Pazartesi, 11 Kasım 2013 11:12

Ne yani, 28 Şubat diye bir darbe hiç mi olmadı?

28 Şubat davasında 5 tutuklu kaldı. Son duruşmada 15 sanık için tahliye kararı çıktı. Böylece 76 tutukludan 71'ini tahliye etmiş oldu.

Sadece, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, emekli Korgeneral İdris Koralp, Balyoz Davası hükümlüsü emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Tümgeneraller Erol Özkasnak ve Kenan Deniz'in tutukluluk süresi devam ediyor.

Bakalım onlar da bir sonraki duruşmada tahliye edilecekler mi?

Davadır, mahkemedir, duruşmadır, iddiadır, savunmadır.. Biz ne savcıyız ne hakim. Bize izlemek düşüyor. Duruşma sonrasına kadar beklemek düşüyor. Mahkeme kararlarına saygı düşüyor.

Ama sanki;

28 Şubat diye bir darbe hiç olmadı.

Seçimle iktidara gelmiş bir hükümet darbenin asker ve sivil kanatları eliyle devrilmedi. Siyasi yasaklar gelmedi. Bazı partilere oy verenler, demokratik tercihleri yüzünden cezalandırılmadı.

Türkiye toplumu kamplara ayrılmadı. Sokaklar bölünmedi. İnsanlar birbirine düşman edilmedi.

Üniversitelerde 'cadı avı' yürütülmedi, insanlar politik görüşlerine göre tasnif edilmedi. Bazıları devlet düşmanı muamelesi görmedi. Kamu kurumlarından kovulmadı.

Kebapçılara varana kadar insanlar fişlenip tasfiye edilmedi.

Yargı mensuplarına ve gazetecilere brifingler verilmedi, birifingler alkış tufanı ile karşılanmadı.

İç savaş havası veren o manşetler hiç atılmadı. Her akşam televizyon ekranlarında korku filmlerini andıran operasyon görüntüleri yayınlanmadı. Medya generaller karşısında tekmil verir hale getirilmedi.

Bir tür entelektüel terör fırtınası estirilmedi.

Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu yapılmadı. Bu ülkenin on milyarlarca doları izi sürülemeyecek şekilde kayıplara karışmadı. Milyonların emekleri sermaye içerideki ve dışarıdaki sermaye baronlarına peşkeş çekilmedi.

Gerçekten de Türkiye, 28 Şubat diye bir darbe süreci yaşamadı. Bu sürecin;

Asker ayağı yoktu. Medya ayağı yoktu, 'Beşli çete' ayağı yoktu.

Dış bağlantısı ya da yolsuzluk boyutu hiç yoktu.

İsrail ziyaretinden dönen generaller, daha havaalanında bütün haşmetleriyle sağa sola tehditler savurmadı. Koca ülkenin dış politikası, güvenlik politikası, istihbarat geleneği, askeri teknolojisi hatta iç güvenliği ile ilgili uygulamaları İsrail'e emanet edilmedi.

Gizli istihbarat anlaşmalarıyla kendi vatandaşlarımızı İsrail istihbaratının insafına terketmedik.

Pentagon ve İsrail aşırı sağı adına Türkiye'yi hizaya sokma, ehlileştirme, evcilleştirme, denetim altına alma stratejisinin taşeronluğuna soyunan kimsecikler yoktu. Hepsi hayal ürünüydü?

Türkiye, çokuluslu bir müdahale yaşamadı.

Türkiye; siyasi tarihinin en kırılgan, en belirsiz zamanlarını, yeni bir Türkiye dizayn etmek isteyenlerin planlarını, birileri adına bu ülke insanlarına diz çöktürenlerin hesaplarını belki de hiç sorgulayamayacak.

Bu karanlık, kaotik, karmaşık dönem aydınlatılamayacak. Askeri ve siyasi boyutu bir tarafa, tarihin en büyük yolsuzluk operasyonlarından biri belki de kapanıp gidecek.

Emir erlerinin, patronlarının talimatıyla dağıttığı ihalelerin, patronlarına tekmil verip faaliyet raporları sunmalarının hesabı belki de hiç sorulamayacak.

Bir bardak soğuk su içeceğiz, yutkunacağız, her şey normal seyrinde devam edecek...

Biz mi yanılıyoruz, gerçekten 28 Şubat diye bir darbe yaşanmadı mı bu ülkede...

Bu kadar mıydı her şey? Yoksa biz mi abarttık...

İbrahim Karagül

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...