Cuma, 22 Mart 2013 16:18

APO’NUN GELDİĞİ NOKTA


 

Bir Nevruz daha geride kaldı. Yüzyıllardır Medeniyet Coğrafyamızda yerel tatlardan biri olarak kutlanmış Nevruz. Cumhuriyetin başında Milli Kurtuluş Günü, Ergenekon’dan Çıkış Günü olarak ta kutlanmış. Ama bu yerel bayramlar ve gelenekler ortak değer olduğu için, laboratuarda yaratılmaya çalışılan çağdaş ve modern Türk’e yakışmayacağından Dini, Töresi ve Terbiyesinden uzaklaştırılmış halkımız Sultan Nevruz’u da unutmuş..

Sonra Sarı-Yeşil-Kırmızı.. Adriyatik’ten Çin Seddine tüm Turan Ellerinde Gelin başı olmuş, PKK kullanınca birileri kötü ilan etmiş ve küfretmiş. Tam tersini yapsalar PKK etkisizleşecekti belki. Bakıldığında şu görülecektir esasında. Her iki tarafta da geren Irkçı ve Mikro-milliyetçiler.

Şimdi geliyoruz Apo’daki satır aralarına. Bildiriyi okuyunca aklıma yıllar önce okuduğum “Türk-İslam Ülküsü” isimli eseri geldi Seyyid Ahmed Arvasi’nin. İslam Medeniyetinin bir araya getirdiği topluluklar vurgusuyla, Çanakkale’de birlikte verilen mücadeleden, TBMM’nin kuruluşundaki omuz omuza oluşa, İstiklal Harbine sahip çıkışa…. Bitmedi. Son yüzyıldaki soysuzluğa ve yabancılaşma anlamındaki inkâr ve red politikalarına yaptığı vurguya. Düzce’li bir Türk olarak ben de aynı şeyden mağdurum ve katılıyorum..

Ortadoğu ve Ortaasya kendi öz tarihine uygun, bir çağdaş modernite ve demokratik düzen aramaktadır.” cümlesindeki Ortaasya vurgusu değerli bence. Aynı şeyin benzerini Kazakistan’ın kurucu Cumhurbaşkanı da şöyle demişti. “Bölgenin kaynaşması için zamanında Avrupa ülkelerinin sahip olduklarından çok güçlü önkoşullar mevcuttur. Dış Tehditler, Kültürel-Tarihi Kökler, Din, Toprak–Coğrafya Birliği, Medeniyet ve Kültür Birliği, Dünyaya aynı kapılardan çıkabilme ve Açılabilme,  Ekolojik Problemler vb. bu kaynaşma için gereken altyapıyı oluşturmaktadırlar. Avrupa Birliğinin mimarları böylesi kaynaşma önkoşullarını ancak hayal edebilirlerdi ancak Türkler bu koşullara kendiliklerinden sahiplerdir.”         N. Sultan NAZARBAYEV,           (Tarihin Akışında adlı kitabından). Bu cümleye Irkçı Kürtler sadece Dilimiz bir değil diye itiraz edebilir. Ama onlarda Apo gibi şunu iyi bilmeliler. Türk’ün olduğu her yerde Kürt var. Afganistan dâhil. İran’ı Azerbaycan’ı, Gürcistan’ı, saymıyorum bile.

Daha, Misak-ı Milli vurgu ile. Lozan’a Dindar Türkler ve Kürtler yani Anadolu’nun Siyasal İslamcıları diyebileceğimiz kesimler itiraz etmişti. Ama geleneksel Anadolu solunda büyütülmüş biri ilk kez itiraz ediyor. Ayrıca, bölgenin emperyalistlerce nasıl parçalandığına dikkat çekmesi ve Suriye’deki kesimlere bile barış çağrısı.. Çok anlamlı.

Bana 12 Eylül Öncesi İslamcı ve Ülkücü çizginin sentezi gibi geldi söylenenler. Peki, MHP nerede demeden de edemedim. MHP, Ergenekon, Haberal, D. Perinçek, vb. ile yan yana duruyor. Oysa Apo, insanımızın ve bölgenin gereksinimlerin kavramış. Burada 12 Eylül öncesinin Kürt Ülkücüleri nerede? Akrabaları, oğulları yok mu? Sorusunu da sormadan edemiyor insan.

Evet, artık, uyanış, birlik ve bölünüyoruz korkularını yenme zamanıdır. Eğer Apo Misak-ı Milli’den söz ediyorsa, Emperyalizmin böldüğü halklar olarak İslam olan Türkler’den, Kürtler’den, Araplar ve Acemler’den özellikle söz ediyorsa, bu değerli.

Gelelim Kürt Haklarına. Geçen hafta bir kurumda 120 kişilik bir guruba konferans veriyorum. “-Aranızda Kürt var mı?” diye sordum. Üç kişi el kaldırdı. Ama çekinerek. Salondaki diğer kişilerde kimler el kaldırıyor diye baktılar. Ben şunu söyledim o zaman. “İşte tam da Kürt Sorunu bu. Burada en az 20 Kürt var. Ama söylemiyorlar Kürt olduklarını.” Neden peki? Bu sorunun cevabı düşünmeliyiz. Kürt Ana’nın oğlu cezaevinde ya da asker. Oğlunu ziyarete gidiyor. “-Nasılsın?” bile diyemedi yıllarca. Yazık değil mi? Bir dönem Kürtçe türküler yasaklandı. Oysa bu medeniyet abidesi koca şehirleri Anadolu’dan gelmiş nasırlı elli Türkler ve Kürtler el ele yaptılar. Türkçe ve Kürtçe aynı ağıtlarla, gurbet türküleriyle ağladılar.

Kürtçe yayın yapan kanallarımız çok yeni. Düşünün insanımıza Avrupalı Kürtçe yayınlarla ulaşıyordu. Biz Haramilerden bunu dile bile getiremiyorduk. Bölünüyoruz korkusuyla. Şimdi Apo, Ortaasya ile bile entegre olabilmenin yollarını arıyor. Türk Milliyetçiliği yapan dostlar hep “-Kürtler Türk’tür.!” dedi. Kabul de, şu Türk Dünyası haritalarında yerini bile bilmediğiniz Yakut Türkleri’ni gösteriyorsunuz da, İran Kürtleri’ni neden göstermiyorsunuz?

Tuzak soru da şu. “-Apo samimi mi?” Vallahi kendisi bilir. Bu bildiri Beka Kampında politburoya yaptığı konuşmaya benzemez. Samimi davranmazsa kendini tüketir. Bununda bilincinde ve idrakinde olduğuna eminim. Ben Düzce’li bir Türk ve Emekli bir subay olarak bu çağrıyı değerli bulduğumu ifade ediyorum. Hayırlı olsun. Allah kandan beslenen alçaklara asla fırsat vermesin.

 

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...