Perşembe, 02 Şubat 2017 15:29

Yetmez Ama Evet

1 Şubat 2017 Akşamı eski ismi Karadeniz TV yeni ismi ise KRT olan bir televizyon kanalında Anayasa değişikliği ile ilgili olarak Çağlar Cilara’nın programına katıldım. Yayında tek konuk olduğum için konuşma fırsatım oldu. Sağ olsun Çağlar Bey o kadar çok soru sordu ki bir saatten fazla yayın devam ettiği halde zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım. Son iki dakikamız kaldı deyince de toparlamaya çalışarak anayasa hakkındaki düşüncelerimi dile getirmeye çalıştım.

Kırk yamalı bohçaya çevrilen faşist darbeci Evren’in dayattığı 1982 Anayasası ülkemizin sorunlarına karşı etkisi sınırlıdır. Askeri vesayet anayasası olduğundan dolayı halkın temsilcilerinin ülkeyi yönetmesine fırsat tanımamaktadır. Vesayet unsurları olan Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay ve Silahlı Kuvvetler aracılığı ile işbaşına gelen bütün hükümetlerin icraat yapmasına engel olmaktadır. İşte bu yüzden yapılan değişikliği onaylıyor fakat yeterli bulmuyorum. İşte bu yüzden de “yetmez ama evet” başlığını kullandım.

Mevcut 1982 Anayasası, halk tarafından büyük oranda kabul edilmiştir zira darbecilerden bir an önce kurtulup serbest siyasetin yapılacağı bir döneme geçilmek istenmiştir. Zaten bu anayasanın alternatifi de yok idi.  “Kırk katır mı, kırk satır mı” Anayasası olup mecburen halkımız kabul etti ve darbe sıkıyönetiminden kurtularak normal siyasi rejime kavuşmuş oldu.

Daha ilk seçimde darbecilerin adayı Emekli General Turgut Sunalp, onca desteğe rağmen büyük bir yenilgiye uğradı ve siyasi hayatımızdan darbecilerle beraber hep birlikte defolup gittiler. Rahmetli Özal bunlara haddini bildirerek tankla, topla, sopayla devletin idare edilemeyeceğini gösterdi. Geriye milletimize çektirmiş olduğu acılar ve bir de bu faşist askeri vesayet anayasası kaldı.

Bu öyle bir anayasa ki Cumhurbaşkanı’na faşistlerde dahi olmayan olağanüstü yetkiler vermişti.  Yetmedi, “nesli tükenen kelaynak kuşlarının korunması” hariç her şeyi anayasaya doldurmuşlardı. Hatta benimde ordudan atılmama sebep olan Askeri Şura Kararlarının yargı denetimine kapalı olması gibi su katılmamış bir faşist kural dahi konulmuştu. 12 Eylül 2010 referandumunda da yine “yetmez ama evet” deyip bu elini nereye atsan faşist ruhu bulunan anayasanın birkaç maddesinden daha kurtulmuştuk. Programda işte bu hususa vurgu yaparak sade basit ve 15-20 maddeyi geçmeyen bir anayasa olması gerektiğini anlatmaya çalıştım.

Bu anayasanın 4. Maddesi için ağır ifadeler kullandım. Malumunuz bu madde der ki; Anayasa’nın ilk 3 maddesi değiştirilemez hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez. Evlatlarımızın torunlarımızın geleceğine ipotek koyan ve dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan bu diktatör maddesini eleştirdim. Hakikaten bunu savunan insanlar ne derece büyük bir ayıp işlediklerinin farkında değiller. Belli ki fazla rakı içmekten beyinleri sulanmış. Aksi takdirde böylesine faşistçe bir yaklaşımı aklı başında olan hiçbir insan kabul etmez.

Ne bu yahu! Haşa! Allah’ın emri mi ki değiştirilemesin. Aldıkaçtı’nın dalkavukluğundan öte bir şey mi? Millet mecburen bu dayatmaları kabul etti. Zira “Netekim Paşa’nın” zevzekçe konuşmaları millete gına getirmişti. Daha na ne kadar tahammül edilebilirdi ki? Defolup gitsin diye bu faşist metinlerle dolu anayasaya “evet” deyip darbecilerden biran önce kurtulma yolunu seçti, vesselam… 

Dr.Vehbi KARA

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...