Salı, 31 Aralık 2013 11:31

KAVGANIN KAHRAMANLARI

           Kardeşler kavgaya tutuşmuşlar. Biri övünüyormuş. Kardeşimi böyle dövdüm şöyle tokatladım. Tepkiler ise birkaç türlü imiş. Bir grup bu kardeşlerden nefret eder ve hiç sevmezmiş. Habire dedikodu üretip kardeş kavgasının çıkmasına da sebepmiş bunlar. Aslında iki kardeşe de düşmanmış bu grup. Önce yenileni yiyecek, sonra yeneni. Diğer bir gurup bu nefret ehlinin kölesi bu kavga eden kardeşlerin de küçükleri imiş. Maalesef bunlar da aileden nefret eden ilk guruptan menfaat bekleyen kemik yalayıcıları imiş. Bunlar da her iki kardeşinde mahvını istiyorlarmış.

        Diğer bir grup ise kavgadan müteessir olan kardeşlermiş. Bunlar kavga edenlerin kavgasından aileleri adına endişe duyan kişilermiş. Kavga edenlere karşı halisane tavır koyuyorlarmış, ama dinleyen kim? Herkes kendi haklılığına endeksli.

        Bir de bu kavga eden kardeşlerin aileleri varmış. Çocukları... Bu çocuklar da bölünmüşler. Her iki kavgacı tarafta da, birinci grup babamız haklı diyenler. Diğeri ise; bu kavganın galibi yok diyenler. Sonuçta kavga edenler aynı ailenin çocukları. Yani baba ile çok sevdikleri eskiden beri yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen amcaları.

 

        Şu anda benzer bir şey yaşıyoruz. Bakıyorum kimsenin toz konduramadığı, Ahmet Taşgetiren gibi itidal çağrısı yapan insanları bile ısrarla bir yerde görmek istiyoruz. Ya da Hüseyin Gülerce, Bülent Arınç gibi üzüntüsünü kamuoyu ile paylaşan insanları dinleyen yok.

        Yargı. Bana göre artık inanırlığını yitirdi. 60 İhtilali, 12 Eylül Darbesi, 28 Şubat ve devamında yargı hep âlet edildi. Şimdi de Emniyetle beraber basit imar suçunun yanına Halkbankasını monte et. Ses çok çıksın. Yapılan şey tam bir ihanet... Ama düğmeye kim bastı?

        Emniyet, yargı, kamusal alandaki kadrolaşmalar bizzat hükümet eliyle yapıldı. Kim kadrolaştı? Çoklukla İslâmî cemaatler. En çok da Hocaefendinin kadroları. Hükümetin bu kadar özellikle alt kademe memuru nerede? Sonra... Sonra paralel devlet. Tutuklanması istenenlerin evlerine polisin delil oluşturmak için malzeme getirdiği, aramalarda çıkmış gibi tutanak tuttuğu söyleniyor. Harpte bile böyle bir hile haram. Düşünün atom bombası gibi bu yapılan eğer doğru ise, ya da medya başka yerden resimleri alıp arama yapılan yerde çekilmiş gibi sunabiliyor.

        Esasında yeni anayasa sürecinde ülkenin içine sokulduğu kaos ve kavga çok büyük bir hata. 28 Şubatlarda bu kadar endişe etmemiştim. Bu kez gerçekten korktum. Hâlâ korkuyorum; ülkem için, kendim için, gelecek için.

        Ülkem için korkuyorum bir haftalık kayıp 120 milyar dolar. Ama kimsenin umurunda değil. Kendim için korkuyorum çünkü aynı safta durduğumuz, aynı yöne secde ettiğimiz insanlar çok rahat iftira atabiliyor, özel hayatları kurcalıyor, ayıp peşine düşüyor, birbirinin eşine, kızına bile iftira edecek durumdalar. Montaj porno CD’leri hazırlanıyor.

        Geleceğimiz için korkuyorum, çocuklarımız kime “kardeşim” deyip arkasını dönecek? İttihad-ı İslâm emrini kendi ülkesinde sağlayamazsa bir toplum, koca İslâm Dünyası ile nasıl sağlayacak? Ya da toplumun kavga eden kesimleri iman kardeşliği konusunda samimi ve ihlâslı mı? Bu kadar husumette parmağı, plânı varsa yazık o müminlerin ibadetlerine. İbadetlerle Cennet tamam. Duruş ve icraatlarla kapıda kaldık. Ben yine itidal çağrısı yapacağım. Yine ahiret var, hesap var diyeceğim. Farkında mısınız namazın yerini lider, hoca şeyh vb. bağlılık aldı. Kuran’ın yerini de onların buyrukları. Sünnet mi? O zaten terk edildi. Ama izlediğimiz zatlar ve liderler var ya canım…

        Ey yıllarca saygı ile andığım gerek hükümet eden, gerek cemaatin başındaki büyüklerim. İhmal ve istismarınız varsa ben bir iman kardeşiniz olarak hakkımı helâl etmediğimi yineliyorum. İster kale alın ister almayın. Unutmayın benim gibiler toplumda çoğunlukta...

        Unutmayın ki! İki milyar mazlum Müslümanın, beş milyar masum insanın ve gelecekteki nesillerin üzerinizde hakkı var.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...