Salı, 16 Şubat 2016 09:36

Türkiye’nin dünya üzerindeki domino etkisi

Şu yakın yüzyıla baktığımızda, Osmanlı İmparatorluğu üzerinde oynanan oyunlar sonucunda, Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmasıyla onlarca devlet kuruldu. Ancak Osmanlı’nın dağılmasıyla kurulan bu devletler, son yüzyılda huzura, sükûnete ve nana muhtaç duruma düştüler. 

Bugün krallıkdiktatörlük ve monarşiyle kendini yönetmeye çalışan bu devletler, topraklarında rahat bir ölüm dahi tadamadılar. Hiç şüphesiz bu milletler, içerisinde ümmet kavramını iyi bilen insanlar da barındırıyordu. 

Şer odaklarının hesapları dâhilinde gerçekleşen, mazlum milletler üzerinde yapılan bunca zulüm ve ötekileştirme, bölme ve parçalama unutulmamalıdır. 

Bir diğer noktaysa, zamanla Müslümanların içine ekilen vesvese ve şeytani düşüncelerdir. Bu sinsi düşünceler ümmeti birbirine düşürdü ve İslam’ın temel yapısının sarsıntıya uğraması kaçınılmaz oldu. Müslümanların bölünmüş zihniyeti, ötekileştirmenin meydana getirdiği enaniyet üzerindeki mücadeleleri, bu gibi düşmanlara hizmet etmekten öteye gidememiştir.

Yazının başlığında olduğu gibi Türkiye’deki domino taşları yeri yerinden oynatıyor ve bu durum bütün coğrafyayı saran bir hal alıyor. 

Bugün anlıyoruz ki, Sykes-Picot Anlaşması’nın son yılımızın süreçlerine geldiğimizde coğrafyamız üzerinden yeniden bir şekillendirme yapmak istemektedirler. Lawrence’ların, Sykes’ların, Picot’ların büyük babaları ve akıl hocaları yüzyılımızla birlikte ölmediler ve Lawrence’ın torunları miraslarından hiç taviz vermeden, başta, Suriye’yi gerekçe göstererek, Türkiye’yi hedefe koymuştur. 

Son yüzyılda Türkiye’nin üzerine oynanan bu şeytani ve barbarca oyunun, Kürtleri ve Türkleri, yaşadığımız coğrafya üzerinde ne denli vahşice karşı karşıya getirdiğini gözden kaçırmamak gerekir. 

ABD’nin Türkiye üzerindeki çifte standardı, Rusya’nın barbarca saldırıları ve Avrupa Devletlerinin ikiyüzlü politikalarının izinde, A, B, C şeklinde adlandırdığımız planları olduğu görülmektedir. 

Bu planların içerisinde Sykes-Picot’tan başlayan Ortadoğu Coğrafi Düzen planları açık bir çöküşün habercisidir. İkiyüzlü ve sözde müttefiklerimiz olan batılılar, her ne kadar dost görünse de Kürtleri tarih boyunca hep kullanmışlardır. 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte bunu hazmedemeyen ve gelişmesine engel olmak isteyen batılılar, istedikleri zihniyete sahip birçok Kürt devleti kurmuşlardır. İşin acı tarafıysa, tarih boyunca Ruslar, Kürtleri hep arkasından vurmuş, çıkarlarını gözetmiş. İngilizler, Kürtlerin ümmetçi yapısı Türklerle bir araya gelmesin diye dörde bölmüş. Fransızlar, Kürtlerin etnik yapısını hep kendi çıkarları doğrultusuna kullanmış. Almanlar ve İtalyanlar kendi çıkarları için Kürtleri yönlendirmişlerdir. 

Son zamanlarda meydana çıkan laik beyaz Kürt sınıfının, Osmanlı içerisindeki İttihatçılardan bir farkı olmadığı aynel yakin ortadadır. Avrupa devletlerine yaranma adına vatanlarını satan bu beyaz Kürtler tamamen Avrupa’nın maşası olup, batının istediği yönde fikir ayrılıklarını ortaya çıkarıyorlar. Bunların tamamı, batılı devletlerin, Kürtlerin üzerinde ne kadar sinsice ve hain planları olduğunun özetidir. 

Dileğimiz; ne Kürtlerin ne de Türklerin bu gibi oyunlara gelmemesi ve Suriye üzerinde sahnelenen “Kantoncuk” adlı sevimli gözüken yeni oyunun Kürtlere pahalıya patlamamasıdır. 

Son zamanlarda batılı devletler Kürtlerin ruhunu okşayan hareketler sergiliyorlar. Bizler tarihte birçok çift taraflı sahneye şahit olmamıza rağmen hâlâ bir ders alamadık mı? 

Bu coğrafyada Kürtler ve Türklerin bin yıllık kader birlikteliği, bir coğrafyanın sükûneti ve geleceği açısından ne kadar mühim olduğu tartışılamaz. Bu iki milletin, bu iki kardeşin güç birliği sonucunda bütün İslam dünyasına iyi bir örnek olmanın çok daha ötesinde, bir kurtuluş olduğu da göz ardı edilmemelidir. Aksi halde bizlere, barbarlara yem olmaktan başka bir yol kalmaz. 

Ülkemin güzel insanlarına selâm olsun. Dua ile kalın.

Son Düzenlenme Salı, 16 Şubat 2016 09:56
Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...