Cumartesi, 30 Aralık 2023 17:06

İSRAİL TÜRKİYE İÇİN AĞIR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR!

ABD, İsrail’i var etmek için Yahudiler tarafından kurulmuş bir devlettir. Seçilmiş Amerikan başkanlarını öldürecek kadar azgın, katilleri gizleyecek kadar derin teşkilatlıdır[1]. 150 senelik Amerikan tarihinde 9 başkan suikasta uğramış, bunlardan 5’i kurtulmuş ve hizaya getirilmiş, 4 tanesi görev başında öldürülmüştür. Yerine gelenler de İsrail hizmetkârlığında kusur etmemiştir.(1)

Osmanlıya baktığınızda annesi Yahudi olan padişahların entrika veya reform adlı bir takım gelenek dışı işler yaptığını görürsünüz. Mesela ll. Mahmud’a “gavur padişah” denmesinin sebebi gibi. O da şapka ile serpuş ile uğraşmış reform diyerek halkın değerleriyle oynamıştır. Yahudi dini inancının ona verdiği karakteri gereği fesattır, bozguncudur, yıkıcıdır. Kendini insanlık üstü sanan seçilmiş kuldur. Bu zihniyet uzlaşmaz ırkçı karakter oluşturmaktadır. Tevrat üzerine yaptıkları yorumlarda tarihselcilik kavramına dayanmayan, kime ve kimlere hitap edildiğine bakmadan bütün zamanları kapsayan yorum üzerine hareket ettikleri görülmektedir. Mesela bundan 5 bin yıl önce yaşamış olan Amelek isimli bir kavmin yok edilmesini ifade eden bir hükmü çarpıtarak günümüz dünyasına teşmil ederek Filistinlilere hayat hakkı tanımıyorlar. Filistin topraklarının vaat edilmiş topraklar olduğunu söylüyorlar. Kendi kutsal metinlerini esas alırsak; “Amelekleri zaten kendilerinin ecdadı 5000 sene önce öldürmüş ve tarihten silmiştir”. Ortada Ameleklerden geriye kalan bir halk yok. Onların yerini kendileri ve Romalılar almış, İslamiyet’ten önce Yahudiler Roma sürgününe uğrayınca bölgeyi boşaltmışlar, sonra o topraklar Müslüman Arapların kontrolüne girmiş kimlik ve etnik yapısı tamamen değişmiştir. Daha sonra bu kutsal topraklar Haçlıların eline geçmiş, Urfa, Antakya, Lübnan, Halep ve Gazze’ye kadar olan halk kılıçtan geçirilmiş, bölgeye Hristiyanlar yerleştirilmiştir. Haçlıların burada kaldığı 80-90 senede 5 nesil değişmiştir. Selahattin Eyyubi Kudüs’ü aldıktan sonra kaçan Hıristiyanlar gitmiş tabi olanlar kalmış boşalan bölgeye Türkmen, Kürt ve Araplar yerleştirilmiştir. Kalan Hristiyanlar da bu gün Lübnan’da falanjistler olarak yaşamaktadır. Halen Lübnan Cumhurbaşkanı Hıristiyan asıllı biridir. Bu gün Filistinlileri Amelek Kavmine benzetmek akla ziyan bir mantıksızlıktır.

Mantıksızlık burada bitiyor mu? Bitmiyor. İşeya Kehanetleri denilen bir kehanet var, bu kehanete göre kutsal topraklar vaad edilmiş topraklardır, Tanrı bunlara burayı vermiştir. Buralar seçkin/seçilmiş kavme aittir. Bu kehanetleri ve bu hezeyanı bizzat İsrail’in başbakanı Netanyahu söylemektedir. Nilden Fırat’a kadar olan topraklar Yahudilere aittir. İsrail’in öz malıdır anlayışı İsrail halkına din olarak ezberletilmiştir. İsrail’in önünün açılması için Amerika’yı Irak’a karşı iki defa savaşa sokup çökerten ABD’yi yöneten İsrail lobisidir. Suriye’yi parçalayıp, ABD ordusunun Suriye’de Türkiye karşıtı gurupları desteklemesi için zorlayan İsrail lobisidir. Bu lobinin Amerika’yı Türkiye’ye karşı savaşa sokacağı beklenmelidir. ABD’yi yöneten İsrail lobisi biliyor ki İsrail’in gücü İran, Türkiye ve Mısır’a tek başına yetmez, bu devletleri bertaraf etmek için Amerika’yı kullanmak gerek. Bütün işaretler İsrail’in Türkiye’yi öncelikle hedef aldığını göstermektedir. Geçtiğimiz aylarda Yunanistan ile yaptıkları tatbikatın esas hedefi Türkiye’dir.

Hasmın uyutulması stratejik konsepti çerçevesinde Türkiye içindeki lobi aracılığı ile İsrail’in hedef ve niyetleri gizlenmektedir. Bu bölgede Türkiye aleyhinde çıkartılan bütün fesat hareketlerinin içinde İsrail vardır. Oded Yunon Planı ile İsrail’in niyetleri açığa vurulmuş olmasına rağmen halen uyumakta ısrar ediyoruz. Hasmı, Batı Şeria’da, Gazze’de durdurmazsak savaş pek yakında topraklarımıza sıçrayacak, tepemize nükleer silah atmaktan çekinmeyeceklerdir. Perşembenin geleceği Çarşambadan bellidir. Türkiye için en önemli milli güvenlik sorunu bizzat İsrail’in kendisidir. Köpeği uzun bir sopa ile dövmeye kalkarsanız, köpek sopanın ucunu ısırır onu tutan ele saldırmayı düşünemez. Önümüze başka hasımları çıkartarak bizi sopanın ucu ile uğraştırıyorlar. Onu tutan eli kırmalıyız. Esasen Türkiye’nin ana meselesi, esas hasmı İsrail’in kendisidir. İsrail’i kendi topraklarında vurmazsak, asla durduramayız. Türkiye’nin kırmızı kitabında birinci tehdit olarak İsrail olmalı, hazırlıklarımıza bu tehdite göre gecikmeden başlamalıyız.

İsrail’i B. Şeria ve Gazze’de durdurmak için ne lazımsa onu yapmazsak kısa bir müddet sonra savaş hudutlarımıza gelip dayanacaktır.

 

(1)     https://www.haberturk.com/dunya/haber/589966-abdde-4-baskan-suikast-kurbani-oldu  

ABD’nin siyasi suikastlar tarihi...

ABRAHAM LINCOLN (BAŞKAN): 14 Nisan 1865’de John Wilkes Booth’un kurşunlarına hedef oldu, ertesi gün öldü.

WILLIAM SEWARD (DIŞİŞLERİ BAKANI): Lincoln’ün vurulduğu gün Lewis Powell’ın suikast girişiminden yaralı kurtuldu.

JAMES GARFIELD (BAŞKAN): 2 Temmuz 1881’de saldırıya uğradı, 19 Eylül’de öldü.

WILLIAM MCKINLEY (BAŞKAN): 6 Eylül 1901’de Buffalo’da kurşunlandı ve 14 Eylül’de öldü.

THEODORE ROOSEVELT (BAŞKAN): Beyaz Saray’da görev yaptıktan sonra, 14 Ekim 1912’de bir kampanya sırasında kurşunlandı, ama ölmedi.

FRANKLIN D. ROOSEVELT (BAŞKAN): Miami’de 15 Şubat 1933’te uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu. Olayda saldırgan Giuseppe Zangara’nın kurşunlarına hedef olan Chicago Belediye Başkanı Anton Cermak öldü.

HUEY P. LONG (SENATÖR): 8 Eylül 1935’te Baton Rouge’de vuruldu, iki gün sonra öldü.

HARRY TRUMAN (BAŞKAN): 1 Kasım 1950’de iki Porto Riko milliyetçisinin saldırısından yara almadan kurtuldu.

JOHN F. KENNEDY (BAŞKAN): 22 Kasım 1963’te Dallas’ta makam arabasında öldürüldü. Yanındaki Texas Valisi John Connaly de yaralandı.

MALCOLM X (SİYAHİ AKTİVİST): New York’ta 21 Şubat 1965’te öldürüldü.

MARTIN LUTHER KING (EŞİT HAKLAR LİDERİ): Memphis’te 4 Nisan 1968’de öldürüldü.

ROBERT KENNEDY (SENATÖR): Los Angeles’te 5 Haziran 1968’de öldürüldü.

GEORGE WALLACE (ALABAMA VALİSİ): 15 Mayıs 1972’de Maryland’de bir siyasi toplantıda kurşunlandı. Boyundan aşağısı felç oldu.

GERALD FORD (BAŞKAN): 5 Eylül 1975’de ve 22 Eylül 1975’de iki kez suikast girişimine uğradı. İki olayda da saldırganlar kadındı.

VERNON JORDAN (SİYAH LİDER): 29 Mayıs 1980’de Indiana’da kurşunlandı, ağır yaralandı.

RONALD REAGAN (BAŞKAN): 30 Mart 1981’de Washington’daki bir otelin girişinde aktrist Jodie Foster’a aşkını kanıtlamak isteyen John Hinckley’nin kurşunlarına hedef oldu. Yaralandı ve uzun bir süre hastanede kaldı.

 



 

Suat GÜN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...