ANAYASANIN ASKIYA ALINMASI
İhtilallerde başarı olanların ilk yaptığı iş kendi hukuk sistemlerini kurmaktır.
Bunu 27 Mayıs, 12 Eylül ve 28 Şubat darbelerinde yaşadık. Mesela iyi hatırlarım 12 Eylül komuta konseyinin ilk bildirilerinden birisi hukuk düzenine aitti ve hatırladığıma göre orada açıkça: Anayasanın ve kanunların komuta konseyi kararlarına aykırı olanları peşinen yürürlükten kaldırılıyordu. Diğer bir ifadeyle komuta konseyinin karar ve bildirileri Anayasa ve yasaların üzerine oturtuluyordu. Buna aykırı bütün hukuk metinleri yok sayılıyordu.
27 Mayıs 1960 darbesini yaşamadım. Ama onun da benzer olduğunu 12 Mart muhtırası ve 28 Şubat postmodern darbesinde ise açıkça ifade edilmese de yaratılan fiili durum ile bu netice sağlanıyordu.
Şöyle ki: Anayasal düzene hukuk dışı yollardan müdahale hem anayasal suç hem de ceza kanunlarımızda suç olmasına rağmen müdahaleciler hiçbir darbede yargılanamamıştır. Netice itibariyle darbe yapanların hukuku yani istedikleri hususları anayasal düzen dışında gerçekleşmesini sağlama dayatmaları başarılı oluyor ve aynı şekilde doğrudan yönetime el konulan 1960 – 1980 darbelerinde olduğu gibi Anayasa ve yasaları darbe hukukuna aykırı hükümleri uygulatılmıyor, askıya alınıyor.
28 Şubat sürecinde de benzer bir yöntem uygulanarak hükümet devrildi. İstedikleri hükümet kurduruldu, istedikleri yasa değişiklikleri ile idari uygulamalar yaptırıldı. Bunlarda da Anaya ve yasalar askıya alındı. Ceza kanunları uygulanamadı.
Ancak yaşanan örneklerden darbelerin evrilmesi sürecinden anlıyoruz ki doğrudan müdahale dönemlerinde olduğu gibi, komuta konseyi bildirileri yayınlanmıyor artık. Sistemin bütün hileleri namertçe uygulanıyor.
AK Partinin kapatılması davasının Anayasa Mahkemesindeki ilk görüşülmesinden çıkan Sn.Gül’ün yargılama kararının zımmi neticesi: TC.Anayasası Cumhurbaşkanlarının nasıl ve hangi suçlardan yargılanabileceklerini açıkça belirtmesine rağmen, Anayasaya açıkça aykırı olarak yargılanmasına verilen karar, mevcut Anayasa ve tabii ki yasalar askıya alınmıştır. Hukuk ne derse desin kurt ile kuzunun hikayesinde olduğu gibi hukuk darbesi yapılmıştır. Bu mahkeme (sistem) AK Partiyi kapatacak, lider kadroları da tasfiye edecektir.
Et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa… aynen böyle bir şey. Anayasa şuanda fiilen askıdadır. Anayasa mahkemesi varlığını borçlu olduğu, korumakla mükellef olduğu hukuk düzenini bir hukuk cinayeti ile askıya almıştır. Verecekleri karar ne olursa olsun meşru değildir. Çünkü meşruiyetleri ortadan kalkmıştır.
Yani kendileri fiili bir durumla ortadan kaldırdıkları Anayasa ve yasalara bu ülke halkının uymaları gerektiğini nasıl ve hangi akıl ve mantıkla isterler, anlaşılması imkansızdır.
Hukuk darbesi yapanlara tavsiyem; milletin sabrını taşırmasınlar. 11 kişilik bir heyet hiçbir iddia ve gerekçe darbe hakkı veremez ama; Milletin kahır ekseriyetine hak ve hukukunun koruma ideal ve davası haklarını korumak için ne yapılması gerekiyorsa, onu yapma hak ve meşruiyetini elbette verir.
Bu böyle biline.
Kemal Şahin
ASDER Ankara Ş.Bşk.
YAZARIN DİĞER YAZILARINI GÖRMEK İÇİN http://as-der.org.tr/index.php?option=com_content&task=category§ionid=2&id=30&Itemid=48