Perşembe, 16 Şubat 2023 14:01

Dur nereye gidiyorsun, Vur Al Savaş!

Darbecilerin güçlü olduğu dönemde, Yargıtay Başsavcısı’na öyle isim takmışlardı: “Vur Al Savaş!”

Vural Savaş ismi üzerinden, böyle bir güçlülük algısı oluşturmuşlardı..

Refah Partisi seçimlerden birinci olarak çıktığı bir dönemde, koalisyon hükümetinin büyük ortağı Refah Partisi iken, Necmeddin Erbakan Başbakan koltuğunda oturduğu bir dönemde, Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş, “Kapatın bu partiyi” demişti..

1990’lı yıllarda güneydoğuda 20 bine yakın faili meçhul cinayetin katillerinin değil..

Karıncayı ezmekten çekinen dindar insanların korkulu rüyası olmuştu..

O Yargıtay Başsavcısı koltuğunda otururken, 1999 depremi yaşandı..

O depremle ilgili, kayda geçen bir çalışmasını duymadık..

Demirden çalan müteahhitlerle ilgili, betondan tırtıklayanları görmezden gelen belediye görevlileri ile ilgili bir faaliyetini duymadık..

Ama Refah Partisi’ni kapattırdıktan, Necmeddin Erbakan Hoca’ya siyaset yasağı getirttirdikten sonra, yerine kurulan Fazilet partisi”’i de kapattırmak üzere, ona da dava açmıştı..

 

“1999 depreminde hırsızlığı tescillenen işadamları”nın takipçisi olacağına..

Başörtü yasağını sonlandırmak üzere adım atan Fazilet Partisi’nin korkulu rüyası olmuştu..

RP için uğraştığı kadar..

FP için didindiği kadar..

Depreme dayanıksız evler inşa eden müteahhitlerle hukukun gereği olarak mücadele etmiş olsaydı, bu ülkede belki de hayırla anılacaktı..

Ama o, lanet ile anılmayı tercih etti..

 

Müteahhitliği kolay para kazanma aracı olarak görenlerle mücadele edeceğine..

Dayanıksız evlerin yapılmasına göz yuman belediyecilerle mücadele edeceğine..

 O, mücadeleyi dindar siyasetçilerle yaptı..

Onlara hakaret etti..

İnsanların altında kaldığı binaları göstererek, sorumlular hakkında açtırdığı davalar, hazırladığı tebliğnamelerde, “Adeta kandan başka bir şeyle beslenmeyen vampirler gibi” ifadesini kullanacağına..

Yapımında imzası olduğu binaların yıkılması sonrasında, sorumlu müteahhitler için yapması gereken “Kandan başka bir şeyle beslenmeyen vampir gibi” nitelemesini, ideolojik saplantı ile dindar yöneticiler için yapmıştı..

İnsanlara yuva satıyormuş gibi, paralarını alıp, aslında tabutlarını satan müteahhitlerin yolsuzluklarını gören ancak engel olmayan kamu görevlileri için tebliğnameler hazırlayıp, “metastas yapmış habis bir ur gibi” suçlamasında bulunacağına, bu ülkenin öz çocuklarının üniversitelerde kıyafet yasağı olmaksızın okuyabilmesini isteyen Fazilet Partisi yöneticilerine dava açıp, siyaset yasağı getirilmesini istemişti..

İnsanımızın evini, mezar haline getiren yolsuzluklara imza atanlar için açması gereken nitelikli dolandırıcılık davalarını, açılmış davalardaki verilen kararların, “Bu basit bir dolandırıcılık değil. Yaptığı inşaatın depreme dayanıksız olduğunu bilen bir müteahhit, o hali ile evi satıp, insanların ölümüne sebep olmuş ise, bunların suçu, basit bir ‘kusurlu hareketle ölüme sebebiyet vermek’ olamaz..” hukuki değerlendirmesini yaparak,  suç niteliğinin değiştirilmesini istemesi gerekir iken, gece gündüz dindar insanları karalamak için çaba sarf ettiğinden..

Necmeddin Erbakan ve arkadaşları için, parti hesaplarındaki küçük küçük ve kimseye zararı olmayan maddi hataları kullanarak,  “nitelikli dolandırıcılık” suçu icad ederek, Erbakan Hoca’nın 80’li yaşlarda, cezaevine girmesini gerektirecek iftiralarla boğuşmasına sebep olmuştu..

28 Şubat darbe sürecinde ne kadar güçlü idi..

Kartel gazetelerinin her biri, manşetlerine taşıyor, o da aldığı gazla, her adımında, dindar insanlara tehdit üstüne tehdit savuruyordu..

Sadece Refah Partisi, sadece Fazilet Partisi değil..

Siyasi hayattaki insanlara yaptığı hakaretler, hafızlara varıncaya kadar dindar insanlara yaptığı suçlamaları haberleştirdiğimiz için, akit gazetesi için de dava üstüne dava açıyordu..

Bazılarında hemen neticeye ulaşıyor, bazılarında ise birazcık gecikme yaşadığını hissettiği an, “Yunanistan’dan kanun ithal etmeliyiz.. akit gibi gazetelerle, ancak bu kanunlarla mücadele edebiliriz” açıklamalarında bulunuyordu.

 Bugünkü aşamada, Vural Savaş öldüğünde, kim, kendisini ne ile anıyor?

Bir tek kişi, “Vural Savaş’tan Allah razı olsun.. Refah Partisi’ni kapattırdı.. Çok iyi etti” diyor mu?

 Dün, Vural Savaş’ı alkışlayanlar bile, bugün onu terk ettiler..

Şimdi Refah Partisi’nin mirasçısı olma iddiasındakileri de yanlarına alarak, bugünün gerçek Milli Görüşçülerine, yeni 28 Şubat’ı yaşatmak için, karanlık ittifaklara imza atıyorlar..

Ne olurdu yani, şu partiyi, bu partiyi kapattırmak için uğraş vereceğinize..

Bankaların içini boşaltan hortumculardan başlayıp..

Nerede bir yolsuz işadamı var ise.

Nerede kolay yoldan para kazanmak isteyen var ise..

Müteahhitinden kamu görevlisine..

Mafya babalarından vatandaşın kör kuruşuna göz diken soyguncularına kadar..

Hepsine karşı, bu ülkenin savcılarının en tepesindeki isim olarak..

Korkulu rüya olsaydınız..

İnsanlar, dindar yöneticilerin korkulu rüyası olduğunuzu söyleyeceğine..

Şöyle düşünseydiler:

“Ankara’da bir başsavcı var..” deseydiler..

“O başsavcının kontrolünde, Türkiye’nin tüm ceza dosyaları, temyiz öncesinde incelemeye tabi tutuluyor..” deseydiler..

“Olur ya, yerel mahkemelerde, il-ilçe savcılıklarında görülmeyen, atlanan ne kadar eksiklik var ise.. Vur Al Savaş’ın başsavcılığındaki kontrollerde, hepsinin hesabı soruluyor..

Atlanan, gözden kaçan ne kadar eksiklikler var ise..

Yolsuzluktan yana, rüşvetten yana, hortumdan yana ne kadar eksiklik var ise, hepsi tespit edilip, gerekenler yapılıyor” deseydiler..

Bugün binlerce insanımız, Vur Al Savaş’ın arkasından Fatiha okuma ihtiyacı hissetseydiler..

“Kendi döneminde her türlü suçun takipçisi oldu. Öyle bir sistem kurdu ki, bugün dahi onun titizliği ile suçlarla mücadele ediliyor” şahitliği yapılıp, kendisine lanet okunacağına, rahmet okunsaydı..

Kötü mü olurdu?

Kısa günde, kahraman” ilan edilirsiniz..

Kısa günde, “cesur savcı” ilan edilebilirsiniz..

Önemli olan, uzun vadede, insanların gönlünü fethetmek..

Vazifeniz olan savcılığın hakkını, gerçek suçlular için vermek..

Çok mu zordu, bu yönde anılmak, bu yönde bir gayret göstermek?

Vur Al Savaş..

Şimdi ne vurabiliyorsun, ne alabiliyorsun, ne de savaş verebiliyorsun!

 

Allah hepimizi, akıbetini düşünen ve onun için gayret eden insanlardan eylesin..

 

 

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ali-karahasanoglu/dur-nereye-gidiyorsun-vur-al-savas-41354.html?utm_source=gazeteoku&utm_medium=referral

 

Ali Karahasanoğlu

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...