Fitneden kıyamete giden yolu kimler oluşturuyor? Her insanın özünde var olduğunu bildiğimiz ve günlük yaşamın her yerinde, her an karşılaştığımız fitne ile beslenen bir çok mahlûkat var. Dehşet bir oranda fitneden beslenen, fitneyi günlük yaşamın bir parçası gören Allah’tan korkmaz kuldan utanmazlar var.
Deprem felaketinin başladığı dakikalar itibarıyla iktidar hesabı yapanların, daha ilk saatlerden seçim açıklamaları yapanların olduğunu gördük. Felaket tellallığı, kıyamet senaryoları derken, iktidara ağır eleştiriler yapıldı.
Ölçüsüz eleştirilerin devamındaysa, bir grup haddini bilmez, işi yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a diktatör diyerek çözmeye çalıştı. Saflar, Erdoğan düşmanlığı ile sıkı tutuldu. Vicdansızlığın Nirvana’sını gördük. Ne yazık ki görmek istemediğimiz manzara, böyle bir afette ufak iktidar hesapları yapan vicdansız parti liderleri değildi. Ancak yine ne yazık ki, siyaset yaparak halk üzerinde çaresizlik hissini en derinden hissettirdiler.
Hiçbir zaman bir işin ucundan tutmanın değil, hep Erdoğan’ı devirmenin peşinden gittiler. Akıl tutulması yaşayan muhalefet, felaketi fırsata çevirmek istedi. Kimileri de ekmeklerine yağ sürdü. Deprem gibi acı bir afet üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışan muhalefetin ne denli aciz, seviyesiz olduğunu da iliklerimize kadar hissettik.
Bölgedeki en büyük sorunlardan biri de dezenformasyon. Saha ajanları, provokatörler, bilgi kirliliği yaratarak bölgede yardımları engellemeye çalıştı. Oturdukları yerden sözde bir bakana teyit ettirdiklerini söyleyerek “Baraj patladı” yalanını ortaya atan BaBaLa ekibi, bir bakanlık yetkilisinin onaylamadığını da açıklamak zorunda kaldı. Kuyruklu yalanları dönüp dolaşıp kendilerini sarınca, teyidi düzgün yapamayan arkadaşımızı işten çıkardık diyerek kurtulmayı denedi. Her şey çözülene kadar “Hatay sular altında kalacak” yalanına inanan binlerce masum insan şehri terk etmeye çalıştı. Enkaz altında kurtarılabilecek, kurtarılmayı bekleyen onlarca masum can, belki bu yalan yüzünden çaresizce ölüme terk edildi.
Düşmanın provokatif ordularını hafife almayın. Profesyonel provokatörler, bu gibi ortamlardan beslenir. Hızla harekete geçer. Dışarıdan güdümlüdürler. Zor durumu, daha da zor hale getirmek için tetikteler. Amaç milleti, devleti zor duruma sokup, direncini zayıflatmaktır. Biz deprem yarası sarmaya çalışırken, bir tarafta ise güdümlü odaklar da kaos ve kışkırtma ile uğraşıyor. Ağ kurmuşlar resmen.
Gökhan Özoğuz gibi BaBaLa stüdyosunda oturduğu yerden elinde bilgisayarla dünyaya hükmettiğini sanan erişkin ergenler, sahada kimsenin olmadığını iddia etti. Enkaz başında dinlenmeden çalışan askere, günlerdir uyumayan STK’lara, sahayı karış karış gezen gönüllülere, hatta çorba dağıtan TİP’e bile hakaretti bu. Böyle komplike bir yalanla sosyal medyayı karıştırabilirsiniz ancak sahadaki kardeşliği görseydiniz, insanlığınızdan utanırdınız.
Kızılay, yürüttüğü strateji ile insani yardım çalışmalarında küresel bir aktör haline geldi. Kızılay son 10 yılda 140 farklı ülkede doğal ve insan kaynaklı afetlere müdahale etmiştir. Devletin gönülleri fetheden ordusu olmuştur. Kızılay, Türkiye’nin emperyal gücünü dünyaya kabul ettirmiş, güçlü bir kuruluştur. Türk devletinin amacına hizmet etmiş büyük aktörlerinden olmuştur. AFAD ve İHH gibi birçok STK’mız da böyledir. Misyonerler dünyada büyük çalışma yürütürler.
Dünyanın bir yerinde açlık, savaş ve deprem gibi doğal afetler olduğunda misyoner kuruluşlar oraya gidip yardım karşılığında halkın zayıf tarafını tespit eder, kullanılmaya uygun insan profili bulunduğunda ajan ve misyonerler aktifleşir. Tüm bu olanlar güçlü finans sistemi ile desteklenir, başarıya ulaşırlar. Bunlara devlet dikkat etmelidir.
Psikolojik harbe de hazırlıklı olmalıyız. Emperyalist güçlerin içerideki kuklalarına yaptırdığı yıkıcı faaliyetler ve bilgi kirliliği birer kol faaliyeti gibi işlenir. Bu faaliyetler psikolojik harp propagandası olarak desteklenir. Babası da ajan olan Ümit Özdağ gibiler de, işte böyle dönemlerde sahada cirit atar.
Beşinci kol faaliyeti nedir? Bu önemli. Savaş ile ele geçirilemeyen bir kitleyi ya da devleti propaganda, casusluk yoluyla etkileyerek ele geçirme faaliyetidir. Bu işte yerleştirilmiş, satın alınmış insanlar kullanılır. Ümit Özdağ örneğini, bu açıklama ile daha net anlayabilirsiniz. Sahada yaydığı yanlış bilgiler ortaya çıkarken bile canlı yayında özür dilemekten aciz, insanı insana dövdüren, öldürten bir azmettiricilik ile bir tehdit haline gelmiştir Ümit Özdağ.
Türkiye 5. Kol faaliyetinin en yoğun olduğu ülkelerdendir. Bugün Kızılay, AFAD ve TSK’ya yapılan yıpratma operasyonu dış odaklı. Bu görevi içimizdeki dışarıya çalışan kuklalar yerine getiriyor. Bugün Kızılay dünyanın her yerine yardım götürerek Türkiye’nin prestijini artırdı. Üst aklın Asya ve Afrika’da insan devşirme oyununu bozuyor.
Dışardan müdahale varken, içimizdeki hainler de durmuyor ne yazık ki… HDP ne zamandır devlet anlayışını benimsedi, devleti düşündü de himayesi altına girdiği CHP ile ortak açıklama yaparak “Devlet enkazın altında kalmıştır” cümlesini endişe ile kuruyor. Ne yazık ki Kemal Kılıçdaroğlu ile Pervin Buldan’ın deprem olunca içleri kıpır kıpır “Bu kez kazandık iktidarı” sevinci, bir fitne ile yansımıştı suretlerine. Afetin başından bu yana iktidar vurgusu yapan, seçim propagandası yürüten, siyasi rant sağlamaya çalışan, yalanlarla, dezenformasyonla halkı kirli bilgiye boğan muhalefet, acınası haldedir.
Vesselam…
