Salı, 18 Ağustos 2020 13:55

Iraklı generaller, PKK’ya kalkan oluyor

Türkiye’de gündem Doğu Akdeniz, Fransa, Yunanistan ve İstanbul Sözleşmesiyle meşgulken; Ajanslara bir haber düştü. “Irak ordusu, Türkiye’nin Kuzey Irak’a düzenlediği insansız hava aracı saldırısında iki Iraklı üst düzey askeri yetkilinin hayatını kaybettiğini açıkladı.”

‘İki Iraklı üst düzey asker, ne kadar üst düzey olabilirdi ki?’ sorusu akılları hemen kurcaladı. Meğer PKK’yı vuran Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), arada 2 tane Iraklı generali de haklayıvermişti. 

Konu Türk medyasında yoğunluktan ötürü yer etmese de Associated Press’e konuşan iki Iraklı güvenlik yetkilisi, “Komutanların PKK’lılarla görüştüğünü doğruladı. Ajansa konuşan Iraklı güvenlik yetkilileri, olayda beş kişinin daha öldüğünü belirtti. Ancak yetkililer, bu kişilerin asker ya da sivil olup olmadığına dair bilgi vermedi.”

 Tabii konu görünenden daha büyük bir etki göstermiş. Irak merkezi hükümeti, Bağdat’taki Türk büyükelçiliğine NOTA verip izahat istemiş. Irak hükümeti o kadar kızmış ki; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın 3 gün önce Bağdat’a yapmayı planladığı ziyareti de bu olay üzerine iptal etmişti.

Bilmediğimiz bir şeyler dönüyordu. Topraklarının neredeyse 3’te 2’sini kontrol edemeyen, Musul’u IŞİD/DEAŞ’tan bile koruyamadan topuklayarak kaçan Iraklı generaller, ne oldu da birden kıymetlendi?

AP’ye konuşan kaynaklar, “bölgede daha önce Iraklı güçlerle PKK’lılar arasında çatışmalar olduğunu ve Iraklı askeri yetkililer ile PKK arasındaki görüşmenin de bölgedeki tansiyonun düşürülmesi amacıyla gerçekleştirildiğini bildirmişti.” İyi de biz Irak’ın PKK ile hiç savaştığını görmedik ki? Saddam bile PKK ile baş edemediği için Türkiye’ye Irak’ın kuzeyine askeri operasyon yapma yetkisi vermişti.

Yavaş yavaş yapboz yerli yerine oturuyordu. Mesele 2 generalin ölümüne tepkiye benzemiyordu... Çünkü Irak, Arap ülkelerinden yardım istedi. Fransa’dan da Irak’a destek açıklaması geldi. Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Kuveytli mevkidaşlarını arayarak ve Arap Birliği yetkililerinden yardım istedi. Kambersiz düğün olmaz; Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Türkiye’nin PKK’ya yönelik Kuzey Irak’ta düzenlediği saldırıyı kınamış ve Fransa da Türkiye’ye tepki göstermiş ve Irak’ın toprak bütünlüğüne vurgu yapmıştı.

Anlaşılan 2 Iraklı generalin terör örgütü temsilcileriyle görüşmesi, önem arz etmiyordu. Kimse 40 yıldır ‘PKK ile mücadele etmediniz, şimdi mi mücadele ediyorsunuz?’ sorusuyla ilgilenmiyordu.

Bu tiyatro piyesini bir kenara bırakırsak; Iraklı 2 general, PKK ile barış görüşmesi değil; PKK’yı Türkiye’ye yönelik terör eylemlerini artırmak için görüşme yapıyordu. Iraklı generaller bu teşviği Fransa ve Körfez ülkelerinin desteğinin yanı sıra İran’ın dolaylı desteğini PKK’ya sunarken, TSK ve MİT toplantıyı neşelendirmişti.

Türkiye, Musul demiryolunu 

aktifleştirmek istiyor

Irak ve Türkiye arasındaki bu gerginlik sadece 2 generallerden ibaret değildi. Alman DW, birden bire 3 Ağustos’ta “Yaklaşık bir asır önce Iraklılar ve Batılılar Berlin, İstanbul veya Venedik’e gitmek üzere ellerinde biletlerle Musul tren istasyonunda beklerdi. Bağdat’ı Türkiye ve Avrupa’ya bağlayan tren istasyonu bugün paslanmış raylar ve devrilmiş vagonlarla kendi haline bırakılmış durumda. Kent sakinleri eski günleri ve tren istasyonunu geri istiyor” şeklinde haber yaptı. 

Yani generallerin öldüğü günden bir hafta önceydi. Çünkü Alman sermayesi, Türkiye ile birlikte Musul demiryolunu kullanmak istiyor. Böylelikle küreselcilerin demiryolu projesini Irak ayağı hazırlanacak, ayrıca Almanya Ortadoğu pazarına daha hızlı ulaşacaktı.

Türkiye, sabotaj girişimini boşa çıkardı

Dolayısıyla Türkiye, olası bir sabotajı boşa çıkardı. Irak adına uluslararası platformları, Arap Birliği ve Fransa’yı ayağa kaldıranlar ise demiryolunun aktifleşmesini istemeyen odaklardı. TSK ve MİT’in ortaklaşa düzenlediği spesifik harekatlar ve Pençe harekatları Kuzey Irak bölgesini terörden arındırmaya yönelik olduğu gibi; Irak-Türkiye ve Irak-Avrupa arasında gerçeklemesi istenen ticaret yollarının güvenliğini sağlamaya yönelik operasyonlardı. 

Irak ordusundaki Türkiye karşıtı ekol, PKK’yı kullanarak Türkiye’ye engel oluyor/olacak. Bunun için Türkiye, Kuzey Irak’taki geçici ve sabit üslerine ek olarak Pençe operasyonlarıyla birlikte 10’dan fazla yeni üs ekledi.

Ancak bu operasyonlardaki en büyük handikap İran odaklı sabotajlar ve Körfez ile Fransa’nın finansal manipülasyonları oluyor. Nitekim Türkiye PKK’nın İran kanadına büyük darbeler vuruyor. İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı 10 milyonluk kırmızı listede aranan Heval Agit kod adlı İran uyruklu terörist Ali Novruzi (40) öldürüldü. PKK’nın tepe isimlerinden ve İran’la yakın ilişkisi bilinen Cemil Bayık’ın da öldürüldüğü iddia edildi. Ali Novruzi, Cemil Bayık’ın yardımcısı ve postacısı olarak biliniyordu.

Öncelikle bu operasyonun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyor, Türkiye’nin Libya ve Doğu Akdeniz başta olmak üzere Irak ve Suriye’de de pro-aktif siyaseti izlemesini yürekten diliyorum.

Vesselam…

Kaynak: Y.Akit

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...