Salı, 06 Aralık 2016 10:39

İslamın Rönesans Üzerindeki Etkileri - 1

İSLAM’IN RÖNESANS

ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

BÖLÜM 1

ÖNSÖZ

Yakın tarihimiz aydınlarında yüzlerini Batı’ya döndüklerinden dolayı, toplum olarak bir aşağılık duygusu hakimdi. Bu aydınlar bütün kerameti, iyiliği, güzelliği Batı’da görmekte ve gelişmenin şartını Batı’ya her alanda uyumlulukta ararlardı. Günümüzde bu anlayış büyük ölçüde terk edilmiş ve özgün tevhidi yaklaşımlar yerini almaya başlamıştır.

Batı tarihi anlatırken 7 nci yüzyıl ile 19 ncu yüzyıl arasındaki İslam Medeniyetini atlayarak anlatmak eğilimindedir.

Batı Rönesansı kendiliğinden mi geliştirmiştir? Rönesans’a sadece Eski Yunan eserleri mi kaynaklık etmiştir? Batı Rönesans ile yeniden aydınlanmış mıdır? Acaba İslam medeniyeti akıl tutulması[1] ile geride mi kalmıştır? Bunun cevabı medeniyet kelimesinden ne anladığınıza bağlıdır.


RÖNESANS’A DOĞRU

Müslüman Araplar Hz. Peygambere elçilik verilmesinden yaklaşık 100 yıl sonra 711 yılında Cebeli Tarık Boğazı’nı geçerek İber Yarımadası’na yerleşmişler. Daha sonraları yarım adanın tamamını ele geçiren Araplar dört devlet ve 800 yıllık bir medeniyet kurmuşlardır. İlme verdikleri değer sayesinde çok büyük alimler yetiştirmişlerdir. Buradan sonra bu medeniyetin Hıristiyan Ortaçağ Avrupası’na ve ilmin yayılmasına yaptığı etkilere tanıklık etmeye çalışacağız.

Bizzat Batı kaynakları Rönesans’ın kaynağını, Beyt el-Hikme’de yürütülen sistemli çeviri etkinlikleri olarak görmektedir. Bu çeviri etkinliklerinde İslam alimlerinin Eski Yunan çevirileri yanında İslam eserleri de bulunmaktadır. Bu dönemde yapılan çeviri faaliyetleri hakkında ayrıntılı bir tablo bize Burnett tarafından sunulmuştur.[2]

Bilindiği gibi, Beyt el-Hikme’de yapılan çeviriler, salt Eski Yunan felsefe yapıtlarıyla sınırlı kalmamış, Hint ve İran kültürüne ait önemli yapıtlar da Arapça’ya kazandırılmıştır. [3]

Hıristiyan bir öğrenci olan ve Endülüs’de matematik ve doğa bilimleri okuyan Gerbert, daha sonra Papa II. Sylvester (946-1003) olarak tanınmıştır. İspanya’ya Müslümanlar tarafından eğitilmesi için gönderilen meşhur bir hıristiyan öğrenci de Roma-Cermen İmparatorluğu’nun kurucusu Şarmandır (742-814).[4]

Aragon’un ilk krallarından I. Peter yalnızca Arap harfleriyle yazabiliyordu ve pek çok hıristiyan da Latince yazarken Arap harflerini kullanıyordu. Aynı zamanda Arap edebiyatına öyle düşkünlerdi ki, Kurtubalı Alvaro (öl.861) hıristiyanları, müslümanların kitaplarıyla çok fazla meşgul olmakla ve incilleri ihmal etmekle suçluyordu. Hıristiyanlar Arapça kitapları okumakta direndikleri için Sevillalı John, en azından kendi dinleri hakkında biraz bilgi sahibi olabilmeleri için incili Arapça’ya çevirmek zorunda kalmıştır.[5]

Bütün Avrupa, İslam kültürüne kesinlikle çok saygı duyuyordu. Öyle ki Le Goff’un aktardığına göre Bathlı Adelard fikirlerini topluma kabul ettirebilmek için Araplara aitmiş gibi gösterdiğini söylemiştir.[6]

Son derece önemli olan bir diğer Gerard tercümesi de İbn Sina’nın İslam Medeniyetinin en büyük tıp eseri olan Kanun’dur. Gabrieli, Gerard’ın “Helenistik Arap bütün alanlarında” çalıştığını belirtir. Hayatının büyük kısmını Toledo’da geçirmiştir. Bu şehri, Gabrieli’ye göre, Müslüman bilimlerinin çevirisi alanında “bilim tarihinde asla yok olmayacak bir ün kazandıktan” sonra terk etmiştir. “Gerard’ın eserinin etkisi olağanüstüydü” der Myers, çünkü “Felsefe, matematik, astronomi, fizik, tıp ve simya alanında Yunan ve Arap hazinelerini Latin dünyaya açmış ve üniversitelerin kuruluşuna zemin hazırlamıştır.” Her zaman vurgulandığı üzere bu tercümeler Avrupa biliminin başlangıcıdır.[7]

Yeni bir medeniyet doğarken büyük ölçüde kendinden önceki tarihi birikimi de iҫinde barındırır.[8] Watt’ın da ifade ettiği gibi, slam’ın Batı Hıristiyanlığı üzerine etkisi genel olarak kabul edilenden ҫok daha büyüktür.[9]

Farabî’nin batı düşüncesine etkisi çok önemlidir. Daha az bilineni ise Hıristiyanlığa yaptığı İslamî katkıdır. Kur’an’ı temel alan eserleri Albertus Magnus ve St. Thomas Aquinas’ı etkilemiştir.

Hammond, The Philosophy of al-Farabi and Its Influence on Medieval Thought (Farabî Felsefesi ve Ortaçağ Düşüncesine Etkisi) adlı kitabında, St. Thomas Aquinas’ın Summa Theologia ve Summa Contra Gentiles adlı eserlerinin doğrudan Farabi’den alınmış unsurlar, hatta bazen kelimesi kelimesine tekrarlar içerdiğini belirtir. Hammond (Myers’in aktardığına göre)[10] buna bazı örnekler verir:

Farabi Akinolu Thomas
Yaratılmamış varoluş ebedidir. Varoluşun kendisi, mutlak sonsuz olarak kabul edilir.
İlk sebep olarak Tanrı mutlak faildir. Tanrı mutlak fail olmalıdır.
Pasif akıl, potansiyel olarak har şeyi akledebilir. İnsan aklı potansiyel olarak her şeyi akledebilir.

Akinolu Thomas, açık ve net bir şekilde 503 kez İbn Rüşd’den alıntı yapmış ve bu yüzden Averroist (yani İbn Rüşdçü) olmakla suçlanmıştır.[11] Batı kendi bilim adamının adını Arapça bir isme ilişkilendirmemek için latinceleştirmiştir. Yani İbn Rüşd dememek için Averroist demiştir.

Ölümünden yüzyıl gibi kısa bir süre sonra Gazzâlî’nin eserleri İbranice ve Latince’ye tercüme edilmiştir. [12]

Batı dillerine önce Makâsidü’l-felâsife, Mizânü’l-amel ve Mişkâtü’l-envâr kazandırılmıştır. Daha sonra Tehâfüt’l-felâsife ve el-Kıstâsu’l-müstakîm gibi eserler de tercüme edilmiştir. Bu tercümeler, Thomas von Aquin, Descartes, Pascal, Montaigne, Hume gibi pek ҫok Batılı’ya ilham kaynağı olmuştur. [13]

Bu yüzden Yahudi âlimler Gazzâlî’nin eserlerini büyük bir dikkat ve titizlikle inceledi. Bunların başında Maymonides (1135-1204) geliyordu. Onun, Gazzâlî’nin sadece felsefi eserlerini değil, tasavvufi eserlerini de okuduğu anlaşılmaktadır. [14]

Gazzâlî’den etkilendiği varsayılan diğer bir Batılı Hıristiyan yazar da Dante Alighieri’dir (1265-1321).[15] Dante; Müslüman düşünürlerden açıkça ve şükranla bahsederken Gazzâlî de kaynakları arasında yer almaktadır. Peygamber’in miracı Göttliche Komödie (İlahî Komedia)’nin de ilham kaynağıdır.[16] “İyilik (hayır) sevgiyi doğurur. İyilik arttıkҫa sevgi de artar” ifadeleri, sanki Gazzâlî’den ödünç alınmış gibidir. Doğrudan Gazzâlî’den olmasa bile dolaylı olarak Thomas von Aquin aracılığıyla alınmış olabileceği düşünülebilir.[17]

Yakubilerden Hıristiyan bir Mistik olan ve Gregorius olarak bilinen Yuhanna Ebu al-Farag Barhebreaeus (1226-1286), Gazzâlî’nin eserlerini ilk inceleyenlerden biri olup kendi mistik görüşünü de Gazzâlî’nin anlayışı üzerine inşa etmiştir. Malatya’da doğduğu bilinen Yuhanna’nın büyük bir ihtimalle Tripoli’de Müslüman âlimlerden ilim tahsil ettiği kabul edilmektedir.[18]

Devam edecek.


[1] Max Horkheimer, Akıl Tutulması/The Eclipse of Reason, çeviren: O. Koçak, Metis Yayınları, İstanbul 1986.

[2] C. Burnett, “Arapça’dan Latince’ye: Arapça Felsefe Geleneğinin Batı Avrupa’da Kabulü”, İslam Felsefesine Giriş, ed.: P. Adamson-R. C. Taylor, çeviren: M. C. Kaya, Küre Yayınları, İstanbul 2007, s. 405-430

[3] Çeviriler için bkz. R. Wolzer, Grek into Arabic (Essays on Islamic Philosophy), Harvard Universty Press, Cambridge 1962, s. 2 vd.; H. Ziya Ülken, Uyanış Devrinde Tercümenin Rolü, Ülken yayınları, İstanbul 1997, s. 1 vd..; Y. Kumeyr, İslam Felsefesinin Kaynakları, çev.: F. Olguner, Dergah Yayınları, İstanbul 1992, s. 45 vd..

[4] Hitti, Philip Kuhri, History of the Arabs: From the Earliest Times to the Present, 9.basım, Londra: Macmillan & New York : St. Martin Yay. : 1968. Türkçesi : Siyasal ve Kültürel İslam Tarihi, çev. Salih Tu, M.Ü. İlahiyat Vakfı Yay. , İstanbul 2011. s. 580-581.

[5] Prof. Dr. Ahmed İsa, age, 280

[6] Jacques Le Goff, Medieval Civilization 400-1500, çev. Julia barrow, Oxford, UK: basil blackwell, 1988, s. 147.

[7] Myers, Eugene A., Arabic Thought and the Western World, New York: Frederick Ungard Yay., 1964. s. 96.

[8] Sabri Orman, İktisat, Tarih ve Toplum, Küre Yayınları, İstanbul, 2001, s. 28.

[9] Watt, İslam`ın Avrupa`ya Tesiri, Çev.: Hulusi Yavuz, İstanbul 1986, s. 89.

[10] Myers, Arapic Thought and Western World, s. 30

[11] Age, s.127

[12] Şahlan, “al-Gazâlî fî Manzûme’l-Fikri’l-Yahûdî”, ss. 195-213; Emin, Zuhru’l- İslam, s. 129; Medkûr, “al-Gazâlî al-Feylesûf”, s. 211.

[13] Merdan Güneş, Ç a n a k k a l e  O n s e k i z  M a r t  Ü n i v e r s i t e s i  İ l a h i y a t  F a k ü l t e s i  D e r g i s i,  2 0 1 2 / 1 , C i l t 1 , S a y ı 1 ( S a y f a 6 1 - 8 5 )

[14] Muammed Aziz al-Habbâbî, “Gazali’nin Avrupa Düşüncesine Etkisi Ne Ölҫüde Olmuştur?”, Abû Hamid el-Gazâlî, dirâsât fî fikrihî ve asrihî ve ta’sîrihî içerisinde, Manşûrât Kulliyyeti’l- Âdâb ve’l-Ulûme’l-İnsâniyya, Ribat, 1988, s. 218.

[15] Smith, al-Ghazālī, s. 223.

[16]  Smith, age., s. 223-224.

[17] Smith, age., s. 224.

[18] Smith, al-Ghazālī, s. 219. 

Son Düzenlenme Salı, 06 Aralık 2016 10:46
Metin Demirci

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...