Pazartesi, 05 Ağustos 2013 16:20

LİDERLİK VE VEFA

Adamın söz dinlemez bir oğlu varmış, hayırsız, vefasız. Adam hep “-Senin adam olacağını görecek miyim?” diye üzüntülerini ifade edermiş. Çocuk okumak için büyük şehre gitmiş. Yıllar sonra bir gün köye vezirin geldiğini ve kendisini huzurda beklediğini söylemişler yaşlı adama. Adam heyecan ve korkuyla karışık koşmuş vezirin huzuruna. Ne görsün oğlu kocaman vezir. Neyse, vezir kalkmış, babasının elini öpüp, “-Bak ben vezir oldum baba demiş kasılarak.” Ayağına getirttiği babasına. Baba üzgün bir sesle. “-Oğul, ben vezir olamazsın demedim adam olamazsın dedim.” demiş. Bu hikâyeyi bilmeyen yoktur da anlayan ve idrak eden az. Olsun. İyiyi tekrar 180 defa da olsa iyidir.

Bir gün Başbakanımız Tayyip Bey memleketi Rize’ye gitmiş. Hikâyenin aslı var mıdır bilmem. Ama bir ders var. Bir nine önüne çıkmış. Elinin öpülmesinin verdiği sıcaklıkla, “-Oğul demiş. Goca goca dağların ardına büyük şehirlere gittiniz. Gocaman adamlar oldunuz, aman oğlum bizleri ve buraları unutmayın.” Evet, “-BİZLERİ VE GELDİĞİNİZ YERLERİ, KİMLERLE GELDİĞİNİZİ, SİZE DUA EDEN, SİZDEN ÜMİT EDEN İNSANLARINIZI UNUTMAYIN.” İşin sırrı belki de burada.

Peki, Tayyip Bey gibi halka ve Hakk’a kendini göstermiş artık VAZGEÇİLEMEZ olmuş bir Lider vefa gösteriyor mu? Evet. Yol arkadaşlarına özel zaman ayırıyor, gerekirse gecikmelerinden dolayı, küçük ihmallerinden dolayı onlardan özür diliyor ve kucaklıyor. Hani sokak ağzıdır ama denir ya “-Lider olunmaz, Lider doğulur.” diye. Bu kısmen doğru.

Yönetici olabilirsiniz. Komutan olabilirsiniz. Ama lider olamazsınız. Mareşal Çakmak Komutandı. Hatta Mustafa Kemal’den de kıdemli. Aralarında altı yıl var. Biri Harbiye’den 1896’da mezun olmuş, diğeri 1902’de. İkisi de kıt’alarında başarılı ve gözü kara. Peki, ama neden biri hem lider hem komutan da diğeri sadece Komutan ve iyi bir Karargâh Subayı. Anadolu’ya neden Mareşal Çakmak’ı göndermedi Sultan Vahdettin Han’da, Mustafa Kemal Paşa’yı göndermeyi daha uygun gördü?

Neden Milli Görüş’ün içinde yersiz endişeler ve kuşkular hatta ithamlar içinde bırakılmasına rağmen Tayyip Bey’e fırsat verdi Allah? Bunların zahir çok sebepleri var. İşte bu sebepler liderlik vasıflarında gizlidir. Zırhını giyip Uhud Meydanına çıkan Gülümüz (SAV) hem Lider, hem de komutandır. En son hicret etmesiyle de cesur bir lider olduğunu yol arkadaşlarına göstermiştir.

Liderlik, sorumluluk alma, riskleri göğüsleme, cesaret, liyakat ve ehliyet gerektirdiği kadar Vefa da gerektirir. Yol arkadaşlığı çok değerlidir. Size inanan, güvenen, her sözünüzü adeta emir telakki etmiş insanları yarı yolda bırakırsanız, liderliğiniz bir yana insanlığınız dahi sorgulanır. Kim olursanız olun. Hatta bu zanlar, sizinle ilgili düşünceler Rabbimizin katına dua ve temenni olarak çıkmaktadır ki, yol arkadaşlarınızda oluşan kırgınlıklar size beddua olarak dönecektir. Mazeret de davanın gerekleri gerektirdiği koşullar filan olamaz. Apo cezaevinde, ama liderlik yapmaya devam etmektedir. Sadece tebessüm ederek lider olunmaz. Sorumluluk alarak, yol arkadaşlarınıza gösterdiğiniz vefa ile lider olursunuz. Onların derdini de önemseyerek lider olursunuz.

Ülke ve Coğrafyamız çok farklı şeylere gebedir. Gezi Olaylarına bakın. Sayın Başbakanımızı fiili linç etmeye kadar gitti olaylar. Siz, teşkilatlar ve size güvenen insanlar ne kadar hazırız doğabilecek kötü olaylara. Allah esirgesin ve göstermesin, ani bir vefata, kazaya, hastalığa, dilim varmıyor ama suikast ve suikastlara ülkeyi, insanlarımızı ve teşkilatları ne kadar hazırlıyoruz? Bu hazırlığı hangi bilinçli, sorumluluk ve risk alacak, size gönülden bağlı insanlarınızla yapıyorsunuz? Sizin tebliğci, misyoner, dava adamı.. adına ne diyorsanız öyle size inanmış yol arkadaşlarınızı kaybederseniz eğer, tüm bu risk alanlarını kimlerle aşmayı planlıyorsunuz?

Hep söylediğim gibi “-Lafın tamamı aklı olana söylenmez.” Ülkeyi Büyük Türkiye İdeal ve hedefine taşıyacak kadroları oluşturmak kolay mı? Siyasetin cıva misali gittiği yeri ağırlaştıran menfaatçilerine itibar etmeyin. Onların önüne otlarını ve kolay nemalarını koyun. Onlar her yere uyarlar. Asıl hamallar değerli sizin için. Ülkeyi, sokağı, nabzı, hatta sizi taşıyacak, taşıyan hamallar. Onlara vefa göstermezseniz dağıtırsanız bir gün ne vicdanınıza ne de Allah’a hesap veremezsiniz. Bu noktada sizden istenen VEFA GÖSTERMENİZ, REFERANS OLMANIZ, GEÇMİŞTE OLDUĞU GİBİ SAMİMİ DAVRANMANIZDIR. Endişe etmeyin, kimse emecek çocuk gibi sürekli sızlanmaz. Bu arada her dönemde etrafınızı kuşatacak riyakâr, samimiyetsiz ve yalaka insanlar olacaktır. Aldanmayın onların yağdanlıklarına. Siz yürekten çıkan çığlıklara kulak verin. Çünkü o çığlıklarda siz duyunca sarsılsanız da iman var, samimiyet var.

Yukarıda yazdıklarım, liderlik ve her seviyede teşkilat yöneticiliği yapan herkesedir. Hani derlermiş ya zamanında, “Böbürlenme Padişahım, senden büyük Allah var.” Bitmedi. Yol arkadaşlarınızdan kaçmayın, yarın yine işiniz düşebilir onlara. Ne demiş atalar; “Düşmez kalkmaz bir Allah!”

Allah hepimizi önce iman ve hakikatlerinden, sonra İslam kardeşliğinin icaplarından, en nihayetinde de İnsanlık değerlerinden ayırmasın.

Son Düzenlenme Salı, 06 Ağustos 2013 12:41
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...