Çarşamba, 16 Şubat 2022 13:24

Süslüman camia; kafanızı kumdan çıkarın

Sahi bizlere ne oluyor? 6284 ile kadına şiddet diye bir madde ile tanıştık, arkasından cinsiyet ve kadın şiddetine karşı İstanbul Sözleşmesi derken şimdi de açık ilişki dönemi başladı.

Bize ne oluyor millet? Hangi günahı işledik de bütün belaları bir anda yaşamaya başladık? Bir süredir bazı sosyal medya hesaplarını incelemeye aldım ve gözlemlerim sonucunda bir faciayla karşı karşıya kaldım.

Ne yazık ki karşımızda her ailenin feryad edeceği korkunç bir manzara var. Nedir bu açık ilişki dediğinizde kanınıza dokunacak bir furyayla karşılaşıyorsunuz. Çok sayıda kişi, sosyal medya üzerinden açık ilişkinin olurunu tartışmaya başlamış bile…

Muhafazakâr camianın da bu tartışmaları görmezden geldiğini ve gördükleri yerde kaçarak gözlerini kapadıklarını görüyoruz. Ne yazık ki, acınası bir hal. Vay benim zavallı insanlarım, siz malınızı muhafaza etmeye devam edin benim muhafazakâr kardeşlerim. Gözlerinizi kapadığınız ahlak yozlaşması yüzünden yakın zamanda yatak odalarınız bile kilit tutmayacak.

Sizler rahat ve lüks içerisinde varlıklığınızı büyütürken, ahlaki eğitiminden mahrum bıraktığınız çocuklarınız kafalarını Lut kavmine dönmüş bile farkında mısınız? Ne oldu millet? Nereye gidiyoruz?

2012 yılında AB uyum yasaları kapsamında kadına şiddet olaylarının önlenmesini amaçlayan ancak Türk aile yapısına dikkat edilmeden hazırlanan 6284 Sayılı Kanun, 2012 yılından bu yana aile dramlarının ana kaynağına dönüşmüş durumda. 

 

Şiddet olmasa dahi kadının en ufak şikâyetiyle erkeklerin evlerinden 6 aylık süreyle uzaklaştırılması yuvaları yıkmaya devam ediyor, öfke nöbeti geçiren aile bireyleri büyük facialara yol açarak cinnet ve cinayet vakalarına sebep oluyor. Sahi bu 6284 sayılı yasayı biz hangi kafa ile milletimize dayatmaya çalışıyoruz, her aile için bu yasa tehlike zillerini çalmaktadır. Bu nasıl bir anlayıştır? Bunu dayatmak, Allah’tan belaya davetiye çıkarmaktır.

Bir İstanbul Sözleşmesi vardı ki; dillere destan… Hangi kafa ürünü olduğu meçhul… Emin olun Fransız aklına dahi ters gelir. İronik olarak baktığımızda, domuz eti tüketen toplumun bile kabullenemeyeceği bir gerçekle karşı karşıya kalıyoruz. Polonya’nın, Macaristan’ın, Rusya’nın bile bu yasaları katiyen kabul etmeyecekleri açıklandı. 

AB’nin gözüne girilecek diye hangi gücü kim kendinde buldu da bu lanet yasaları bu millete dayadı. Eşcinsel anlayışın hür olduğu bir toplumda İslam dünyası temel argüman olur mu arkadaşım? Lut kavminin olduğu bir ülkede ümmet anlayışı hakim olur mu? Bu kadar kısa sürede bütün bu pisliklerin Türkiye’de yuva yapması ne alama geliyor? Mütedeyyin pür-u pak camiam… Allah sizlerde akıl mı bırakmadı da bu seviyesiz yaşam biçimini geri getirebileceğinizi savunuyorsunuz. 

İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğini söyleyenler, bu milletin mayası ile bu kadar uğraşmayın. Yeter.

 

Tüm bu ahlaksızlıkların yolunu açan dolaylı konuya değindikten sonra, asıl konumuz olan açık ilişkiye dönelim. Bu kavramın halk arasında yaş fark etmeksizin bu kadar yaygınlaşması ve bunun toplumda normalleşerek her alanda söyleme açılması, bizlerin sorgulaması gereken asıl konudur.

Nedir bu açık ilişki dediğimizde karşımıza çıkan manzara şu: Eşler birbirini kıskanmayacak, karı-koca ilişkilerinde saygı çerçevesinde başkalarıyla her türlü birlikteliğe izin verilecek, hayvani duygularla ot gibi bir yaşam sürülecek.

Sadakat kavramının içini boşaltarak eşlerin karşılıklı rıza yoluyla birbirlerinden bağımsız ilişki yaşamasına ben sadece ‘Allah müstahakkınızı versin’ diyebilirim. Sosyal medyada tartışmaya açılarak meşrulaştırılmaya çalışılan bu ilişki türü, Lut kavminin bütün inançsal yapısını ve lanetini bizim üzerimize de işliyor.

Aile kavramının ve kutsiyetinin kaldırılması adına günlerdir sosyal medyada konuşulduğunu ve birçok medya platformunda açıkça paylaşıldığını göz önünde bulundurduğumuzda, ne denli deforme olmuş bir geleceğin bizi beklediğini söylememe gerek kalmıyor.

Bazı sözüm ona aile danışmanları açık ilişkilerin daha sağlıklı(!) ilerleyebilmesi için terapi merkezleri kuruyor, danışmanlık hizmetleri veriyor. Bunu rehabilite etmek yerine, daha iyisi olması için uğraşmak da, bu toplumun geleceğine sebep olmaktır.

Koca koca hocalar, bu konular üzerine yaptıkları yorumlarla bunun suç sayılmaması için yasal mevzuat üzerinden yol gösteriyor, 4 madde ile açık ilişkiye anlam getiriyor. 

 

6284 başlayan soysuz bir toplum projesi, İstanbul Sözleşmesi ile devam eden cinsiyetsiz bir toplum projesine dönüşmüş ve sonu gelmemiştir. Yetmemiş gibi şimdi de açık ilişki denilen Lut kavmi projesi, bu kadar kısa zamanda bu millet hangi günahı işledi de bu felakete layık görüldü?

Süslüman dünyası; kendinize gelin! Gösterişin zirvede olduğu bu yakın zaman diliminde süslüman dünyanın aklı şehvetin, malın peşinde iken Allah’ın bizlere vereceği gazabı bilerek kabullenerek yaşamaktayız. 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın ve başta Sayın Cumhurbaşkanımızın acilen bu konulara dikkat çeken çalışmalara imza atmaları gerekir.

Alakalı yerlerin konu ile ilgilenmeleri zorunlu bir taleptir ve devlet bu açık toplum ahlaksızlığına bir tedbir ve bilgilendirme yapmazsa, şahsım adına en büyük laneti ben okurum. Varsın süslüman dünya buna kör ve sağır olsun. Benim zavallı muhafazakârım malını korumaya devam etsin… Allah bu milleti ıslah etsin inşallah.

Vesselam…

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...