Siyaset kızışıyor. Bir yandan yeni anayasa süreci, diğer yandan yerel seçimler, yaklaşan genel seçimler… tozduman içinde genel görüntü böyle. Ya arkadakiler!
Gezi Parkı eylemlerini AKPARTİ ve R.T. ERDOĞAN karşıtlığının merkezinde tutun hep. Kimler vardı karşıda. ABD ve CIA, MOSSAD ve İsrail başta olmak üzere, İngiltere, Almanya ki DHKPC, DEV-YOL, TİKKO vb. taşeronları tam kadro, İran ve Zeynebiye Vakfı, Anti-emperyalist Müslümanlar, TÜSİAD, Koç Grubu ki MİGROS’tan yiyecekler geldi, Divan otel karargâh ve hastane olarak hazırlandı. Tabi bu arada Yunanistan, Belçika gibi kendi içinden taşeronları da saymıyoruz. Bu resmi, Niğbolu’dan önce, Fetih’ten önce, İstiklâl Harbinde hep gördünüz. Klâsik Haçlı Harekâtı ve arkamızdan bizi sıkıştıran İran. Maalesef.
Peki, Sarıgül’le ne alâkası var tüm bunların?
Geçenlerde MHP’li ve ülkücü eğitimli bir İşadamı diyor ki; “Tayyip bey son iki üç yıldır politikalarını tamamen millileştirdi. Yıpratılmaya çalışıldı. Olmadı. Gezi Eylemcileri ile Dolmabahçe’de fiili linç girişimlerinde bile bulundular. Yine olmadı. Halk tencere tava olaylarına prim vermedi, tam tersi etki yaptı. Ama emperyalizm durmaz ki! Halkı aldatacak ve kendilerinin istedikleri gibi kullanabilecekleri bir adam lâzım. Adam duruyor. Sarıgül... Sarıgül’le halkı yanıltıp Millileşen T. Erdoğan’ı zayıflatıp düşürmeyi deneyecekler. Asıl şimdi Tayyip Bey’in yanında durmak lâzım.”
Evet, milletimize karşı oynanan ilk oyun değildir bu. Demokrat Parti’yi destekleyecek diye sosyalist Tan gazetesini basan öğrenci grubunun lideri S. Demirel çok değil 15 yıl sonra Demokrat Parti’nin devamı diye kurulan Adalet Parti’sinin genel başkanı yapılmış, ülkenin kırk yılı gitmiştir. Hazret yaşıyor. Son seçimlerde CHP’ni destekledi. Şimdi sanırım İP’ni bile gelenekçi bulup desteklemez.
Sarıgül, arada bir sunuldu aslında. Denemeler de yaptı. Ama tutmadı. CHP içinde de tezgâhı algılayan ciddî bir refleks oluşuyor. K. Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretinin sonuçları birçok şeyi ortaya dökecek. İzleyip hep birlikte göreceğiz.
AK PARTİ kadrolarının halka anlatacağı çok şey olmalı. Tabii bunun için en başta yerel şımarıklıktan ve iktidar sarhoşluğundan kurtulunması gerekiyor. Eğer vicdanımız varsa hayatını ortaya koyarak mücadele eden T. ERDOĞAN’a destek olunmalıdır. Ne zamana kadar bu insanın emeğini sömürerek oy toplayıp istismara devam edilecek? Yerel oylardaki düşüş ya bir de genele sıçrarsa?
Öncelikle emperyalizmin yaptığı saldırılar anlatılmalı. Gezi Parkından, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, Marmaray, Üçüncü Köprü vb. hayatî projelerinin karşıtlığı çıkıyorsa, burada takkeyi halkımız önüne koymalıdır. Sarıgül’ün yaptığı usulsüzlükleri en iyi CHP’liler bilmektedir. Bunlar da çıkacaktır. Ayrıca, hiçbir proje sunamayan Sarıgül’ün CHP’ye katılıştaki timsah gözyaşları iyi okunmalı ve halkımıza arka plân anlatılmalıdır.
Emperyalizmin en büyük hedefi Ortadoğu’daki Müslüman halkların beyinsel olarak özgürleşmesinden korkmaktadırlar. Yapay sınırlarla parçalayıp, yıllarca mikro milliyetçilik ve düşmanlık pompalayıp kukla ve hain ve işbirlikçi kadrolarla yönettikleri medeniyet coğrafyamızı sömürmeye ve yönetmeye devam etmek istiyorlar. Türkiye özelinde ise, son yıllarda yaptığı projeler ve ekonomik ataklarla Avrupa’nın gelirlerine paydaş, geleceğin güçlü ve büyük Türkiye’sinin önünün kesilmesi lâzım. Hesap bu. Zaten Neo Osmanlı deme nedenleri de bu. Dolayısı ile AK PARTİ yeni süreçte hata yapmamalı, aday belirlemede hissi davranmamalı, sokağa dönük, halka dönük söylemleri geliştirmeli; gelen tehlikeli ataklara hazır olmalıdır. Bu yönü ile de klâsik hemşehrilik, geçmişteki şahsî yakınlıklar vb. ile Başbakan yanıltılmamalı, aldatılmamalıdır.
Ege bölgesine dönük bir çalışma da başlatılmalı, güçlü teşkilâtlardan gerekirse başta İzmir olmak üzere Ege’ye hatipler ve konuşmacılar gönderilmeli, bölge teşkilâtlarına destek olunmalıdır.
