Salı, 04 Ocak 2022 10:41

Sosyal demokratların ‘tatlı devrim çocukları’ masalına hastayım

Son yılarda iktidar karşıtı söylem ve eylemlerle toplumun sinir uçları törpüleme adına ne şaklabanlıklar görmeye başladık… Ne alaka diyeceksiniz…

Bakın 20 yılık AK Parti iktidarının hayat hikayesi başlı başına bir doktora tezi olacak kadar uzundur. Sayın Erdoğan’ın hayat hikayesini anlatmaya gerek var mıdır bilmiyorum ama anladığım tek şey; bir taşla bu kadar oynansaydı taş bile erimişti.

Erdoğan, siyaset serüvenini hep bir mücadele içinde geçirmiş ve yıllarca baskı ve zulme maruz kalmış bir siyaset insanıdır ancak bu bütün olup bitenler sıradan bir siyaset mücadelesi gibi algılanıp günlük yorumlara malzeme edilmemelidir. 

Sayın Erdoğan’ın hayatı dedik ya başlı başına bir doktora tezi. Gençlik yıllarında yaşadığı mahallede bulunduğu kozmopolit ortamda solculuk, devrimcilik, ülkücülük gibi ötekileştirme ve dışlama politikasına tabi tutulup hep biri hedefler tahtasına oturtulmuştur.

İşin ilginç yanı imam hatip okulunda iken bile rahat bırakılmamıştır. Bulunduğu mahallede dönemin devrimci sol örgütleri tarafından yolları hep kesilmiş, sıradan bir Kasımpaşalı genç olarak dahi gençliğini yaşayamamıştır.

Hatırlar mısınız birkaç yıl önce Beşiktaş’ta bir cinayet işlenmişti, cinayete kurban giden kişi Ali Rıza Gültekin idi… Bu şahıs, Kasımpaşa’daki gençlik yıllarında Başkan Erdoğan’ın komşusuydu. Komşuluk ilişkileri gereği herkesin birbirine muhtaç olduğu 1970’li ve 1980’li yıllarda Anadolu kültürünün gereği olarak bu gelenek hep korunmuştu.

 

Oysa sağcı, solcu, hak hukuk bilmez herkes, kendilerince haklı bir dava adamı gibi mücadele ettiğine inanıyordu. Bugüne gelindiğindeyse madalyonun öbür tarafında işlerin pek de öyle olmadığı, herkes tarafından daha net anlaşılıyor.

Ali Rıza Gültekin, dönemin sol ve marjinal guruplarından olup sakıncalı bir aile olarak fişlenmişti. Çünkü sistem tarafından dışlanmış ve ötekileştirilmişti, oysa ailesi ve kendisi komşuluk ilişkilerinde mütevazı, bir aile olarak bilinirdi.

Tam bu süreçte sol marjinal gruplar, Başkan Erdoğan’ın yolunu kesmeye çalışmış, bir köşede ‘cezalandırmak’ için her hareketlerini planlamışlardı.

Başkan Erdoğan’ı öldürmek için ölüm emri verenlere karşı Ali Rıza Gültekin ismi öne çıkar. Bulunduğu mecliste komşusu Recep Tayyip Erdoğan’ın infaz emrine sinirlenen Gültekin, birden yerinden fırlayarak kendisine kefil olduğunu söyler ve rest çeker. 

 

Ali Rıza Gültekin, tüm görüş farklılıklarına rağmen Başkan Erdoğan’ın kılına zarar verenin karşısında kendisini bulacağını söyleyen isimdir. 

Gültekin’in o dönemki davranışı, saygıya değerdir. Siz neyin kafasındasınız, devrimleriniz hak bilmez, din bilmez, insanlığa saygı bilmez, yalan hikayelerden, kağıttan kaplanları üretmeye devam edin. 

Sistem ve şovenist baskılar hiçbir zaman Başkan Erdoğan’ı rahat bırakmadı. Erdoğan, komşuluk ilişkilerinde Dersimli aile olan Ali Rıza Gültekin ailesince ve Kiğılı bazı aileler tarafından çok sevilir ve hep korumacı bir yaklaşım sergilerler. Bunun farkında olan Erdoğan’ın bu ailelere karşı sevgisinin ve saygısının hep günceliğini koruduğunu gözlemledim. 

Kaç gündür Zülfü Livaneli Bey’in iyi çocuk hikayesi beni epey etkiledi desek yeridir. Kimmiş bu iyi çocuk deyince bir de baktım Sn. Ekrem İmamoğlu dediğimiz, sevimli demokrasi gönüllüsünden bahsediyormuş.

Sn. Livaneli’nin bu iyi çocuk güzellemeleri, Kenya’dan kelaynak alakasız bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Mesela Mustafa Kemal bir yenilikçi, devrimci olarak söylenebilir veya Deniz Gezmiş ile arkadaşları inandıkları dava uğruna bir bedel ödemiş denilebilir. 

Ancak muhafazakar camiada yetişmiş jöleli tüccar ekolü İmamoğlu’nun nasıl bir devrimci olduğunu pek anlayamadık Sn. Livaneli…

 

Steakhouselarda yiyen, iyi rakı içen, bir gün Eyüp Sultan’da Kur’an okuyan adamın, tatilleriyle gündeme gelen, burjuva başkanlığı oynayan bir ismin nasıl bir ürün olarak ortaya çıkıp da size ederi kadar devrimci olduğunu anlayamadık Bay Livaneli.

Sn. Livaneli, şu sizin devrim masallarınıza ve hayat hikayelerinize hastayım. Bir tek hangi çizgide durmanız gerektiğini öğrenemediniz DUYGUSAL DEVRİMCİLER…

Hani derler ya ‘Bir adam olun da görek kardaş’! Devrimlerinizi veya adamlığınızı Rus devrimine uyarlamaya çalıştım, kitaplarında bile kabul görmedi. Türk solu, devrimin genlerini bozar dedi.

Küba desek, faşizm kokan hareketler… Muhafazakar kırma eteklerine gizlenen haller… İthal malzemeden devrim bekleyen anlayışınız keşke Allah için bir çizgide sabit kalsaydı da bu millet sizin çektiğiniz bir çile varsa ondan da ballandırarak bahsedebilseydi.

Çocuklarınızın da dediği gibi; sosyalizm, parayı bulana kadardır. Devrimleriniz tamamen tüccar yetiştirme metodu üzerine kurulu. Yazık bugünün devrimcilerine Atatürk’ü sömürü aracına çevirmek kaldı. Atatürk adıyla cüzdanını doldurmaya çalışan, gözyaşlarıyla Atatürk’e 2 bin 500 lira değer biçen adamlar değil misiniz? 

Vesselam…

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...