Soruyorum, “Sen kızının kızlı erkekli bir yurtta ya da evde kalmasına izin verir misin?” “Hayır! Kesinlikle olmaz.” diyor. “Peki, o zaman neden başkasının evlâdı için bunu istiyorsun?”
Genel anlamada erkeklerin, toplumda ilerici, çağdaş, modern arkadaşların, özellikle de CHP’lilerin böyle bir sorunu var. “Özgür olunmalı.” “Güzel, o zaman senin kızında özgür oldun.” “Hayır, canım olur mu öyle şey. Bu serçe yavrularını acımasız kartalların, akbabaların, atmacaların içine atmak gibi bir şey.” diyor. Çok doğru.
İstisnalar hariç bu tip durumlarda Arınç’ın da ifade ettiği gibi “Kızlar mağdur oluyor.” Kızlar birçok yönü ile mağdur. Hedef haline gelmişler. Sokağa çıkarken kapalı hanımlarda daha bariz oldu bu, aşırı koku kullanımı, dar giysiler ki dar pantolon üzerine başörtüsü, aşırı makyaj.. Maalesef. Ölçüsü kaçan toplum düzeninden hanımlar da nasibini alıyor. Eskiden sokakta, büyüklerin karşısında sigara içenler ayıplanırdı. Şimdi birçok yasak getirilmesine rağmen sokaklarda külhanbeyi gibi ellerinde sigara ile gezen hanımefendiler var.
Kızlarımızın mağduriyeti sadece bu yönü ile mi? Hayır!.. 21. Yüzyılda hala eğitimli ya da eğitimsiz, ailelerince istemediği evliliklere baskı ile yönlendirilen kızlarımız var. Bakıyorsunuz, baba kendince onurlu bir iş yaptığını düşünerek halkımızın ahırdaki ineğine yapmadığı bir şey yapıyor. Ailenin onuru vs. gibi sebeplerle evlâdını âdeta bir eşya gibi istemediği kişilerle evliliğe zorluyor. Kurulacak, temelinde sevgi olmayan o ailede karşılıklı ihanet dâhil her kötülüğü bekle. Sonuç. Toplumun genel ahlâksızlığına katılmış yeni bireyler. Peki, nerde kaldı toplumsal iffet? Ailenin gerçek anlamda onuru ve şerefi? Şöyle mi diyeceğiz o zaman “Aman kimse duymasın da…”
Öncelikli işleri eğitim ve öğretim olan kız ya da erkek evlâtlarımız kendilerini fuhşa, ahlâksızlığa ve ders dışında bazı şeylere itecek her şeyden uzak tutulmalıdırlar. Bu gün uyuşturucu kullanımı düşmüş 13-14 yaşına, ilköğretimde okul çeteleri... Kapıda polis olsa ne olur? Gönüldeki, vicdandaki, polis yok edilmiş. Fuhuş tuzağının hedefi haline getirilmiş liseli ve üniversiteli kız öğrenciler.
Gelinen noktada hükümet toplumsal mutabakat çerçevesinde yasal ve kişileri bağlayıcı, iman, edep ve terbiyemize uygun çözüm bulmalıdır. Toplum önünde bu hassas konunun sulandırılması hoş izler bırakmaz. Yasa koyucu bu yönü ile de mesuldür. Daha on yıl önce utanılan şeyler bu gün tartışılır hale gelmiştir. Muhafazakârlığı ile bilinen insanlar bile şaşırtacak beyan ve ifadeler kullanabilmektedir. Bireysel anlamda işinize gelsin ya da gelmesin, toplumun ve o gencecik evlâtların geleceğine dönük, kendi inanç ve terbiye dokumuza uygun yasal düzenleme yapılmalıdır. Bu boşluk kapatılmalıdır. Gelişmiş addettiğimiz Avrupa ve batıda da bu meyanda yasal tedbirler alınmaktadır.
Muhalefet de meseleye toplumun geleceği, ortak menfaatler yönü ile bakmalıdır. Özgürlük diye sundukları bu ucube durum yarın kendi kızlarının başında istenmeyen hamilelikler, intiharlar vb. olarak patlar. İşte o zaman çok geç kalırlar.
