Meral Akşener yaptığı açıklamada, Selahattin Demirtaş’ın tutuklanmasının doğru olmadığını ifade etmiş. Vaktinde Erdoğan tutukluyken onun da tutuklu olmasına karşıymış. Sn. Meral Akşener’de muhakeme eksikliği görüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Selahattin Demirtaş gibi takım elbiseli bir teröristi kıyaslarken, Demirtaş’ı ülkemizi yıllardır batağın içine çeken PKK belasından sıyırarak mı kıyasladınız? Vatanımızın, milletimizin huzurunu kaçırmak için çabalayan, evlatlarımızın kanını akıtan PKK’nın siyasi ayağı haline gelmiş HDP’ye de, bu terörist politikalarla milletin huzurunu kaçıran partinin lideri Selahattin Demirtaş’a da en doğru cevabı yargı vermelidir.
Görüyoruz ki; ülkemizin daha iyi yerlere gelmesini istediğini belirten Akşener, masum evlatlarımızın kanlarıyla vahşete susayan HDPKK’nın sözcülüğünü yapar olmuş. Anlaşılan talimatlar Pennsylvania’dan gelmiş. Yoksa FETÖ’nün HDP üzerinden seçim sürecini etkileyecek yeni kirli planları mı var?
HDP’nin barajı geçebilmesi için Millet İttifakındaki partilere oy kullanan vatandaşların hane içerisinde oylarını bölüştürüp en az bir oyunu da HDP’ye vereceği söylentilerini duyar olduk. Bu söylentinin doğruluğu elbette tartışılır ancak tartışmaya kapalı tek bir gerçek vardır.
Bizler hangi partiye mensup olursak olalım, hangi lideri desteklersek destekleyelim bu vatanın evlatları olarak hepimizin tek bir gayesi vardır. Bizlerin tek gayesi huzur içinde yaşayabilmek, gencecik evlatlarımızın terörle değil, ilimle, bilimle uğraşmasıdır. Bu topraklara o gencecik evlatlarımızın taze kanlarını dökerek, toprağımızı kuruttular.
Kurutulan bu topraklarda siyaseti de kana bulayan, ülkemizin toprak bütünlüğünü bozan, bu memleketin istikbalini tehlike altında bırakan bir ideolojinin peşinden gitmek topluma ve vatanımızın birliğine zarardır.
Bu zararın büyümesine yol açacak her türlü davranışın önüne geçmek ise başta milletin ve yargının kararıdır. Sn. Meral Akşener’in Selahattin Demirtaş hakkındaki görüşlerini tekrar gözden geçirmesi, şayet Meral Akşener gözden geçirmeyecekse İYİ Parti seçmeninin parti politikasını gözden geçirmesi gerekmektedir.
Bir taraftan siyaseti kana bulamak isteyen HDP’ye destek veren Meral Akşener’i görürken, diğer taraftan da muhafazakâr kardeşlerimizi ayrıştıran bir Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu görüyoruz.
Siyonizm’in lanetini yıllarca bu milletin evlatlarına anlata anlata dilinde tüy biten Sn. Erbakan, Saadet Partisi’nin geldiği son noktaydı bilseydi, yürüdüğü yolun geldiği nokta onu hezeyana uğratırdı. Kendilerinden olmayanı aralarına almayan ve yalnızca kendi politikalarıyla kendilerini yüceltmeye çalışan, bunları yaparken hiçbir olumsuz sonuç doğuracak davranıştan kaçınmayan Siyonizm ruhunu, ne yazık ki bugün Saadet Parti’sinde de görüyoruz.
Saadet Partisi kendinden olmayan muhafazakâr kesimi kabullenmiyor, hor görüyor. İslam ile ilgili noktalarda dahi çok rahat ayrışmaya gidebiliyor. İslam adına olumlu sonuçlar doğurabilecek çalışmalarda bile yalnızca kendileri yürütmedikleri için karşısında durabiliyor, asla birlikten yana olmuyorlar.
AK Parti’nin İslam Birliği kurulması yolunda ilerlediği çalışmalardan “Sn. Erbakan Hocamız bunu zaten yıllar önce söylemişti, bu bizim projemiz” diyerek kaçan bir Saadet Partisi gerçekten İslam Birliği mi istiyor? Daha kendi ülkesindeki Müslüman kardeşleriyle birlik kuramayan, doğruyu dahi ayrıştıran Saadet Partisi mi İslam Birliği’ni kuracak.
Ayrıştırmadan önce hak yolda birleşmeyi ve doğruyu görebilmeyi öğrendiğimiz zaman toplum olarak doğru seçimleri yapabileceğimize inanıyorum. Vatandaşı “Yeter ki Erdoğan gitsin de, kim geliyorsa gelsin” psikolojisine sokarak siyasetten soğutmanın, vefasızlığa sürüklemenin topluma hiçbir yararı yoktur.
Vesselam…
