Perşembe, 10 Ocak 2008 03:56

İyi olan güzeldir güzel olan iyidir

 

İyi olan güzeldir güzel olan iyidir

İster şiir, ister hikaye, isterse deneme olsun, her edebiyat çalışması, yazarının içinde yaşadığı toplumu, değişik açılardan yansıtma görevini yüklenir. Edebiyatsız toplum olmadığı gibi, toplumsuz edebiyat da olmaz. Her toplum edebiyat çalışmalarıyla, kendi değerlerinden yola çıkarak evrensel değerlere ulaşır. Düşünce dünyasına büyük katkılarda bulunan Geoşe, “Edebiyatçının nereye düştüğüne bakmadan, toprağa tohum atan bir bahçıvan gibi olması” gerektiğinin üzerinde önemle durur.

Bir edebiyat eserini anlamak için, ele aldığı toplumun olduğu kadar insanlığın da düşünce ve eylem tarihinin kilometre taşlarını iyi bilmek gerekir. Hangi toplumda ortaya çıkarsa çıksın, bir edebiyat eserinin kalıcılığı, yansıttığı değerlerin tarihsel derinliğinden kaynaklanır. Bilim gibi, edebiyat da bütün insanlığın ortak birikimini yansıtır. Bir edebiyat ürünün, doğruları yansıtmadaki ustalığı, güzellikleri yakalamadaki başarısını gösterir. Hayatı güzelleştirenler, varoluşa anlam kazandıranlardır.

Hafta sonunda Burç Fm'i bir edebiyat, düşünce ve kültür radyosuna dönüştüren Bünyamin Şen, Anadolu insanının edebiyattaki sesi olan yazarları Feşi Paşa korusundaki Dilruba'da bir kahvaltı masasında buluşturdu. Güzel edebiyatın ustaları, Fatma Karabıyık Barborosoğlu, Sibel Eraslan, Belkıs İbrahimhakkıoğlu ve Rasim Özdenören ile Türk edebiyatının kazandığı yeni boyutları, yerelden küresele geçmede karşılaşılan sorunları çözmenin yöntemlerini, güzel ve iyi sanatın özelliklerini konuştuk.

Güzel edebiyatın güzel eserleri, dünyayı aydınlatan güneş gibi, bütün insanlığı aydınlatırlar. Onlar insanlara yol gösterirken, ışıklarıyla birlikte güçlerini de yitirmezler. Güzel edebiyat eserlerinin dünya düşüncesine katkısı, suya atılan taşların etkisi gibi, dalga dalga bütün toplum kesimlerine yayılır. Her toplum kendi düşünce ve eylem birikimine göre, onların değiştirici gücünden yararlanır. Bir güzel eser, başka güzel eserin aynasıdır. Güzelliğin değerleri, bir eserden başka esere geçe geçe geleceğe taşınır.

Edebiyatın güzelliğini yitirdiği bir toplumda, hayat anlamını yitirir. Metafizik dünyaya bütünüyle kapalı seküler kültürün, bütün toplumları kuşatma altına aldığı bir dünyada, bir nehir gibi akan hayata anlam kazandırmada, güzelliği arayan güzel edebiyatçılara çok büyük görevler düşüyor. Metafizik dünyanın kapılarını aralamada öncülük görevi, bilimden önce sanata düşmektedir. Çünkü sanatın kapsama ve etki alanı bilimden daha geniştir.

Edebiyat bütün sanatların anasıdır. Edebiyat eserleri, toplumları dönüştüren, insanların hayatlarına anlam kazandıran, geçmişten geleceğe ışık tutan deniz fenerlerine benzerler.

Tarihin her döneminde, toplumları dönüştürenlerin ışığı, hayatı anlamlı kılan edebiyat eserleri olmuştur. İnsanların azgınlıklarına edebiyat eserleriyle gem vurulur.

Bütün edebiyat eserleri, kutsal kitapları anlamak ve anlatmak için yazılmışlardır.

Hayatı anlamlı kılan iksir kutsal kitaplardadır.

İnsan kitapla, kitap insanla anlam kazanır.

Kitap insanın ölmeyen ruhudur.

Ruhsuz kitap uzun ömürlü olmaz.

Son Düzenlenme Pazartesi, 10 Mart 2008 03:54
Nazif Gürdoğan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...