Cuma, 21 Şubat 2014 14:49

DÜŞLERİ YIKMAK

       İnsanların da, toplumların da düşleri vardır. Gelecekten bekledikleri şeyler vardır. Ümitleri vardır, gelecek kaygıları vardır. Geçmişten gelen ürkeklikleri vardır. Geçmişten gelen yiğitlikleri, kahramanlıkları vardır. Dostluklar vardır, düşmanlıklar gibi.

         Milletimizin binlerce yıllık geçmişinden gelen değerleri ve beklentileri vardır. Bu değerler Adriyatik’ten Çin Seddi’ne tarihin derinliklerinde oluşurken, İslam İman ve aksiyonu ile süslenip bezenmiş ve son şeklini almıştır. Geleneğimizdeki muhariplik, imanımızdaki mücahidliğe dönüşmüş, sonucunda Cihan Devletleri kurulmuştur. Tabi estetiğimizdeki, edebiyat, sanat vb. değerlerimizdeki gelişmeyi de küçümsememek gerek. Gidilen her yerde şehirler gergef gibi işlenmiştir.

         Sürekli mücadele içindeki Milletimiz, İslam’la yeniden şekillenmiş, sonucunda tebliğ, irşad ve cihad cihanşümul devletlere vesile olmuştur. Eş zamanlı büyüyen İslam Medeniyetinin de lokomotifi haline gelen milletimiz sonucunda Hıristiyan ve Haçlı barbarlığının hedefi haline gelmiştir. İman varsa, hiçbir yerde haram ve harama giden yollar yoktur. Dolayısı ile bizimle mücadelede hiçbir kötülükten kaçınmayan Batı karşısında, maalesef gerileme başlamıştır. Keşif ve icadlarla, yeni sömürgelerle madde planında hızla büyüyen Batı, bizi her anlamda kuşatmıştır. Madde planında çöküş yanında mana planında da yıpranmaya neden olmuştur. Özellikle son yüzyıl tam bir dönüştürülme projesidir.

         Milletimiz, İslam Medeniyet ve Coğrafyasının adeta Lideri konumunda olduğundan, manevi alanda en çok taarruza uğrayan İslam Toplumudur. Ancak tüm bunlara rağmen yeni rejim ve Batılıların tahribatları Anadolu’nun kavruk yüzlü insanlarına tam da ulaşamamıştır. Bu insanlar eskilerin tabiri ile, “Çarıklı Erkan-ı Harp Çarıklı Kurmay Subay)”dır. Amiyane ifade ile zokayı okumuşlar ve şehirliler gibi yutmadılar. Düşlerini ve hayallerini yeni kuşaklara taşımak için mücadele ettiler. Çünkü düşlerinin mihenginde Kur’an ve Sünnet vardı.

         İlkler mağdurdu, gaziydi, şehitdi. Çocukları yeni süreçte şehre işçi, kapıcı, bahçıvan, çöpçü vb. işler için akın akın göçtüler. Bu nesil çocuklarını okutmaya karar verdi. Bu yeni okullulara analar ve babalar binlerce yıllık düşlerini de ninnilerden itibaren söylüyorlardı. Okullu nesil azdı ama idealistti, hedefleri ve düşleri vardı. Bu düşler berraktı. Merkezinde ve önlerinde adeta Gülümüz (SAV) vardı.

         İşte mücadelenin saflarını sağlamlaştıran bu yeni nesil okumuşlardı. S. Nursi idiler, A. Haydar Ahıskavi idiler, M. Zahit Kotku idiler, S. Hilmi Tunahan idiler, Necip Fazıl, S. Ahmed Arvasi, N. Erbakan idiler. Kirden ve uyuşukluktan toplumu kurtarmak için mücadele etmeye başladılar. Mankurt’luk belasından çıkma mücadelesi veren tüm Müslümanlara da öncülük etme adına bu çıkış çok değerliydi.

         Sonra siyasi alanda güçlenildi. Ülkede demokrasi ve çoğulculuk evrensel anlamda yerleşmez, ifade özgürlüğü her anlamda geliştirilmezse düşlerimizi bırakın yaşamayı anlatamayacağımız bilindiği için siyasal anlamda özellikle 2002 seçimlerinde tam bir Milli Mutabakat vardı. Tüm dinamik kesimler aynı yerde buluşmuştu denebilir. Halkımız ve Medeniyet Coğrafyamız bir anda düşlerini hatırladı. Bu Mankurt’un aslını hatırlaması gibiydi. İmkânsız görünen adeta gerçekleşmeye cehdetmişti. Halkımız ayaktaydı. Medeniyet Coğrafyamızda kalkışmalar başlamıştı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika İslam Toplumları diktatörlerle savaşmaya başladı.

         Tam da bu noktada içimizde bir şeyler oldu. Rüya kâbusa dönüştü. Topluma doğru yön verdiğinize inandığımız Lider insanlar kavgaya başladı. Düşlerimiz bitti. Yeniden korkular başladı.

         Halk düşmanlarının en büyük yöntemidir korku yaymak. Korkuyu yenemezsek düşlerimizi gerçekleştiremeyiz. Eğer halka yön verenler gerçekten Allah’tan korkuyorlarsa kavgayı bitirmelidirler. Kardeş kavgası haramdır. Milletimizin dirilişi, İslam Aleminin ayağa kalkması için hep birlikte fitne ile mücadele edilmelir.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...