Salı, 21 Haziran 2022 13:58

53 Yıllık insanlı Ay yolculuğu yalanı

Yalanlarla her yere gidebilirsiniz fakat asla geri dönemezsiniz. İşte 53 yıl önce öne sürülen ABD’nin insanlı Ay yolculuğu yalanı, aradan yarım asırdan fazla bir zaman geçtikten sonra yeniden tartışılmaya başlanmıştır.

ABD’nin uzay çalışmalarından sorumlu olan kurum olan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi orijinal ismi ile National Aeronautics and space Administration (NASA) öylesine büyük bir sahtekârlık yapmıştır ki; bu feci durumdan geri dönme imkânı her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Çünkü NASA yetkililerine sorulan can yakıcı sorulara verilen cevaplar kurum yetkililerini zor durumda bırakmaktadır. En çok sorulan ve cevap verilemeyen soru şudur: “Madem 1969-1972 yılları arasında tam altı kez Ay’a insanlı yolculuk yaptınız, şu anda teknolojinin ulaştığı seviyeye rağmen niçin yeni bir insanlı yolculuk yapamıyorsunuz?

Kem, küm” eden NASA yetkilileri, 2024 yılında insanlı Ay yolculuğunun gerçekleştirileceğini söylemek zorunda kalmış fakat devamlı surette bu yolculuğu da ertelenmek zorunda kaldıklarını itiraf etmişlerdir. Zira 2022 yılında dahi İnsanlı bir Ay yolculuğu büyük bir cesaret isteyen çok zor bir iştir.

İnsanlı yolculuklarda bilim adamlarının ileriye sürdüğü en büyük zorluk; Dünya’nın manyetik kuşağı dışına çıkıldığında korumasız kalan canlı organizmaların koruyucu zırhlarla donatılmasıdır. Çünkü Güneş radyasyonları Van Allen adı verilen manyetik alan dışında çok güçlüdür. Radyoaktif ışımalar canlı organizmalara nüfuz ettiğinde atom yapısını bozarak çok ciddi hastalıklara neden olmaktadır.

Ay yüzeyinde insanlı yürüyüşün yapılabilmesi için manyetik alanın bulunmaması nedeni ile astronot kıyafetlerinin çok güçlü zırh ile kaplanması gereklidir. Şu andaki teknolojiye göre güçlü radyasyonlara karşı korumalı bir uzay elbisesi içinde hareket etmek bile çok güçtür. Buna karşılık insansız uzay araçları ve sondalar çok kolay bir biçimde hareket ettirilmekte gerektiğinde Ay yüzeyinden taş ve toprak örnekleri alınarak dünyaya getirilmesi mümkün olmaktadır.

Rahman Suresi 33 ile 35. Ayetlerinde mealen şu ifadeler yer almaktadır: “Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz. O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Üstünüze ateşten yalın bir alevle kıpkızıl bir duman gönderilir de kendinizi koruyamazsınız.”

Gerçekten de Rahman Suresinde geçtiği üzere uzay çalışmalarının insanlı olarak yapılması çok zordur. Güneşten ve uzaydan yayılan ışımalara karşı canlı organizmalar hayatını sürdürmekte çok zorlanmaktadır. Allah’ın Dünyamızı adeta koruyucu bir zırh olarak çevrelediği manyetik alan sayesinde çok güçlü radyasyonlardan muhafaza ediliyoruz. Eğer bazı ışımalar bu koruyucu kalkanı geçer ise bu sefer “ozon tabakası” adını verdiğimiz ikinci bir koruyucu devreye girmekte atmosferdeki bu gazlar zararlı ışımaları emerek canlı organizmaların hayatta kalmasını sağlamaktadır.

İnsanlar uzay laboratuarı adı verilen Dünya yörüngesi üzerinde hareket eden büyük uydularda günlerce hatta aylarca kalabilmektedir. Zira uzay laboratuarları, manyetik alanın içerisinde kaldığı için Allah’ın yarattığı bu koruyucu kalkan astronotları korumaktadır. Aksi takdirde uzun süre Güneş altında kalan insanlarda görülen cilt ve deri hastalıkları, astronotlarda çok daha ciddi bir biçimde meydana gelebilecekti.

Türkiye, uzay çalışmaları konusunda son yıllarda büyük bir atılım içerisine girmiştir. Şu anda 10. Uydumuzu gönderme hazırlıklarımız devam etmektedir. İletişim başta olmak üzere birçok alanda ülkemize hizmet eden bu uydular teknoloji alanında ulaştığımız seviyenin bir yansımasıdır. Öyle ki; uzaya gönderilecek Türk vatandaşlarının tespit ve seçimi için müracaatlar dahi yapılmaktadır.

Türkiye, Ay yolculuğu konusunda da önemli bir aşamaya gelmiştir. Önümüzdeki yıl bir Türk sondasının Ay yüzeyine “sert iniş” yapacak şekilde yolculuk yapması için gerekli çalışmalar hala devam etmektedir. Ay yüzeyine kadar gerçekleştirilecek uzun bir yolculuk sayesinde kendi ürettiğimiz teknoloji ile yeni roketler inşa edilmektedir.

Uzay bilimleri konusunda Türkeye’ye sınıf atlatacak derecede önemli olan bu çabanın başarılı olması çok önemlidir. Türkiye’nin insansız silah araçları konusunda gelmiş olduğu seviye dost ve düşman bütün insanlara parmak ısırtmaktadır. Bu güzel gelişmeler Ay yüzeyine başarı ile indireceğimiz sondalar sayesinde çok daha ileri seviyelere ulaşabilecektir. Sert iniş gerçekleştirildikten sonraki aşama; yumuşak iniş ve Ay yüzeyinde hareket edecek kameralı araçlar ile devam edecektir. Bu sayede ABD’nin sahte insanlı Ay yolculuklarının iç yüzü de ortaya çıkarılabilecektir. Bu sefer dünyanın en büyük sahtekarlık örgütü olan NASA’nın skandalları ortaya çıkacak; ABD’nin yalanlar üzerine kurgulanmış gerçek yüzü ile tanışmaya başlayacağız.

Aslında 11 Eylül 2001 İkiz Kuleler saldırısı, ABD’nin çirkin yüzünü ortaya çıkarmıştı. Fakat hala medya üzerinde kurulmuş olan güçlü denetim mekanizmaları, gerçeklerin ortaya çıkmasına engel olmaktadır. ABD’nin ikiz kulelere saldırısı, Usame bin Ladin denilen şahıs üzerinde kurgulanmıştı. ABD’nin iddiasına göre dört uçak Müslüman isimleri öne çıkarılan teröristler vasıtası ile ikisi New York bir tanesi ABD Savunma Bakanlığı üzerine kamikaze dalış yapmıştı. Bir başka uçak ise teröristler ile mücadele eden uçak personelinin karşı çıkması nedeni ile düşmüştü. Fakat dünyaya servis edilen görüntülerde sadece bir uçağın gökdelenlere çarptığını canlı olarak izlemiştik.

İkiz kulelere çarpan cisimlerden sadece bir tanesinin Boing firmasının ürettiği yolcu uçağı olduğunu biliyoruz. Diğerleri hakkında açıklanan bilgiler çok az. Bu nedenle ABD’nin sahte insanlı Ay yolculuğu gibi bir propaganda savaşı yaptığı anlaşılmaktadır. Nitekim bu sayede Müslüman ülkelere yani Afganistan, Irak ve Suriye’ye girilmiş; terörizmle mücadele adı altında kimseye hesap vermeden dehşetli cinayetler işlenmişti. Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanıdır, vesselam… 

 

Dr.Vehbi KARA

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...