Değerli dostlar; bu yazımda ekonomiyi konuşalım olmaz mı..? Zira genel tablo iyiye gitmiyor..!
Gelir dağılımı nasıl derseniz; Maalesef sorun burada başlıyor, milli gelirimizin % 51'ni % 20'lik nüfus paylaşıyor. Yani milli gelirden % 80 nüfus %49 pay, % 20 nüfus %51 pay alıyor. Hele ilk % 20 dilimlik nüfus sadece %5 pay alıyor.
Gelir dağılımı adaletsizliği çok önemli bir problem, gelişmiş ülkelerde böyle bir tablo olsa idi kaos çıkardı. Bizim din, örf, adet, gelenek gibi güzel hasletlerimiz sebebi ile sosyal facia yaşanmıyor. Zekat, sadaka, hayır müesseseleri her daim çalışıyor. Ancak bu demek değildir ki bu tabloyu düzeltmeyelim.
Önemli bir mesele ile artık yüzleşmeye başladık ve bu yukarda izah ettiğim tablo gereği ile de özellikle son bir yıldır yaşanan yüksek enflasyon bu uçurumu daha da derinleştirdi. Zira *biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar* demiş atalarımız.
Dostlar Yanlış anlamayın; durum iyi değil ve bu tablonun farkına varmalıyız. Tabi ki bunun yükünü hep beraber çekeceğiz..
Zengini, fakiri, işçisi, işsizi ceremesini ödedik ve daha fazlasını ödemeye devam edeceğiz, Kira, otomobil, akaryakıt, ev, gıda fiyatları anormal yükseldi.
Maaşlarda arttı ama keşke ne enflasyon olsa nede maaş artışı olsaydı.
Maalesef karşı cenah haklı çıktı.
Faiz sebep enflasyon sonuç denildi Faiz düşürüldü ama enflasyon düşmedi.
Hatta resmi rakamların üstünde bir enflasyon yaşıyoruz. Düz hesap yıllık %100 enflasyonu yaşıyoruz. Bu yazıdan dolayı ama canım demeyin, Hatta savunmaya bile geçmeyin.
Elbette ümitsiz değilim; ama güvenin kaybolduğu Belirsiz bir süreç yaşıyoruz arkadaşlar; ekonomi hata kaldırmaz, mutlaka fatura önümüze bir gün gelecekti ve geldi..!
Ben Sayın cumhurbaşkanımı sonuna kadar destekliyorum, menfaatim olduğu için değil devletimizi bundan önce en iyi onun yönettiğini ve yöneteceğine inandığım için destekliyorum. Hizmetleri inkar edilemez. Ama eğriye eğri, Doğruya doğru demek Benin karakterim.
Değerli dostlar; Faizlerin yükseltilip Londra tefecilerinin parası ile sahte bahar yaşayıp aynı filmi tekrar görmek istemiyoruz.
Bizim Londra’nın adamlarına değil, bu vatanın derdi ile dertlenmiş gerçek vatan evlatlarına ihtiyacımız var.
Peki merkez bankası bizim mi? Bağımsız merkez bankası tabiri bir aldatmaca mı? Patron kasasına hükmedemeyecek? Böyle bir finans yönetimi olabilir mi..? Kaldı ki rezervimiz eksilerde.! Yani paramız yok.!
Körfez ülkeleri ile yakın irtibattayız, ama S.Arabistan, BAE, Kuveyt ve hatta Katar gibi ülkeleri bağımsız görmeyelim. ABD ve İngiltere’den habersiz bir dolar gönderemezler, ve yatırım yapamazlar..!
Satış yatırım değildir. Gelsinler sıfırdan tesis kursunlar, istihdam sağlasınlar.
Sıcak para ülkeyi batırır, ne olur geçmiş acıklı senaryoları tekrar bu Necip millete yaşatmayın.. Yoksa akibet hayr olmaz.!
IMF’nin diğer yan bir kuruluşu olan dünya bankasından finansman desteği geliyormuş yani borç verecekler.. Borcun adı oldu finansman…!
OVP’mızı beğenmişler. Borcu yükseltmeye karar vermişler. Neyin karşılığında geliyor bu borçlar? Yıllarca yol alıp maalesef başa döndüğümüz aynı hikayeleri yaşıyoruz.
Çözüm; Denk bütçe, sıkı tasarruf, üretimden taviz vermemek, yerli finansı harekete geçirecek yerli ve milli başka bir bakış açısı gerekli. Rahmetli Erbakan’ı bu günlerde gözlerim arıyor...
Benden söylemesi..!
Kalın sağlıcakla.
