Pazartesi, 08 Temmuz 2019 08:02

Milli Birlik için Adalet ve Yönetim Hassasiyetleri

İstanbul Seçimleri sonrası o akşam düşünüp, kendi adıma bir duruş beyanı olarak sosyal medyada ilk şahsi değerlendirmemi arz etmiştim.

“Aziz Milletimin istikbaline dua ile..

Seçim Sonucu Payitaht'a, ülkeme ve Aziz Milletime hayırlı olsun.

AKPARTİ ve Cumhurbaşkanımız duruşlarını değiştirmezlerse zor günler geliyor.

Ben bundan sonra babaannemin Öğrettiği VATAN, MİLLET, DİN ve DEVLET temellerini zorlayan herkesle mücadele edeceğim.

Bu temelleri güçlendirenlere omuz vereceğim.

Bundan sonra kesinlikle KABA TARAFGİRLİK'ten kaçınacağım.

 

Yeni dönemde ihanete asla göz kırpılmamalı.

Türkiye'de kritik seçmen Milli birlikten yana olan kişilerdir. Bu insanlar kazanılmalı.

Teröristle muhatap olmanın bedeli bundan sonra daha da ağır olacaktır.

Üniversitede İstiklâl Marşı okutmayan rektör namussuz ve haindir.

Milletim için kutlu ve güçlü bir gelecek istedim.

Allah Azîz Milletimi yalnız bırakmasın.

ALLAH Ümmet-i Muhammed'e birlik ve feraset versin inşaAllah..

Seçim sonuçları hayra vesile olur İnşaAllah...

Strateji ve Yönetim Uzmanı

  1. Yb. Halil MERT”

Seçimden sonraki değerlendirmelere bakıyorum. Kendi Milli Cephemiz adına söylüyorum. Ders alınmış gibi görünmüyor.

Milli Zemine kaybettiren şeyler mi? Öncelikle polemik.. Hem de aslı olmayan iftira ve bencillik içeren polemikler. Düşünün, Yerel Seçim Sürecince, HDP ile hareket edildiği için teröristlik ile itham edildi muhalefet. Doğrusu HDP Milletvekili de bunu seçim sonrası “Bizim oylarımızla koltuklarınızda oturuyorsunuz.” diyerek ifade de etti. Seçim doğru eğrisi ile bitti. Biz İstanbul Belediyesi seçimleri için önde iken %4 geride seçim sürecini tamamlamayı becerdik.

Şimdi soruyorum. “Apo’nun mektubundan hangi kafa medet umdu? Allah aşkına ihanet cephesi bunu yer mi? Yetmedi en az 1200 Mehmedim’in katili bir haini kim hangi cesaretle hem de kırmızı bültenle aranan bir haini devletin televizyonuna çıkartır? Bu seçim atraksiyonu ise hesapsız ve dibe vurdurdu. Yok, eğer gerisi gelecek bir Psikolojik harekât ve ya istihbarat operasyonu ise, Cumhurbaşkanımız “Haberim yoktu.” diyor, sözcü “İlgililere hesap soracağız.” diyor. Ne oluyor? Milletimin aklıyla kim oynarsa görün Millet aklını almaya kararlı.

FETÖ ders olmadı mı?

Yetmedi..

Artık cephemizde haklı gerekçelerle memnuniyetsiz insanlar var. Ülkenin eski Başbakanı sayfalarca manifesto yazdı ve Cumhurbaşkanımıza ulaşamamaktan dert yandı. Siyasetin ağabeylerinden B. Arınç 1. Dünya Savaşı’nın kardeş kavgasına karşı Nasihat Heyeti gibi. Ancak herkes kendi havasında, “Trene inip binmek!” gibi sığ değerlendirmeler yapılıyor. En kötüsü de tüm bunlar halktan saklanmadan yapılıyor. Lütfen, Aziz Millet bu aşağılanmayı hak ediyor mu?

Yıllar önce FETÖ-Siyaset çekişmesini hissedip, “Atlar ve Eşşekler” diye bir yazı yazıp, Milletimin, Devletimin ciddi mağduriyet yaşayacağını, tarafların Allah’tan korkarak, kuldan utanarak hareket etmesi gerektiğini yazmış ve söylemiştim. Şu anda maalesef siyasette bölünmeye doğru gidiyoruz.

Siyasette sorumsuz ve lakayt davranan Bizden iddialı kişilere söylüyorum. Ülkede 100 seçmen var. Halen 52’si bize oy veriyor. Üç seçmen küstüğü anda iktidar gitti demektir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi siyasi kesimleri birlikte davranmaya zorluyor. İyi Parti, CHP, HDP birlikteliği yarın iyi hesap yapılmazsa büyüyebilir. Dolayısı ile ötekileştirme politikalarının kötü sonuçları görülmelidir. Hele de şımarıklık, enaniyet, her seviyede israf..

10 yıl öncesine kadar ötekileştirme, geçmişin başörtüsü, ezan, kadrolaşma sorunlarını güncel tutmak her iki tarafın da işine geliyordu. Ancak, halk sıkıldı bu gereksiz bulduğu geçmişin çekişmelerinden. Bir taraf artık “Dinin elden gideceğini düşünmüyor.”, diğer taraf “Laiklik, Kemalizm vd. hassasiyetlerini gündemden tamamen kaldırdı.” ve AKPARTİ’nin vaadleri ile hareket etmeyi taahhüt eden bir adayı İstanbul’da seçime soktu. “Halkı aldatıyorlar.” diyebilirsiniz. Fetövari hastalıklar maalesef toplumu da siyasi zeminleri de bulaşıcı hastalık gibi sardı adeta.. Şahsi menfaat, kaba tarafgirlik, menfaat tabanlı kadrolaşma..

Cumhurbaşkanımız ve halis adamların mücadelesi, kendi yanlarında görülen, göreve getirdikleri bazı menfaat şebekelerince baltalanmaktadır. Cumhurbaşkanımızın FETÖ’de “Aldandım.”, Apo’nun mektubu ve teröristin TRT Tv’de çıkartılmasında “Haberim yoktu, ama arkadaşlarıma güveniyorum.” nevi yaklaşımları toplumda çok ciddi olumsuz etkiler bırakmaktadır.

Ayrıca, 17 yıldır ülkeyi yöneten bir iktidarın iptal edilen İstanbul Seçimlerinde mağduru oynamaya kalkmasını toplum çok açık ifade ile acz ve riyakârlık olarak değerlendirmiştir. Seçim sonuçları bunun göstergesidir.

En son Genel Seçimler öncesi de bu yerel seçimler öncesi de çevremize yalvardık. “Ülkenin kaos ortamına sürüklenmemesi için istikrar ve Milli Güç’e oy verin. Seçimden sonra gördüğümüz her aksaklığa müdahale edelim.” dedik. Ben Aziz Omuzdaşlarıma verdiğim sözü tutacağım. Büyük fırtına ve kaoslar yaşamamak için etrafımızda gördüğümüz aksaklık, kusur ve hatalara müdahale etmek borçtur. Ayrıca toplum olarak en büyük sorunumuz ülfettir. İçinde bulunduğumuz şartlara alışmak. Daha da kötüsü aksadığını göre göre savunmak, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışmak. Bundan kurtulmalıyız.

Bu arada, kimse bize FETÖ’cü vs. diye iftira atmaya kalkmasın. Ya da birileri ile siyasi parti, oluşum vs. içine gireceğimiz imasında filan da bulunmasın. Biz ahmak değiliz. Burada Cumhurbaşkanımız ile Aziz Milletimizin kurduğu bir kale var. Bu kalenin yıkılmasına asla fırsat vermeyeceğiz.

15 Temmuz İhanet Darbesi’nde dimdik duran halkımız gibi, memleketimin dağlarında bekleyen, sınır ötesinde operasyonlarda can vermeye hazır Mehmedcikler gibi, ülkemin fabrikalarında çalışan işçilerimiz, tarlalarında sıcağın altında alınteri ile çalışan rençberlerimiz gibi Devlet ve Milletimizin, Dinimiz ve Vatanımızın, kutlu geleceğimizin, İ’lay-ı Kelimetullah Davamızın fedaisi olacağız.

Sümüklü böcek gibi, asalaklar gibi, Dava ve Sevdalarımıza musallat olmuş habis ruhlarla, Millet düşmanları ile nasıl mücadele ettiysek, aynı şekilde mücadele edeceğiz.

 

Kolaycı ve kendileri gerçek suçlu iken Cumhur İttifakı’nın taraflarını samimiyetsizlikle itham etmeye çalışan namussuzları da susturacağız. Çünkü Milli Birlik ve Beraberlik Cephesinin büyütülmesi fert fert, Milletimiz ve Ümmet-i Muhammed’e borcumuzdur.

Biliniz…

BU MANADA BİR OTOKONTROL PLATFORMU OLUŞTURULMASINI DA TEKLİF EDECEĞİZ.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...