Cuma, 23 Ağustos 2013 11:52

Masumiyet, en büyük zafer

Her yeni güne katledilmiş masum insanların görüntüleriyle başlıyoruz artık. Zulüm haber bültenlerinin sıradan bir konu başlığı haline geldi. Hunharca öldürülmüş çocuk bedenleri silinmez biçimde kazınıyor hafızalarımıza. Kime yanalım, hangi kardeşimizin yasını tutalım, hangisine dua edelim bilemiyoruz. Kötülük görünür hale geldi; adeta elle tutulabilir, dokunulabilir bir varlığa dönüştü. Sözlerin sükûta sığındığı, kelimelerin başa çıkamadığı, cümlelerin gözyaşlarına yenildiği bir tarih basamağında mahsur kalmış gibiyiz. Her şey çok sıcak, durmadan akıyor hikâyeler, durdurak bilmiyor zalimler... Derin derin yaralanıyoruz ve hissediyoruz bunu. Ama acısı sonra çıkacak asıl, bütün derin kederlerde olduğu gibi... Biraz ara verse ölüm makineleri, biraz sussa silahlar, azıcık bir zaman patlamasa bombalar, bir yere yığılıp kalacağız sanki biz de.

 

Zaman bize bir şeyler söylüyor, bu açık... Daha önce söylemediği kadar açık, daha önce söylemediği kadar keskin sözlerle söylüyor hem de. Sanki yolumuz kısaldı, yaşanacaklar azaldı ve sanki idrakleri zamana yayarak tazelemeye artık vakit yok. Bu sebeple ki her şey bu kadar ayan beyan... Bir bakışta görebilelim; havsalamızdaki çağcıl uyuşmaya, sağır edici uğultuya rağmen bir görüşte anlayabilelim diye... Saflar hiç olmadığı kadar belirgin, kötüler hiç olmadıkları kadar cüretkâr ve pervasız, masumlarsa hep oldukları gibi çıplak ve savunmasız... Bir mahşerî tablo şekilleniyor gün gün gözlerimizin önünde, en anlamayanların anlaması, en bilemeyenlerin bilmesi, en idrak edemeyenlerin de idrak etmesi için... Ve günlerini bozuk para gibi harcamayı adet edinen zamane kalabalıklarının neye kapılıp gittiklerini belki de son bir kez düşünebilmeleri için...

 

Hiç kuşku yok ki kötülerin sayısı çok yeryüzünde. Kimileri, bilinen bütün vicdanî ölçüleri aşan bu kötülük mimarisinin doğrudan kurucusu... Kimileri, yandan destek olarak, payanda olarak, ölülerin bile kalmadığı kadar sessiz kalarak tahkim ediyorlar bu şeytanî düzeni.

 

Hiç kuşku yok ki iyiler de var hâlâ yeryüzünde. Kimisi kırılıp dökülüyor işte her gün zulmün sokak aralarına kadar girebilen kara biçerdöverlerinde. Kimilerinin durumuysa biraz daha serin, uzaktan izlemeye mahkum olmanın kederi ve çaresizliğiyle izliyorlar zalimin mazluma yaptıklarını. Elbette taraflar ve mazlumun yanındalar, belli ki kırgın ve fakat olabildiğince güçlü, olabildiğince metin, olabildiğince insan...

 

Bugün, başında eli kanlı cellatların dolaşmadığı bütün iyiler için kim olduğunu yeniden bilmenin tam vakti... Hem de bir görüşte, bir kavrayışta... Çünkü vakit yok. İyiliği dimdik ayakta tutmak, insanlığı kötülüğün oyuncağı olmaktan korumak gerekiyor. Bugüne kadar eksilttiğimiz her şeyi yerine koymak gerekiyor. Vicdanlarımızın tazelenmeye ihtiyacı var, bu belli... Ayağını kadim zamanlara basan yeni bir ahlakla dirilmeliyiz hepimiz. Birbirimizle uğraşmaya, küçük kıvılcımlardan yangınlar çıkarmaya, hakikatin uzağında yaşamaya hakkımız yok. Her birimizin, hiç vakit kaybetmeden sadra şifa olacak bir insanlıkla mücehhez ve müzeyyen hale gelmemiz gerek. Konuşmakla olmuyor, iddia etmekle olmuyor, fısıldamakla ya da bağırmakla da olmuyor. Belli ki talip olmamız gereken şey ancak 'olmak'la olunuyor.

 

Bu karanlıklar çağının imanlı kalplerin aydınlığına ihtiyacı var. Kanamaktan yorulmuş bütün bu yaraların iyiliğin merhemiyle sarılmaya ihtiyacı var. Kötülerin taşlaşmış kalplerinin bile iyiliğin aynasında kendisini görmeye ihtiyacı var.

 

İnsan olmaktır görevimiz; çağa kapılmamak, kötülüğün oyunlarına gelmemek, kötülüğün yöntemlerine tevessül etmemek, sesimiz zamanda yankısını buluncaya kadar bir kere daha, bir kere daha, bir kere daha tastamam insan olmak...

 

Esfel-i safilini kimlerin temsil ettiği aşikâr bugün...

 

Öyleyse her imanlı kalbin de kendini tazeleyip, eşref-i mahlûkat olmaya azmetme vakti geldi.

 

Yeniden, bir kere daha...

Gökhan Özcan

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Son Ekledikleri: Gökhan Özcan

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...