Salı, 23 Mart 2021 11:12

Mısır-Türkiye yakınlaşması ve İhvan

Mısır ve Türkiye arasında başlayan yakınlaşma süreci olağanca hızıyla devam ediyor. Şahsen de doğru bulduğumu ve desteklediğimizi de vurgulamalıyım. Ancak bazı şerhlerimize de dikkat çekmek isterim.

Nihayetine Doğu Akdeniz meselesi ve MEB konusunda Mısır ile anlaşmamızın önemli bir adım olacağı gibi iki ülkenin yakınlaşmanın en çok Mısır’a ve Sisi’ye yarayacağını da unutmamız gerekir. Dolayısıyla ikili yakınlaşmada lokomotif bir güç olan İngilizlerin çıkarlarından ziyade Türk devletinin çıkarları ön planda olmalıdır. 

Çünkü Türkiye, yakınlaşmayı ‘anlamsız bir angajman’ adı altında ‘ilgili ülkenin’ yörüngesine kendisini hapsederek, kendi manevra alanını daraltıyor.

 

Sonra bu angajmadan çıkmak için bütün gemileri ve limanı ile birlikte yakıyoruz. Örnek mi? ABD ile 1950’lerde başlayan stratejik işbirliği gibi, 1990’larda İsrail’le, 2002’de AB ülkeleriyle, 2005’lerde Suriye ve 2010’larda Kuzey Irak, 2014’den sonra Katar, 15 Temmuz 2016’dan sonra İngiltere ve Rusya ile ilişkilerde ikili ülke münasebetinden daha çok «elimizi verdik, kolumuzu kaptırdık». 

Yani Türkiye, bir ‘denge politikası yapıyorum’ derken; kendi dengemizi bozduk. Daha net anlatalım; ‘anlaşmak istiyoruz derken; elde avuçtaki vermeyelim’ diyoruz.  

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 12 Mart’ta Mısır ile ilgili yaptığı değerlendirmede; “Herhangi bir ön koşul Mısırlılardan gelmedi. Bizden de herhangi bir ön koşul şu anda gitmedi. Ama yıllarca bağlar kopuk olunca bir günde hiçbir şey olmamış gibi hareket etmek de o kadar kolay olmuyor. Yavaş yavaş görüşerek, bir yol haritası belirleyerek ve o konularda adım atarak oluşuyor. Yıllardır ister istemez bu kadar kopukluk olunca bir güven eksikliği de oluyor’’ dedi. 

Ayrıca Müslüman Kardeşler (İhvan) Rehberlik Konseyi Başkan Vekili İbrahim Munir, Sisi yönetimiyle 2013 yılından bu yana yaşadıkları kriz için Türkiye’nin Sisi rejimiyle ara buluculuğuna karşı olmadıkları söyledi.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yayın yapan El Arabiya medya grubu Mısır’la ilişkileri düzeltme arayışındaki Ankara’nın İstanbul merkezli Müslüman Kardeşler yayın organlarına Mısır yönetimini eleştiren yayınları kesme talimatı verdiğini aksi halde yayınların durdurulacağını bildirdiğini öne sürmüştü.

Katar merkezli El-Cezire Mubasher televizyonuna konuşan İbrahim Munir, Türkiye’de bulunan bazı İhvan yöneticilerinin Mısır›a teslim edilip-edilmemesi ile ilgili soruya, «Türk yönetimi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk halkı, siyasi mülteciye saygı duyuyor. Uluslararası kanunlar da buna (siyasi mültecilerin teslim edilmesine) karşı çıkıyor ve Türkiye de bu kanunlara bağlı. Biz de Türkiye’nin bu eğiliminin değişmeyeceğini iyi biliyoruz. Türkiye dürüst ve manevra yapmıyor” şeklinde cevap verdi.

 

Ayrıca Türkiye’deki İhvan’a yakın uydu kanallarını kapatıp kapatılmayacağı konusunun; “ancak Mısır’la ilgili siyasi söylemde ve üslupta değişim olması, bu bakımdan Türk basın yayın kurallarına uyulması gerektiğini ve Türkiye’nin bunu talep etme hakkı olduğu”  söyledi.

Dolayısıyla Türkiye ve Mısır arasında ikili görüşmeleri yürüten yetkililer, önce Mısır’daki Türkiye algısını negatiften pozitife çevirmekle; yani medya ve sosyal medyada olumsuz Türkiye algısını düzeltmekle işe başlamalı; aynı anda da Doğu Akdeniz’de Mısır-Türkiye MEB anlaşması imzalanmalıdır. 

Zira İngilizlerin Mısır ve Türkiye’den taviz kopararak anlaşma zemini oluşturması ‘şantajdan’ öte bir durum değildir. Son kertede süratle ve sonuç odaklı bir zemin üzerinden ikili ilişkileri geliştirmeliyiz. Bunun için gerekirse tek taraflı bile olsa, alanında uzmanlardan oluşan bir platform veya gözlemcilik de oluşturulabilir.

Bizler de sürecin kazanımlarını ve kaybettireceklerini ancak tarihe tanıklık ederek öğrenebileceğiz.

Vesselam…

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...