Cumartesi, 21 Şubat 2015 09:44

KUMPASLAR… HELALLEŞME NE ZAMAN?

Ailelerimizin öğrettiği dört temel değer. Tabii bu değerler son 300 yılda tanım olarak bozuldu, içi boşaltıldı ve samanla dolduruldu. Şimdi o saman da boşaltılıyor.

İhanet öyle süslendi ki! Çağdaşlık, Modernizm, Demokrasi, Batılı Değerler, Cumhuriyet vs. vs. Biz işe taklitle başladık. Japonlar gibi özle değil. Taklitle sadece soysuzlaşacağımızı oysa tetkik ile tekâmül edeceğimizi ancak kavradık.

Peki, Milletimiz bu kadar mı cahil? Bu kadar mı öngörü ve muhakemeden yoksun. Hayır! Sorun önce ekonomik, teknolojik alanlarda gerilememizle başladı. Akabinde, ham yobaz kaba softalar işin içine girdi. 2. Mahmut’la başlayan kurtuluş gayretleri taklitten öteye gitmedi. Çözüm arayan münevverlerimiz aralarına sızan batı taklitçisi ve işbirlikçi kadroları fark edemeden kontrollerini kaybettiler. Jön Türkler, İttihatçılar, CHP süreci bizim ilk kumpas sürecimiz aslında.

Bu süreç içinde birçok insan, hizip, gurup diğerini acımasızca tasfiye etti, cinayet işledi. Halkı aldattılar. Düşünün “Yalan Söyleyen Tarih” okuduk yıllarca.

İttihatçılar kumpas ve cinayetlerle, Osmanlı’nın deneyimli kadrolarını yok ettiler önce. Öldürdüler ya da emekli ettiler. Sonra dağılan devletimizden kalanla Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Önce İslamcı kadrolar kumpasla tasfiye edildi, akabinde İstiklal Harbinin komutanları tasfiye edildi. İdamla yargılananlar oldu. Sahte evraklarla, iftiralarla ve kumpaslarla bir sürü devlet adamı, âlim idam edildi, sürüldü, tecrit edildi.

İhtilallar kumpastı, sonrasında adalet ve ehliyet gözetmeksizin kendi kadrolarını oluşturdular. 1960, 1980 İhtilalları kurumsal olarakta ülkeyi yeniden yapılandırdılar. Artlarında binlerce kan ve gözyaşı bırakarak yaptılar bunu. Dikkat edin, her ihtilal öncesinde kaos ve anarşi vardı. Buna sebep olanlarla, kurtarıcılar aynı. Düşünün, kurtarıcı tecavüz ediyor. Halkımız 28 Şubat Sürecinde yapılanları gördü. AKPARTİ’ye büyük bir oranla oy verdi, veriyor.

Tabii yapılanılırken hazır zannedilen bir kadroyu, cemaati yanına aldı hükümet. Cemaat iyi başlamış, iyi yönetilen ve siyasette de AKPARTİ’yi destekleyen büyük bir organizasyondu. Ekonomi ile meşgul olan hükümet, bürokrasideki kadrolaşmanın çok ta farkında değildi. Emniyet, Adliye, TSK ve Mülkiye’de sinsi bir kadrolaşma vardı. Peki, kime karşı? Görünürde dış güçlere karşı. Evet, ülkede tüm kadrolar dış güçlerin elindeydi. Bunlar darbeleri yapmışlardı. En acımasızı da 28 Şubat’tı. Cemaatin mensupları bu alt yapı ile herkesi kullanıyorlardı. Bilgiler toplanıyor, insanlar fişleniyordu. Kadrolar oluşturulurken sorular veriliyor, iltimas yapılıyor, atamalarda liyakat ve ehliyet değil mensubiyete bakılıyordu. Ama bu mensubiyet sadece Cemaate mensubiyetti. Geçmişteki “BİZDEN” tabirinin karşılığı Kıbleye dönenler ya da Milli insanlar değildi artık.

Artık, “BİZDEN” olanların geleceği kadrolar için herkes harcanabilir, her şey de mubah sayılabilirdi. Bu arada hep gizli kalınmalıydı. Bunun için de tedbir uygulanmalıydı. Gerekirse farzlar terk edilebilir, haramlar işlenebilirdi. Kolay mı, Sultan Fatih’ten bu yana Vatikan’da ajanlarımız vardı. Bunlar başpiskopos bile olmuş Müslüman İnsanlardı. Tedbirle gizleniyorlardı. Hamasete bakın. Böyle olunca da o dindar insanlar biricik devletimize de zarar vermekten ve kumpastan asla imtina etmiyorlardı.

Aslında çelişkiler hep vardı. Ama yakıştıramıyorduk. 28 Şubat’çılarla kavga ettiğini düşünerek TSK’ne zarar verenler Büyüğümüzün! Çevik Bir’e mektup yazıp okul ve dershaneleri hemen devlete teslim etmeye hazır olduklarını söylemesinde bir arka plan görmüyorlardı. Eeee, tedbir! Mavi Marmara Filistin’e yardım götürmemeliydi. İsrail otoritesine itaat edilmeliydi gerekirse. Evet, Çevik Bir’de İsrail’i çok severdi. İlginç, Çevik Bir’i Ergenekon’a filan kimse sokmadı.

Birileri diyorlar ki, ilk kumpas cemaate yapıldı. O iyilik hareketinin iyileri tasfiye edildi. Sonra, cemaat aracılığı ile hükümet de kullanılarak Ordumuza kumpas yapıldı. Şimdi sıra hükümette. Evet, yeni seçim döneminde kumpas hedefi Cumhurbaşkanı’dır, hükümettir. CHP her zaman olduğu gibi bu kumpasın da parçasıdır. Finans ilişkileri dâhil çıkıyor ortaya. Buradan da anlaşılan tüm dış güçler ülke içindeki uzantıları ile topyekûn hücuma kalktılar.

Her yerde sorulan şu, “Sonuç ne olacak?”

İyiler helalleşecek ve özür dileyecekler birbirlerinden ve kol kola girecekler.  Bakın CHP ve Cemaat nasıl bir araya geldiler. “O geçmişteki irtica yaygaraları nerede CHP?” Ya da “CHP’nin Müslümanlara yaptığı işkenceleri” anlatan Cemaat!.

Eyy Milletim..

Birbirinizi sevin. Bu oldu-bittileri kullanıp sizi camide bile bölenlerden uzak durun ve korkun. 28 Şubat’ın, Balyoz’un vs. nin en tepedeki emir vericileri suçludur. Ama orta ve alt rütbelerin suçu amirlerine itaat etmekten başka bir şey değildir. TSK kurumsal anlamda masumdur. İçinde suçlular vardır, bunlar ayıklanmalıdır. Cemaatte de sahadaki fedakâr insanların tamamına yakını masumdur. İçindeki suçlular ayıklanmalıdır. Bir Emekli General diyor ki; “Her şey aklıma gelirdi de, dindar insanların TSK’ne kumpas yapacağını düşünemezdim.” 100 yıllık zulmün başını çeken adamlar TSK’nde yuvalanıp 28 Şubatla bu zulüm fütursuzlaşınca Müslümanlar da zulme zulümle cevap vermeye kalktı demek ki! Ama zulüm hiçbir nedenle helal değildir.

EMASYA vb. yönetmelikleri ve darbe dayanağı yasaların kaldırılmasıyla TSK’ndeki art niyetli girişimlerin kısmen önüne geçildi. Ama Paralel Yapının en güçlü olduğu kurum şu anda TSK’dir. Tıpkı MİT tırlarına operasyon yapanlar gibi gözü dönmüşler general rütbelerinde dahi vardır. Hayatını ikbal ve menfaat hırsı kuşatmış birileri her kurumun tepe kadrolarında çoktur. Bu adamlar da ayıklanmalıdır. Bu aşamadan sonra hayatını gerçek manada Millet ve devleti için adamış ferasetli adamlar yetkilendirilmelidir. “BİZDEN” zannettiklerimiz değil.

Artık “BİZ” VE “BİZDEN” kavramları kafamızda birlik, beraberlikten yana, Hakk’tan, adaletten yana olanlarla, fitneden ve her türlü münafıklıktan kaçanlarla oluşmalıdır. İşbirlikçiliğin, kalleşliğin her türünü reddeden kâmil adamlar muteber olmalıdır. Uhud Savaşı ciddi bir derstir aslında anlayana.

Yeniden Birlik ve Beraberlik için Yeniden “BİZ” için önce helalleşilmelidir.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...