Sayın Başbakan Milli iradeye saygılı davrandı ve öğretircesine, kabalığa karşı nezaketle cevap vermemizi sağladı. Hakikaten bakıldığında, yol kesmeler, barikatlar, kamu araçlarına verilen zarar akılla izahı olmayan işler. Hele bir de bu işlerin içinde Cemevlerinin olduğunu öğrenmek beni yaraladı. Düşünün başörtülü bir hanımın örtüsüne saldırılıyor. Hamile hanım darp ediliyor. Bu gün öğrendik, çocuğunu kaybetmiş. Yazık değil mi? Hani İslamı insanlık ve vicdanla ve merhametle açıklıyorduk Cemevinde. Hani Sünni kardeşler gibi namaza mahkûm etmiyorduk, edep te önemliydi.
Nerede kaldı? Hani mazlumun dini olmazdı. Ama bakıyorum Suriye’de akan kana karşı seyirci olmak bir yana yıllarca Atatürkçü ve ulusalcılarla küfrettiğiniz İran’la aynı cephedesiniz. Peki, o zaman hiç Y. Selim Han’ın haklı olduğunu düşünüyor musunuz? Şu an gibi de değil, Şah İsmail, Anadolu’daki birliği bozuyor, Horasan ve Tebriz diyarında yüzbinlerce sünniyi de katlediyor. Peki, Y. Selim Han’ın isminden rahatsızız da neden Sabiha Gökçen ismini görmezden geliyoruz? En büyük Alevi katliamı hem de sebepsiz yere Dersim’de yapılmadı mı? Bu sizce dürüstçe bir duruş mu?
Sömürünün her türüne, emperyalizmin her türüne karşıyım de. Sonra CNN’le, ABD ve İsrail’le, Koç’la aynı safta dur. Sonra ESP, TİKKO, DHKPC filan.. Yahu kimi kandırıyorsunuz? Bal gibi kullanılıyorsunuz?
Bu arada “Y. S. Selim ismini değiştirelim” diyen insanları da anlayamıyorum? Neden? Ne zamana kadar haklı iken de korkak olacaksınız? Böyle bir metod, ne Kuran’da, ne sünnette, ne İmam Ali (KV)’nin uygulamalarında, ne de ecdadın duruşunda var. Ne zamana kadar? Menderes ayak uydurmaya çalıştı. Karşıdakiler düşmanlıktan vaz mı geçtiler? Hayır!..
Milli İradeye Saygıyı milletimiz edeple toplandığı gibi dağılarak gösterdi. Karşıda tencere tavalarla yol kapatanlar, barikat kuranlar, yaptığınız yasal bir suç, vicdanen ve ahlaken de saygısızlık ve kul hakkıdır. CHP bu kuralsızlığın maalesef arkasına sığınmıştır. BDP’de bu gün parti grubunda, devrimci ve Marksist olduğunu ifade etmiştir. Şimdi yıllarca kullanılan PKK’lılar ile PKK ve bölücülüğe sempati duyan Kürtler gerçeği görmelidirler. Çözüm sürecinde PKK çekilince, ülkeyi güçsüz düşürmek isteyen köksüz gruplar kelaynak gibi ortada kaldılar. Kürtler oyunun bu yönünü de görmelidir.
Şu anda yapılmak istenen Anadolu’daki Alevi-Bektaşi duruşu istismar etmekten başka bir şey değildir. Dedeler ve cemevi yöneticileri buna alet olmamalıdır. Malum daha önce de Alevi evlerini işaretleyen hain, maalesef Cem evinde görevli eski bir teröristti. Bunca görünen ve net olaylar varken halkımız dikkatli ve uyanık olmalıdır.
Başbakanımız ve Polisimiz itidalle ve sabırla davranmaya devam etmelidir. Ama suçlular içinde gereken yapılmalıdır. İstihbarat bu yönüyle çok değerlidir. Eğer bir konuda tepki gösterilecekse bu Milli İradeye Saygı mitinginde olduğu gibi hoşgörü ve topluma saygı ile yapılmalıdır.
