Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askeri harekâtına dönük olarak Kazakistan’dan gelen haberci konuklarla yaptığımız mülakat.
Sorular ve cevaplar…
- Suriye, Türkiye için ne anlam ifade ediyor?
Suriye ve Irak tıpkı şimdiki İran toprakları gibi Anayurdumuz Orta Asya’da, Hoca Ahmet Yesevi Ocağı’nda Müslüman olan Türk Halklarının Anadolu, Balkanlar ve hatta Kafkasya’dan önce yurt tuttukları bölgelerden biridir. Düşünün Osmanlı Türk Devleti’nin kurucusu kabul ettiğimiz Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın mezarı bu topraklardadır.
Bölge ilk kez Osmanlı ile Türklerle tanışmadı. Bölgenin Türklerle ilişkisi M.Ö. 3000-2500 yılları arasında aslında.
1000 yıldır Türklerin yönettiği ve Türk Halklarının yaşadığı bu topraklarda, yine 1000 yıldır, Müslüman Araplar yaşıyordu. Ayrıca Kürtler, Farsça’nın lehçelerinden birini konuşan Turan Halklarından biridir. Onlar da bölgede birlikte huzur içinde yaşamış büyük bir Müslüman ve Akraba halktır.
Son yüzyılda biliyorsunuz 1. Dünya Savaşı oldu. Bu savaşın hedefinde Rus Çarı’nın “Hasta Adam” dediği Osmanlı Türk Devleti vardı. Şu anda bilin ki bu savaş devam ediyor. Bu savaşın sonunda Osmanlı Toprakları parçalandı. Düşünün, köyler, kasabalar, şehirlerin arasından dikenli telli sınırlar yaptılar. Aileler bölündü. Analar sınırın Türkiye tarafında evlatları, Suriye ve Irak tarafında kaldı. Bu yağmanın arkasında İngiltere ve Fransa başta olmak üzere Avrupa Devletleri vardı.
Türk Halkı, Türk, Kürt, Arap hiç kimse Avrupa ve ABD’nin bu düşmanlığını kabul etmedi. Bilin ki burada mutlak huzur, bölge insanının talepleri ve birlikte yaşama istekleri karşılandığında sağlanır.
- Türk Ordusu’nun Suriye’ye müdahale etme sebeplerini açıklar mısınız?
Yukarıda söyledim, 1. Dünya Savaşı devam ediyor. “Hasta Adam” dedikleri Türkler ölmedi. Hatta bu gün bakın, Türkiye’nin yanında Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, KKTC gibi Türk Devletleri var.
1980 yılından sonra Türkiye’de İngiltere, ABD, Fransa, İsrail, Almanya, Rusya, Suriye gibi ülkelerin destekledikleri PKK adında bir terör örgütü kuruldu. PKK, Marksist, Leninist söylemleri olan acımasız bir terör örgütüdür. Türkiye’de 40 yılda 35.000’e yakın masum insanı öldürdüler. Türkiye’nin bu süredeki maddi kaygı 1,2 trilyon dolardır.
Türkiye, son 10 yılda verdiği kararlı mücadele ile PKK Terör Örgütü’nü dışarıya attı.
Suriye ve Irak’ta ABD ve Avrupa Ülkelerinin müdahalesi sonucu istikrarsız bölgeler oluşturuldu. Buralarda tıpkı Afganistan’da yaptıkları gibi terör örgütleri kurdular. DEAŞ ABD ve İngiltere’nin kurduğu terör örgütlerinden biridir. PKK/PYD terör örgütünü ABD verdiği silahlarla dünyanın gözü önünde destekledi. ABD, İngiltere, İsrail, Almanya ve Fransa’dan gelen subaylar PKK/PYD terör örgütünün elemanlarına askeri eğitim verdiler.
Türkiye’nin, Suriye’den atılan topçu ve havan atışları ile sivil masum insanları öldürüldü. Bebekler, kadınlar öldürüldü. PKK bir Kürt örgütü değildir.
Türkiye halkının can ve mal güvenliği için Suriye topraklarından kendisini tehdit eden terör örgütlerine müdahale etmek zorunda kaldı.
Türkiye’nin Suriye’ye bu üçüncü müdahalesi. Birincisi El-Bab’da DEAŞ terör örgütüne karşı yapıldı. İkincisi Afrin’e PKK/PYD terör örgütüne karşı. Buralarda hayat normalleşti. Sadece sınırları belli olan huzur operasyonlarıydı. Şimdi de aynısı.
Türkiye sınır güvenliği için 32 km. derinlikte 120 km. genişlikte bir güvenlik şeridi oluşturacak.
- Dünya Basınında “Türkiye, Kürtlerle savaşıyor.” diye haberler çıkıyor. Neler söylersiniz?
Türkiye, Kürtlerle neden savaşsın? Kürtler, Türklerin akrabasıdır, kardeşidir. Kürtlerin bağımsız yaşadığı ve kurucusu olduğu ülkedir Türkiye. Bu gün bölgeye müdahale eden Türk Ordusu’nun içinde Kürtler var. Bölgeye müdahale eden Özgür Suriye Ordusu’nda Kürtler var. Bağımsız bütün Türk Devletleri’nde Kürtler yaşamaktadır. Bulundukları Türk ülkelerinde birinci sınıf vatandaşlardır. Devlet Başkanı, Ordu Komutanı olabilirler. Kürtler, Müslüman’dır, Türk Milleti’nin kardeşidir.
Düşünün, bir terör örgütünü destekleyen ülkeler olmasa o terör örgütü yaşayabilir mi?
Bilin ki emperyalist devletler, kurdukları ve destekledikleri terör örgütleri ile düşmanlık yapmakta, Ortadoğu’daki İslam Ülkeleri’ni zayıf düşürmekte, iç savaş çıkartarak birbirine düşman etmektedir. Böylece bölgenin zengin petrol kaynaklarını kendi şirketleri ile sömürmektedirler.
Özetle, Kürtler Türkiye’nin vatandaşıdır. PKK/PYD terör örgütüne karşıdırlar. Tüm dünyada Kürtlerin en kalabalık yaşadıkları şehir İstanbul’dur.
- Türkiye’nin Suriye’ye askerlerini sokmasının sebebi nedir? Türkiye’nin Suriye’yi işgal etmek gibi bir hedefi var mı?
Suriye dâhil Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkasya, Balkanlar Türkiye’nin Medeniyet Coğrafyasıdır. Türkiye geçmişin Osmanlı Topraklarında yaşayan halklarla akrabadır. Oralarda kalan Türk ve Müslüman aileler, milyonlarca insan yaşamaktadır. Bu insanların teminatı Bağımsız Türk Devletleri’dir. Bilin ki çok uzağımızdaki Afrikalı Müslümanlar bile Türkiye’nin, Kazakistan’ın ve diğer Türk Devletleri’nin güçlü olması için dua ederler.
Türkiye işgalci bir devlet değildir. Suriye emperyalist Fransa’dan bağımsız olduktan sonra bir kral tarafından, sonrasında da diktatör Esad ve oğlu Beşşar Esad tarafından baskı altında yönetilmektedir. Halk ayaklanmış ve iç savaş çıkmıştır.
Türkiye çevresinde istikrar istemektedir. Irak, Suriye gibi komşusu ülkelerdeki karışıklık ve çatışmalar, ABD, İsrail ve Avrupalı Devletler tarafından Türkiye’ye de sıçratılmak istenmektedir. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Ülkesine emperyalistlerin müdahale etmesine müsaade etmez.
- İsrail, ABD ve Fransa, “Türkiye DEAŞ’ı destekliyor.” dediler. Neler söyleyeceksiniz?
Bu kocaman bir yalan. ABD Başkanı Donald Trump kendisi bizzat söyledi. “DEAŞ’ı Obama kurdu.” dedi. Bölgede DEAŞ’a karşı bizzat kendi ordusu ile müdahale eden tek ülke Türkiye’dir. Hatırlayın yine Suriye’nin El-Bab şehrini DEAŞ’tan Türkiye kurtardı. Türkiye bu askeri harekâtta 4000 DEAŞ Militanını öldürdü.
Türkiye hiçbir terör örgütünü desteklemez. Unutmayın ki, Türk Milleti terör gibi insanlık düşmanı kalleş oyunlar oynamaz. Türk Milleti, düşmanlarına karşı bile dürüst, centilmen ve adildir. Tarihimiz bunu örnekleri ile doludur.
- Arap Ülkelerinin, NATO ve Avrupa Ülkelerinin Türkiye’ye karşı tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu gün Türkiye’ye sığınmış 5 milyon Suriyeli var. Türkiye 8 yıldır bu insanlara bakıyor, çocuklarını okullara gönderiyor. Hastanelerde bedava bakımlarını yapıyor. Hümanist Avrupalı nerede? Avrupa’nın İnsan Hakları geçmişi o kadar kirli ki! Bakın Bosna’da Müslümanların öldürülmesine sebep oldular. Sırpların katliam yapmasını Birleşmiş Milletler Barış Gücü’ndeki Hollandalı ve Avrupalı askerler sağladılar.
Almanya, Türkiye’ye silah satışını yasaklamış. Türkiye, Almanya’dan silah almıyor. ABD, Avrupa Ülkeleri, Rusya, İran’ın Suriye’de ne işleri var? Lütfen düşünün!. Bu Osmanlı Topraklarını Avrupalılar yağmaladı, parçaladı.
Arap Ülkelerine bakın. Yemen’de kadınları, çocukları öldürüyorlar. Açlık ve hastalıktan 200 bin çocuk öldü. Nerede Arap Ülkeleri? Suriyeli kaç insan kabul ettiler ve bakıyorlar, barındırıyorlar?
- Dünya’da kimler Türkiye’nin askeri harekâtına destek veriyor?
Her zaman ki gibi bağımsız Türk Devletleri Türkiye’nin yanında. Pakistan kardeşimiz biliyorsunuz. Şimdi bir ülke daha var. “Biz Kıpçak Türkleriyiz.” diyen bir Cumhurbaşkanı’nın yönettiği Macaristan. Macaristan Avrupa Birliği’nde Türkiye’ye karşı karar alınmasına engel oldu. Katar ve Somali gibi ülkeler Arap Birliği Ülkeleri Türkiye’ye karşı verilen karara karşı çıkarak Türkiye’ye destek oldular.
Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Türkiye’nin karşısında alınacak kararları veto etti.
- Son olarak neler söyleyeceksiniz?
Türkiye, bağımsız, güçlü, kendi silahlarını üretebilen, büyük bir Ordusu olan etkin bir ülkedir. ABD ve Avrupa Ülkelerinin bölgesindeki oyunlarını bozacak güce sahiptir. İsrail’in bölgede etkin olması İslam Ülkelerinin zararınadır. Türkiye, İsrail’in oyunlarına da izin vermeyecektir.
Bizim kaderimiz birdir. Tüm Türk Devletleri, bölgedeki diğer İslam Ülkeleri birlikte hareket etmelidir. Avrupa, sömürge ve kölecilikle büyümüştür. Bizim topraklarımızı sömürmelerine fırsat veremeyiz. Bir yandan petrol ve hammaddelerimizi alıp götürüyorlar, diğer yandan bizi açık Pazar haline getirip paralarımızın kendi ülkelerine gitmesini sağlıyorlar.
Kendi kaynaklarımızı kendimiz kullanabileceğimiz, katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Dünyada marka olmuş şirketler ve ürünler yapmalıyız. Yüksek teknolojiye sahip olmalıyız.
Bu günün kahramanları üreten, ülkelerinin zenginliğine katkı sağlayabilen kişilerdir. Türkiye’nin menfaatleri, Kazakistan’ın da, Azerbaycan’ın da, Suriye’ninde menfaatleridir. Birlikte hareket etme bilincimizle yaşamı ile yazdığı “Tarihin Akışında” gibi kitaplarla katkı sağlayan Türk Dünyası’nın aksakalı Nursultan NAZARBAYEV’e de şükranlarımı arz ederim.
Hazar’ın doğusundaki güç merkezimiz Kazakistan’dır. Türkiye gibi Kazakistan’ımızın da güçlü olması hepimiz için sorumluluktur.
Not: Konuşmayı Rusça’ya ve Kazak Türkçesi’ne çeviren Türkolog Diyana ASTANEYEVA’ya da teşekkürü borç biliriz.
