Salı, 15 Haziran 2021 16:32

ASSAM ve SADAT'a Saldırılar Nasıl Başladı

 

SADAT ilk kurulduğu günden itibaren ABD'deki bazı mahfiller tarafından gözlem altına alınarak, dikkatle takip edilmeye başlanmıştır.

O zamanki adıyla cemaat ancak gerçek yüzü ortaya çıktıktan sonra terör örgütü olduğu anlaşılan FETÖ ile Hükümet arasında gerginlikler zahir olunca, Adnan paşam hakkın yanında kale gibi dimdik durup, cemaate haddini bildirmeye başlayınca, ABD'deki mahfiller civcivini kartaldan korumaya çalışan tavuk gibi Adnan paşamı hedef tahtasına oturtmuştur.  

2013'ün Kasım ayı başlarında cemaat dershaneler kapatılıyor yaygarasıyla hükümeti yıpratıp, siyasi istikrarın bozulması için yüklendi.

17 Aralık 2013 tarihinde yine cemaat tarafından, "Asrın Yolsuzluğu" adı altında yargı ve emniyet operasyonlarıyla dış destekli büyük bir darbe girişiminde bulunuldu.

İşte bu süre zarfında özellikle 18 Kasım 2013-29 Ocak 2014 tarihleri arasında ferasetiyle hadiseleri okuyan Adnan paşamız, büyük bir basiret örneği göstererek ASDER mail grubunda aydınlatıcı, gerçeği gösteren ve tarafımızı bildiren mesajlarını yayınlamaya başladı.

Bu mesajlar elbette ABD'deki mahfiller tarafından da dikkatle okunuyordu.

Bu tarihten sonra ASDER, ASSAM ve SADAT hedef tahtasına oturtulmuştur.

15 Temmuz 2015 kalkışmasından sonra da Adnan Tanrıverdi paşamız Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı yapılınca ABD'deki mahfiller için süreç iyice heyecanlı olmaya başladı.

Sonrası malumunuzdur, ne kadar dış bağlantılı özellikle de ABD'nin mahfilleri ile dirsek temaslı hainler varsa koro halinde karalama kampanyalarına başladılar. Bu konuda yönlendirmeyi FETÖ ekibi yapıyordu. Hala da en rezil ve aşağılık bir şekilde yalan ve karalama kampanyaları devam etmektedir.

Şimdi size Adnan Paşamızın ASDER grubundaki o mesajlarından özetleri sunuyorum. O yıllarda birçok önemli isimlerin tarafını belli edemediği, AKPARTİ içinde dahi konuşamayan, hadiselere sessiz kalan zavallı iradesizlerin ve menfaatperestlerin olduğu değerlendirildiğinde Adnan paşamızın bu iradesinin, dik duruşunun ve mücadelesinin ne kadar önemli olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

Mesajların tamamını okumak isterseniz aşağıdaki link vasıtasıyla ulaşabilirsiniz.

 

"CEMAATİN DARBE GİRİŞİMİ ve İKTİDAR MÜCADELESİ"

(2013-2014)

18 KASIM 2013

(1)

Ülkemizde siyasi istikrarın devamını istiyoruz.

Barış sürecini destekliyoruz.

Başbakanın Diyarbakır gezisini özlediğimiz, geç kalmış, birleştirici, geniş ufuklu, çok cesur, çok önemli sosyal, siyasal ve hukuki sonuçları olacak, toplumsal barışı sağlayacak bir adım olarak görüyoruz.

Ergenekon davasının adil şekilde sonuçlanmasını istiyoruz. Yargılanan zihniyetin hortlaması ve hortlatılmasını istemiyoruz.

Dershane sisteminin savunulmasını getirim kavgası olarak görüyoruz.

Siyasi istikrarı bozacak hareket kimden gelirse gelsin yanlış, art niyetli, ülkenin hızını kesen, mihverini değiştiren, koalisyonlara ve milletin değerlerine düşman yönetimlere kapı açtığına inanıyor ve karşında durulması gerektiğini savunuyoruz.

Körü körüne Cemaatçilik yapılmamasını tavsiye ediyorum.

Adnan Tanrıverdi

21 ARALIK 2013

(2)

Hizmetin temiz hadimlerine selam olsun. Bu kardeşlerimizin oynanan büyük oyunun farkında olmalarını umarım.

Fetullah Hoca Efendi, Ülke ve dünya çapındaki İslâmi çalışmalarından dolayı şahsi güvenliği riske girdiği için Türkiye’den ABD’ye göç etmedi mi?

ABD kendi çıkarlarını korumayan bir organizasyonun başının ve merkezinin kendi ülkesinde yaşamasına müsaade eder mi?

Hoca Efendi, ABD ve Batılı çıkar gruplarının aleyhine olarak, Türkiye'nin ve İslâm Âleminin çıkarlarını öne çıkaran çalışmalar içerisinde ise, ABD’de güvenlik içerisinde olabilir mi?

Diğer taraftan;

Milletin seçip, devletin yönetimine getirdiği bir iktidarın devrilmesi için devlet bürokrasinde kadrolaşmış bir cemaatin iktidarın yıkılması için başlattığı eyleme CEMAAT DARBESİ denmez mi?

Bu iktidarın devrilmesi, Milletin ve ümmetin kazanımlarını geri götürmez mi?

Mesele hak arama ve temiz yönetim boyutunu çoktan geçmiştir.

İktidarı götürme niyetine yönelmiştir.

Bu milletin çoğu iktidarından memnundur. Bu iktidarın, ileri sürülen bütün noksanlıklarına rağmen, muktedir olarak devamı Milletin ve Ümmetin menfaatinedir. Zayıflamasına sebep olanlar iki milyar Müslüman'ın vebalını üzerlerine alırlar.

Bu yazımı, tertemiz düşünceleri ile hizmete sarılan arkadaşlarıma ithaf ediyorum. Kendilerini aklıselime davet ediyorum.

Adnan Tanrıverdi

22 ARALIK 2013

(3)

Kritik bir süreçten geçiyoruz.

Şimdi biz, bu güne kadar omuz omuza mücadele verdiğimiz kardeşlerimizle imtihan ediliyoruz.

Fetullah Hoca Efendi ile Tayyip Bey arasında bir savaş başlamıştır. Cemaate mensup kardeşlerimiz işin ne kadarının farkında ve oynanan kirli oyunda ne kadar rol alıyorlar bilemiyorum.

Ama ABD ve batılı güçler, İslâm Âlemini kendileri aleyhine organize eden bir beyni kendi ülkelerinde barındırmazlar. Barındırıyorlarsa onu organize olduğu ülkede kendi emellerine uygun olarak kullanıyorlardır.

Fetullah Hoca Efendinin ABD, Hıristiyan ve Yahudi Dünyası ile İslâm âlemi ve Türkiye aleyhine kirli bir işbirliği içinde olduğu anlaşılıyor. Bana göre son olaylar bunu açık bir şekilde ortaya koymuştur.

Hoca Efendi, Türkiye yargı ve bürokrasisinde kadrolaştırdığı elemanlarını, dershane ve yolsuzluklar gibi münferit bakıldığında hak verilebilecek sebepleri öne çıkararak, ama aslında batılı güçlerin istediği amaçları temin etmek üzere, Tayyip Bey Liderliğindeki AK Parti iktidarını devirmek için kirli bir savaşa sürüklemiştir.

Savaş kirli ve sinsidir.

Hedefi bütün politika ve icraatları ile TC ve Hükümetidir.

Batılı güçler, Fetullah Gülen Cemaatini maşa olarak kullanarak TC Hükümetini yıkmak için birkaç yıldır gizli kapaklı uygulamalarla sürdürdükleri savaşı, açıkça sürdürmektedir.

Haktan yana görünerek,  Cemaat Lideri ve yakın çevresindekiler bizi kandırmışlardır.

BEN TARAFIMI BELİRLEDİM.

HÜKÜMET HAKLIDIR.

BAŞBAKAN HAKLIDIR.

BAŞBAKAN ÜLKE MENFAATLERİNİN VE İSLÂM DÜNYASININ MENFAATLERİNİN TEMİNATIDIR.

BU MİLLETİN VE ÜMMETİN EN BÜYÜK ŞANSIDIR.

BEN TAYYİP BEYLE, BAŞBAKANLA VE HÜKÜMETLE BERABERİM.

Adnan Tanrıverdi

                                                  22 ARALIK 2013

(4)

Rüşveti, mafyayı, yolsuzluğu savunmak mümkün değildir.

Halk bankasının yaptığı iş, ABD’nin İran’a koyduğu ambargoyu, Hükümetin politikaları doğrultusunda delme eylemidir.

Ama Fetullah Hocayı kullananların amacı bu yolsuzluğun ortaya çıkarılması değildir. Ambargoyu delen Türkiye’nin ve Başbakanının cezalandırılmasıdır. Hoca efendi de aynı şeyi istiyor. Amacı yolsuzlukla savaş değildir. Amelde niyet eylemden önemlidir.

Hükümetin yanında yolsuzlukların karşısında olmamız gerektiği düşüncesindeyim..

Adnan Tanrıverdi

                                                  22 ARALIK 2013

(5)

Fetullah Gülen Hocanın;

Amerika’da bulunmasını nasıl yoruluyorsunuz?

Amerika yararına hareket etmeme seçeneği olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Ben Türkiye’ye zarar verdiğinin bilincinde olarak orada şuurlu bir şekilde kaldığını düşünüyorum.

Adnan Tanrıverdi

22 ARALIK 2013

(6)

Şimdi Cemaat, inançlı bir iktidara rağmen neden Yargıda, Emniyette, Bürokraside ve devlette kadrolaşmayı istiyor?

İktidarı neden sahibine teslim etmek istemiyor?

Bu kadroyu Başbakan kullanamayacaksa kim kullanacak?

Bu paralel kadrolaşmaya kim hükmedecek?

Cemaatin lideri Fetullah Hoca Efendi mi kullanacak?

Pekiyi Hoca Efendi nerede?

Amerika’da!

Amerika, Türkiye yargısında, yürütmesinde ve yasamasında bu denli kudreti olan Hoca Efendinin bu imkânlarını, Amerikan çıkarlarına uygun kullanılmasını sağlamadan, Hoca efendiyi Ülkesinde ikamet ettirir mi?

Hoca Efendi, elindeki imkânın Amerika’nın çıkarına kullanılmasına razı olmasa Amerika’da ikamete devam eder mi?

Hoca Efendi, korkarım hıyanet içindedir.

Hoca Efendinin elini ayağını Türkiye’den çekmesi sağlanmalıdır.

Bu zihniyetten ne Türkiye’ye ne de İslam Âlemine fayda gelmez.

Mücadele başlamıştır.

Haklı tarafla birlikte mücadeleye katılmalıdır.

Adnan Tanrıverdi

23 ARALIK 2013

(7)

Mesele dış mesele ve ihanet boyutunda görünüyor.

Kanaatim açık ve net bir şekilde şudur ki;

Fetullah Hoca Efendi dış güçlerle iş birliği halinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine ikinci darbe girişiminde bulunmuştur.  

Hükümet darbeyi önlemek için tedbirler geliştiriyor.

Yapmamız gereken, İktidarın safında yer alarak, önce temiz hizmet hareketinin ABD’den yönetilmesinin önünü kesmek, müteakiben de hizmetin temiz insanlarını ikna ederek sistemlerinin ticaretin ve siyasetin dışına çıkaracak yeni bir örgütlenmeye gitmeleri gerektiğine inandırmak olmalıdır.

Açıkça Hükümetimizin yanında yer almalıyız.

Doğru tarafta yerimizi alalım.

Cesaretli adımlarımızı atalım.

Ondan sonra Rabbimizin takdirini bekleyelim.

Adnan Tanrıverdi 

23 ARALIK 2013

(8)

Eğer Bir Cemaat;

Ulusal ve uluslararası şirketler kurup yönetiyorsa,

Devlette kadrolaşıp iktidara ortak olmaya çalışıyorsa,

Bu cemaatin başı dünyayı yönetme gayretinde olan, gerektiğinde müttefiki devlet adamlarını bile gizli dinleyen bir ülkede ikamet ediyorsa,

Süper güçlerin Ülkemiz aleyhine başlattığı uluslararası bir operasyonla aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine yönelik sözüm ona bir yolsuzluk operasyonu başlatıyorsa,

Bu cemaat dini cemaat olmaktan çıkmış ve en hafifinden bir ticari şirket ve siyasi parti kisvesine girmiş demektir.

Adnan Tanrıverdi

24 ARALIK 2013

(9)

Dışarıdan yönetilen bir hizmet, faaliyet, harekât, hayırlı bile olsa, dış güçlerin tasallutuna uğrar, kontrolüne girer, siyasete de bulaşmışsa milli çıkarlara zarar verir.

Dış güçlerin amaçlarına hizmet etmeye başlar.

Aklımızı başımıza alalım.

Milletin kaderi ile oynamayalım.

Bir asırdır hasretini çektiğimiz bir yönetime sahip olduk.

Kim bunu devirmek isterse karşına dikilmek bizim vazifemizdir.

Adnan Tanrıverdi

                                               20 OCAK 2014

(10)

Mensubiyet bazen hakkı perdeleyebilir.

Şu anda arada olmak, tarafsız kalmak meseleye müspet etki edemez.

“Tarafsız olmak bertaraf olmaktır” sözü her halde tam benzer durumlar için söylenmiştir.

İstikrarı talep etmenin hakkın da yanında olmak demek olduğunu düşünüyorum.

Yanlışı göre göre, sessiz kalamam.

Hakkın yanında olduğumu düşünüyorum.

Bu ortamda sessiz kalmanın veya suya sabuna dokunmamanın vebal getireceğini düşünüyorum.

Adnan TANRIVERDİ

                                                    26 OCAK 2014

(11)

Dün gece her cemaate mensup çok sayıda kanaat önderinin ve 150 Sivil Toplum Kuruluşunun temsilcilerinin katıldığı, Başbakanımız ile 3 saate yakın istişare toplantısı yapıldı. İstisnasız herkes Dış merkeze cemaat değil örgüt diyor. Katılanlar tehlikeyi fark etmişler. Kitle halinde Başbakan’ın arkasında kenetlendi.

Adnan Tanrıverdi

                                                     27 OCAK 2014

(12)

Bana göre her şey açık ve nettir.

Gırtlağına kadar siyaset ve ticarete girmiş bir oluşuma dini cemaat diyemem.

Merkezi ve beyni, dünya liderliği iddiasındaki bir süper gücün ülkesinde bulunan bir oluşumun, ülkemizdeki gizli örgütlenmesini milli iradenin temsilcilerini devirmek için harekete geçirmesini masum göremem.

Bu oluşumu göz ardı edip suçu Ergenekon’a atmayı hedef saptırmak olarak kabul ederim.

Birleşmiş Millet Teşkilatını bile İslâm Dünyasını sömürecek şekilde teşkil eden ve kontrolüne alan, İsrail’i İslâm Dünyasının kalbine bir ileri karakol olarak yerleştiren Haçlı zihniyetinin, kendi topraklarındaki bir beyni kullanmayacağını düşünemem.

Canlandığı takdirde Ergenekon zihniyetinin Türkiye için tehdit olmadığını hiç söylemedim. Bilakis bunu, kimse söylemezken ben söyledim.

Oyun apaçık oynanırken, suçu Ergenekon’un üzerine atarak, esas sorumluları masum göstermek bizi tarihin önünde mahkûm etmez mi?

Ben yanılırsam özür dilemesini bilirim.

Ama bu gün Milli İradeyi temsil eden, Siyasi istikrarın güvencesi durumunda bulunan, seçerek iş başına getirdiğimiz, halkın vicdanı mesabesindeki Sivil Toplum Kuruluşlarının kitle halinde desteklediği Siyasi İktidarın arkasında olmayı vicdanî, milli, dini ve insani bir görev olarak kabul ediyorum.

Adnan TANRIVERDİ

                                                    27 OCAK 2014

(13) 

Başbakanımızı destekleme konusunda ısrarımın sebebi;

12 yıldır 10’dan fazla kriz atlattık. Her bir krizi tereyağından kıl çeker gibi, çok hassas, süratli, milli ve manevi değerlere faydalı bir şekilde çözdü.

İnanıyorum ki, bu kritik dönemi de hukuk çizgisinde atlatmamızı sağlayacak.

Devlet içinde örgütlenenlere de hukuk dışı (yani Ergenekon’un yaptığı gibi yargısız devletten uzaklaştırarak değil) davranmayacak.

Bir liderde bulunması gereken en önemli iki vasfa Başbakanımız sahip. Meseleleri süratle kavrayıp ileri görüş sağlayan FERASET ve doğru bildiğini hayatı pahasına uygulamaya koyma CESARETİ. Buna ŞEFFAFLIĞI da ekleyebiliriz.

İşte ben böyle LİDERE Ülkemizin ve İslâm Dünyasının ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.

Ciddi krizler karşısında dostun dosta davrandığı gibi davranılması gerektiğini düşünüyorum. Dost olmayanların ve art niyetlilerin hücum ettiği zamanda, eksikleri sayıp dökmek uygun olmaz.

Kenetlenmemiz gerekir. Büyük resme göre hareket etmek gerekir.

İslâm Dünyası bir eşik atlama safhasında, bu safhada her türlü sorumluluğu yüklenecek bir lider bulmuşuz kıymetini bilmemiz gerekir.

Tökezletmek isteyenlere müsamaha etmemeliyiz.

Adnan TANRIVERDİ

                                                     29 OCAK 2014

(14)

Koalisyonlara dönersek, haftalarca, aylarca hükümetler kurulamasa, kurulan hükümetlerin ömrü 6 ay-bir sene olursa, ekonomik, sosyal, siyasi, askeri hayat, iç ve dış itibarımız ne olur acaba?

Karşı karşıya bulunduğumuz tehlikeleri anlattığımızı zannederken, bazı değerlendirmelere bakınca, kendi kendime “az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik. Bir de arkamıza baktık ki, bir arpa boyu yol gitmişiz” demekten kendimi alamıyorum.

Adnan TANRIVERDİ

ASSAM Yönetim Kurulu

ASDER Onursal Bşk.

E. General Adnan Tanrıverdi'nin sitesindeki yazılarının  linki:

https://www.adnantanriverdi.com/index.php/siyaset-konulari/ic-siyaset.html

Son Düzenlenme Salı, 15 Haziran 2021 16:42
Gürcan Onat

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...