Salı, 23 Şubat 2016 13:14

Haçlıların tarihteki Kürt düşmanlığı

Haçlı orduları, tarih boyunca Kürtlerin yaşadığı coğrafyalara karşı işgal ve istila seferleri düzenlemiş, katliamlara boğmuşlardır. Mervani Kürt Hükümdarlığı, Salari (küçük Med), Rewadiler gibi Kürt hükümdarlıkları dahil olmak üzere, Kürtleri kendi coğrafyalarında rahat bırakmadılar. Bugün Sosyalistçi Kürtler, Haçlı zihniyetindeki düşmanlarına yahut cellâtlarına âşık olmuş, almış başını gidiyor. 

Kürtler bu zor zamanlarda, Bizansların Kürtleri Hıristiyanlaştırmaçabalarına karşı sürekli direndiler. Kürt halkı, Bizanslıların saldırısına maruz kaldığı dönemlerde, Abbasilerin de iç kargaşa ve sorunlardan dolayı kendi hallerine terk edilmişti. 

Anadolu’daki otoriter boşluk sürecinde Kürtler, İslam’ın temel taşı olarak bölgede tampon vazifesi görmekteydi. Kürtlerin stratejik bir dengedeolması, Selçuklu’nun bölgeye gelmesine, Ortadoğu’nun bin yıllık geçmişinin dizayn edilmesine vesile olmuştur. 

Selçuklu Devleti’nin Anadolu’ya gelmesiyle birlikte, bölgede ilkler yaşanmaya başlanmıştır. Örneğin: Bizans kralının kardeşi Qaris esir alınmış ve Türk-Kürtkardeşliği mesajı bütün dünyaya yayılmıştı. Böylece, Selçuklu Devleti’ni, bölgedeki Kürtkardeşleriyle ittifakıyla birlikte uzun bir yol beklemekteydi.

Ortadoğu’nun iki köklü halkı olan Türkler ve Kürtler, bölgenin bin yılık tarihinin temelini atmış, haçlı zihniyetinin de sonunu getirmiştir. 1071 tarihi ile Alparslan’ın komutasında Malazgirt zaferi, 1187’deSelahaddiniEyyubi’nin komutasındaki Hittin savaşlarında üstün zaferler kazanılmıştır. Son 500 yıla damgasını vuran bu iki millet arasında gerçekleşen ilk siyasi ittifak, Yavuz Sultan Selim’le Kürt bilginlerinden İdrisi Bitlisi arasında 1514 yılında yapılmıştır. Bu anlaşmayla kader biriliği başlamıştır. 

İttifak doğrultusunda, Osmanlı’nın doğu bölgesinin garantörlüğünü Kürtler üstlenmiştir. Kürtlerin Osmanlı şemsiyesi sayesindeyse, bilimsel, kültürel ve dini ilerlemeler sağlanmıştır. 1. Dünya Savaşı’nda ve Çanakkale savaşlarındaittifak devam etmiş, atalarımız aynı cephede düşmana karşı savaşmışlardır.

Osmanlı’nın yıkılması ve yerine kurulmaya çalışılan Sykes-Picot (1916) düzeni ise ne yazık ki, bölgedeki tüm tarihsel hafızayı ve medeniyet perspektifiniyerlebiretmiştir. Türkiye’deki ulus devlet modeli kurmanın zorunlu bir gereği olarak görülen katı laik ve etnik Türkçü ulus inşa sürecinin oluşturduğutravmalar ise günümüz Türkiye’sinde ortaya çıkan “Kürt Sorununun” temelini oluşturmaktadır.

Neredeyse otuz yıldır süren çatışmacı paradigmanın değişmesi sonucu, haçlı ittifakı mutlaka rahatsız olacaktır. Kürtlerin sosyo-ekonomik gelişme ve kalkınma haberlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Haçlı zihniyeti bunu da Kürtlere çok gördüğü için, beyazKürt sınıfını kullanarak şiddeti tırmandırmaya devam etmektedir..

Bugün Suriye’de PYD ve YPG’nin yaptığı bütün siyasi girişimler, PKK’nın bir alt kanadı olduğu gibi; Haçlıların da, Kürtlerin ve Türklerin üzerindeki sistematik bir biçimde uyguladığı yeni Sykes-Picot Anlaşmalarına benzemektedir. Çünkü bizlerin düşmanları tarihte nasıl kader birliği yapmışsa, bugün yine birleşerek, Müslümanları Ortadoğu’dan silmek için bütün altyapı hesaplarını yaptıkları görülmektedir. Açıkçası bunun ne denli büyük bir proje olduğu gözden kaçırılmamalı. 

ABD’nin liderliğindeki Haçlı Ordularınınhayâsızca bölgeyi nasıl işgal ettiğini görmekteyiz. Tek kutuplu yeni dünya düzeninde, bütün İslam coğrafyasını kan revan içerisinde bırakarak, işgal hesaplarını yapmaktadır. Bunun karşısında da ancak Türkler ve Kürtler kaderbirliği yapabilir. Bu coğrafyanın yeniden dizaynına müsaade edilmemelidir. 

Burada altı çizilmesi gereken konu ise: Sayın CumhurbaşkanıRecep Tayip Erdoğan’ın bölgedeki güçlü siyasi ve etkin kimliğinin, Ortadoğu için bir fırsat olduğudur. Erdoğan, dünya üzerinde etkili ve karşılığı olan bir liderdir. 1514 ruhunu yeniden inşası zorunludur. Türklerin ve Kürtlerin kaderi, haçlı zihniyetindeki batılılara terk edilemez. Umut ediyorum ki, bizler fitneden uzak kaldıkça, parlak bir gelecek bizleri ve evlatlarımızı beklemektedir. 

Ülkemin güzel insanlarına selâm olsun. Dua ile kalın.

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...