Pazartesi, 30 Eylül 2013 12:14

28 Şubat Notları

28 Şubat davasının üçüncü gününde yine “müşteki-müdahiller” olarak mahkeme salonunda hazır bulunduk. Ankara temsilcilerimizin adeta günlük mesai başlangıcımız diyerek müsait olanların müsait oldukları sürece hazır bulundukları ve çevre illerden ASDER'in çağrısına icabet eden arkadaşlarımızla birlikte gün boyu  mahkeme salonunda varlığımızı hissettirdik.

Çetin Doğan yine BÇG toplantıları ile iddianamedeki belgelerin gerçek olmadığını, Nisan-97 tarihli generaller-amiraller toplantısına dayanak yapılan emrin ilgi-a'sının tarihinin Mayıs-97 tarihli olduğu için sahte belge olduğu yönündeki savunmasını “bilimsel” (!) gerekçelerle Ergenekon, Balyoz davalarında da yaptığı savunmalardan uzun uzun alıntılarla sürdürdü. Salonun dikkatini dağıtmak ve ciddiyeti zayıflatmak gayeli uzun savunması öğle arası verilinceye kadar devam etti.

Öğleden sonraki çapraz sorgulamada; daha önce sessiz sedasız dinleyip her türlü savunma fırsatını, açık ve pervasız yalan beyanlara rağmen suçlulara tanıyan mahkeme başkanı, bugünkü mahkemede farklı bir tutum ortaya koymuş oldu. Daha ilk soruda sahte olduğunu ileri sürülen mezkûr belge ile ilgili Genelkurmay Başkanlığından istedikleri resmi cevabın, aynı belgenin Jandarma Genel Komutanlığı imha belgeleri listesinde aynı tarih sayılı olduğu için iddianamede yer aldığını ifade etti. Diğer sanıkların da sorgulamalarında aynı emrin doğruluğunu kabul ve katıldıklarını söylemesi, dolayısıyla inkârın bir anlamı olmadığını “İHSAS” etmesi yüreklere su serpmiştir. Hatta gelmemiş tarihteki bir ilgi yazının tarihinin 1997 değil 1996 yılında “taslak” olarak hazırlandığı ve bahse konu belgedeki yazıda sehven 1997 olarak yazıldığının resmi tetkiklerle anlaşıldığını açıklaması da hakeza konu ile ilgili vurguyu perçinlemiştir.

Daha sonra; 28 Şubat MGK tavsiyeleri üzerine, Genelkurmay Başkanlığının kendisine bağlı olduğu Başbakanlığın bilgi ve onayını almadan nasıl bir (BÇG gibi) oluşumu yaparak gereği için çalışabildiği (!) sorusu da aynı değerde bir hesap sorgusuydu.

Savcının da benzer birkaç sorusu aynı önem ve ağırlıkla can alıcı noktalara işaret etmekteydi.

Savunma avukatları ve müdahil avukatlarının da müvekkilleri lehine, Çevik Bir'e sordukları benzer sorularla sıkıştırdıklarını, mahkeme sonuna kadar devam eden arkadaşlarımdan öğrenmiş durumdayım.

Ankara Şube Başkanımız Şahin Akdoğan beyin her gün katıldığı ve iddianame kitapları üzerinde sürekli işaretleme ve notlar aldığını gördüm. Daha spesifik iddia ve yanlış savunmaları not alabildiğini düşünüyorum. Gerektiğinde bunları paylaşacağı ve hatta ASDER'in kurumsal avukatı olduktan sonra inşaallah bu tür noktalarda daha önceden tespit edilebilecek konuları müdahil avukat vasıtasıyla benzer sıkıştırıcı çapraz sorgulamaya katılarak daha çok varlığımızı hissettirebiliriz.

Osman Kaçmaz

ASDER Genel Merkezi

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...