Çarşamba, 15 Mart 2017 14:47

15 Temmuz Darbe Girişimi ve Yaş-Kuru Meselesi

Türkiye, 15 Temmuz’da bir darbe girişimiyle sarsıldı. Bu teşebbüsü anlamak için Türkiye’de darbelerin bugüne kadar niçin yapıldığına bir göz atmak gerekecektir.

Türkiye’de darbeler; hükümeti devirmek, iktidara çeki düzen vermek, iç kargaşayı dindirmek, varsa bozulmuş iktisadı düzeltmek, işleyemez olan devlet çarkına işlerlik kazandırmak, devlet bağlı bulunduğu uluslararası ittifaklardan çıkmışsa tekrar bunu temin etmek vb. için yapıldı!!!

Bu darbe teşebbüsü ise sayılanları karşılamıyor, çünkü ortada böyle bir durum yok. Halk tarafından seçilmiş bir hükümet ve yine halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı var. Ekonomi tüm dünyanın krizlerine rağmen düzgün yürüyordu. Devletin bütün kurumları işliyor, Türkiye atak üstüne atak yapıyordu. Yollar, köprüler, havalimanları, okullar, statlar, hastaneler, elektrik santralleri, tanklar… yapılıyor, halkın refah seviyesi yükseliyor, sağlık alanında ülke çağ atlıyordu. Türkiye bağlı bulunduğu NATO, BM gibi beynelmilel kuruluşlara karşı üstüne düşen vazifesini hakkıyla ifa ediyordu.

15 Temmuz darbe girişimi sadece Türkiye’ye yönelik bir teşebbüs değildir, aynı zamanda İslâm dünyasını dizayn etmek ve onları bir daha kıpırdayamayacak hale getirmek amacını da taşımaktadır. Bu bir abartı, Türkiye’yi kayırıcı veya yüceltici bir tespit değildir, aksine bir durum tespitidir. Güvenilir liman olduğu ve kalkınmasını hızla yürüttüğü, bunu yaparken de kendi kültürel kodlarına dönmeye çalıştığı ve 150-200 yıllık ezilmiş ümmete canlılık aşılayan bir ruh taşıdığı için Türkiye hedefe konuldu. Aslında Türkiye üzerinden diğer makul ve İslâmî değerleri savunan devlet, cemaat ve partilere de gözdağı verilmek istendi. Onun için tahribatlarını devam ettiriyorlar, başka başka örgütleri kullanıyorlar. Onun için darbeciler pes etmiyor, onun için aklın sınırlarını zorlayarak “ahmakça” direniyor ve çırpınıyorlar.

15 Temmuz darbe girişiminin püskürtülmesinden sonra, bu işe kalkışanlar, onlara yardım ve yataklık edenler, onları besleyen, destek veren vb.lerine karşı bir mücadele başladı/başlatıldı. Örgütün ne olduğu ve nasıl oluştuğu kadar onunla mücadele konusu da tartışmalıdır, anormallikler üzere bina edilen bu örgüte karşı mücadele elbette zordur.

FETÖ ile mücadeleyi anlayabilmek için örgütü de iyi tanımak gerekir. Bu konuda maşaallah herkes uzman, uzmanların bol olduğu yerde çokça tartışmalar, hüküm biçmeler olur, hakkında çok şeyler söylenir. Başka bir konu da; örgütle mücadele şekli, son zamanlarda bazı çevreler havari kesilmiş, aman ha yanlış yapılmasın, yaşın yanında kuru da yanmasın, haksızlıklar çok yapılıyor, kıyımlar var, kayırmalar var, cadı avı başlamış vb.

Öyle bir hava estiriliyor ki sanki bu darbe teşebbüsü olmamış, ülke uçurumun kenarından dönmemiş, dış dünya bu örgüte destek vermemiş, FETÖ üzerinden hükümeti ve bilhassa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı devirme planı yapılmamış gibi davranılıyor.

Böylesi girift, her kılığa girebilen ve bugüne kadar hiç eyleme bulaşmamış olması da nasıl taktikler uyguladığı yetkililerce bilinemeyen bir örgüt. Devletin ve sivil alanın bütün kurum ve kuruluşlarına sirayet etmiş bir belayı temizlemek elbette kolay değildir. Yaptığı büyük tahribatları görmezden gelmek onların daha da büyümesine zemin hazırlar, onun için kökünün kazınması lazım.

Hükümetin takip ettiği mücadele şeklini tam bilemeyiz, bu tür örgütlere karşı açık ve şeffaf, herkesin gözü önünde mücadele, çok başarı sağlayamaz. Medyada mücadele tam tamına anlatılırsa, bu örgüt kendisini korur. (Örtgüt hala canlılığını koruyan ve duruma göre şekil alan bir organizmadır.) Çünkü örgüt, bu durumu, ulusal ve uluslararası medya ağıyla rahatlıkla manipüle edebilir. Bu sakınca göz önünde bulundurarak, yasal bir zeminde, gizlilik içinde ve hak-hukuka riayet ederek mücadele yürütebilirlerse başarı elde edilir. Karar verme mevkiinde olanlar güvenilir kişileri bilgilendirerek bu gizliliğin olumsuzluklarını da telafi edebilirler. Tabii gelinen noktada kim kime ne kadar güvenir o da ayrı bir sıkıntı, bu konuda en kötüsü; muhalefetin durumudur, CHP’nin içindeki bazı vekiller ve HDP’ye güvenin oranı nedir? Bu muğlak durum ister istemez bazı konuların muhalefetle paylaşılması güçleşiyor, ama paylaşmamak da başka sıkıntılar getiriyor, meclise çokça vurgu yapılıyor ama bu ülke insanı olarak meclisin ne durumda olduğunu da görüyor ve biliyoruz. Bütün bu ikircikli ve işkil durumdan istifade edebilen bir örgüttür FETÖ. Çünkü her kılığa girebilen, bağlılıkları ayyuka çıkmasına karşın ustaca bunu alalamasını bilen ve saptıran bir örgüt var karşımızda.

Ayrıca dış bağlantıları da çok güçlü, tahminlerimizi aşan bir diasporaya sahip. Bu diaspora üzerinden Türkiye aleyhinde büyük kampanyalar yapılıyor, Türkiye’ye diz çökertmek isteyenler, dış basını FETÖ lehine ülke aleyhine yoğun olarak kullanıyorlar. Bunların oluşturduğu bir algı var ve içeride belli mihraklar bu algıyla hükümeti sıkıştırıyorlar.

Ülke; badireden badireye sürüklenmek isteniyor, çok yönlü ve çok girift bir durumla mücadele etmek zorundayız, bütün bunlar yapılırken itidalimizi muhafaza etmesini de bilmeliyiz.

Mücadele nihayetinde uzun solukludur, ancak kesin neticeye de  ulaşması lazım, aksi olursa ülke çöker, sulandırılması, gereğinden fazla yayılması kesafetini düşürür ve zaafiyet oluşturur. Buna meydan vermemek karar vericilere düşer, itidali elden bırakmadan, adaletten sapmadan, suçsuzları mağdur etmeden, bu teşebbüse kalkanlara/kalkışanlara öyle bir ders verilmeli, öyle bir ceza kesilmeli ki kimse bir daha böyle bir işe kalkışma cesaretini göstermesin. Devlet hem şefkatini ve merhametini, hem de kendisiyle oyun oynayanları da perişan edebilecek güçte ve kudrette olduğunu fiilen icra ederek muktedirliğini dost-düşmana açıkça göstermelidir.

Son Düzenlenme Çarşamba, 15 Mart 2017 16:20
Kerim Sürel

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...