Sebep-sonuç ilişkilerinde kendinde sorumluluk gören ABD, bölgemizde cirit atmakta problem görmeyen bir anlayış içerisinde kiralık ve satılık beyindir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzüncü yılına doğru yol alırken ‘’Acaba yüz yıl öncesi mirasımıza mı dönüyoruz?’’ düşüncesinin sevinci ve acısıyla hafıza-i beşerde bulunmak bile umuttur.
ABD, Suriye’den ve bölgemizden çekiliyor mu?
Gerçeği gören bir ABD lideri olduğunu görüyoruz. Son zamanlarda ABD, kendi içinde derin bir mücadeleye girmiş durumda. Pentagon ve küresel akıl, çıkar ve itibar savaşına hazırlanıyor. Bu durum Türkiye açısından son derece önemlidir.
Pentagonun derin ilişki ağlarının dünyayı kasıp kavuran bir karanlık planlamaya bağlı olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz. Ancak farkında olmadan Pentagon’u hep perdeliyoruz. Bu da bizleri sağlıklı bir analize ulaştırmadığı gibi laf torbalarını dolduruyoruz.
ABD derin aklının arkasında birkaç küresel aile olduğunu sağır sultan bile biliyor. Bu birkaç aile son iki yüz elli yıldır dünyayı yöneten ve kaotik oluşumlardan beslenen Yahudi aklıdır. ABD gibi devasa bir devleti para ve saltanat ile esir aldığını açık bir şekilde görebiliyoruz.
ABD, çok kültürlü acımasız kapitalizm örneklerinin en kuvvetlilerinden biridir. Ancak görünen yüzünün arkasında çok farklı bir görüntü olduğunu unutmayalım. Bizdeki burnu havada olan ahaliye sorsak kâinatın bile ABD’ye bağlı olduğunu anlatmaya başlar. Hâlbuki durum böyle olmadığı gibi dünyanın ABD’den ibaret olmadığını da anlayacaklar elbet.
Trump’ın iki ana sorunu var. Birincisi; hem Senato›da hem de Temsilciler Meclisi›nde Cumhuriyetçiler çoğunluktalar. Ancak bu çoğunluk Trump›ın arkasında değil. Çünkü Cumhuriyetçi Parti kurultayında başkan adayı seçilmesine rağmen, Trump seçim kampanyasında kendisini farklı bir kimlikle sundu. Alışılmışın dışında siyaset sunacağı, daha şahin politika yapacağı bekleniyordu ama beklentiyi karşılamadı. Trump, Amerikan ana siyasetinden dışlanmış kesimlerin sözcüsü olarak oy topladı. Şimdi de bu nedenle Trump’a karşı Cumhuriyetçi senatörler ve Temsilciler Demokratlar›la bir olup Trump’tan kurtulmak istemektedirler.
Trump›ın ikinci ana sorunu ise kendisini Amerika›nın Başkanı olarak görse de, ülkede iplerin derin devletin elinde olması. Örneğin PKK/PYD oluşumunun güçlendirilmesi ve silahlandırılması kararı Trump başkan seçilmeden önce alınmıştı. Bunun gibi FETÖ’ye verilen destek de bir CIAprojesi olduğu için devam ediyordu. Konsolosluk çalışanlarının büyük kısmının CIA personeli olması, ABD-Türk ilişkilerinde zaman zaman olumsuz gelişmelere sebep oluyor. FETÖ’nün sızma kılıfı olarak kullanılması nasıl ki CIA’in adımlarından biriyse; Cemal Kaşıkçı cinayetinde de ABD ile Türkiye’yi karşı karşıya getirme çalışmaları, CIA’in Trump’ı Türkiye’ye düşman etme projesidir.
Gelelim tarihi kodlarımıza…
Türkiye’de gözler Fırat’ın doğusunda teröre karşı yapılacak askeri operasyona çevrilmiş durumda. Operasyon konusunda dünyanın şaşkınlığı ve tepkisini en çok çeken ülke kuşkusuz Amerika Birleşik Devletleri… Suriye’nin kuzeyinde terör örgütleri YPG ve PYD›ye verdiği desteği gizlemeyen ABD yönetiminde işlerin çok karışık olduğu söyleniyor. ABD›de Başkan Trump›a rağmen, Pentagon’da kendi başına hareket eden bir grup derin devlet mensupları olduğuna dikkat çekiliyor.
ABD’de teröre destek verenlerin de bu grup olduğunu unutmayalım. Güce dayalı egemenliğini Türkiye ile paylaşmak istemeyen, Türkiye’nin bölgedeki varlığından rahatsız bir ABD var. ABD başkanları değişse de ‘derin devlet’ yapısının korunduğunu görüyoruz. ABD derin devletinin amacının ise Suriye ve Kuzey Irak’ta, İsrail’in çıkarlarına çalışacak kukla bir devlet kurmak olduğunu bilelim.
...
