nefislerinizin heva ve heveslerini bir kenara bırakıp var gücümüzle, birliğimiz için, beraberliğimiz için Büyük ve Güçlü geleceğimiz için çalışacağız.

 

 

                                                                              Hali MERT

                                                                              (E) Topçu Yarbay

                                                                              Strateji ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı

                                                                              www.halilmert.org                       

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki hizmetçi Perşembe, 22 Ocak 2009 03:06 yazan hizmetçi

    bende katılıyorum mehmet beyin ifadelerine... bu sitede yazılan yazılar inançlarını ve siyasi görüşlerini istismar etmeden yazılmalıdır...biz istismara karşıyız inancın siyasi menfaat sağlama için kullanılmasına karşıyız makam ve mevki kazanmak için sadece kendi görüşündeki insanları var sayıp diğerlerini yok sayan düşünce tarzı ile bi yerlere varılmayacağını biliyoruz... bütün insanlığı kucaklayan evrensel bir dinin mensupları olarak böylebir siyasi düzenede karşıyız... az olsun benden olsun düşüncesiyle bi yere varılmaz mert bey artık alevisiyle sünnisiyle herkesi kucaklayan bir düşünce tarzını benimsemenin zamanı geldi sanıyorum... selam ve dua ile

    Raporla
  • Yorum Linki mehmet Pazartesi, 12 Ocak 2009 13:04 yazan mehmet

    strateji ve uluslararası ilişkiler uzmanı tarafından yazılan bir makalenin ötesinde fazla heyecanlı abartılı hamasi ve bireysel bir mektub niteliğinde olmuş mesela almanlar yakılan türklerin arkasından yapılan protestolarda hepimiz türküz demişlerdi bu bir nevi acıyı paylaşmadır biliyorsunuz,şahsen ben yazınızdan istifade ettim ama zülfü livaneli'de rastgele yazınızı okusa idi bir sonraki yazınızı dört gözle beklemeliydi arzu ederim tarzınız o türden değil, hakkınızı helal edin.saygılarımla saygılarımla

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...