Bu aziz millet ve onun asırlık Çınar’ı Türk devleti;2023 yılı itibariyle yeni bir Türkiye yüzyılı vizyonuyla dünya devi olmak ve insanlığa 120 yıl önce olduğu gibi adalet dağıtmak için tekrar ayağa kalktı farkındasınız değil mi?

Peki bu vizyon Ülkü’süne katkı vermek için hazır mısınız..? Bilgi ve Kapasitenizi vermek için fedakarlık yapacak mısınız ya da “Zaten birileri yapıyor biz dua ederiz” modunda mısınız..!

Yoksa muhalefet saflarına geçip bu Türkiye yüzyıl misyonu içinde yer alma fırsatını kaçırıp istemezük tarafında olup bu değişimi hazmedemeyip biz alışamadık mı diyeceksiniz.

Tabii 20 yıldan bu yana devlet içindeki yapılanlara da millet için yapılan hizmetlere de gaflet  ehli alışamadı ama atı alan Üsküdar’ı geçti ve bu millet sınıf sınıf üstüne dereceler yaptı.

Hatırlatma bakımından bu aziz millete inançları sebebiyle neler yaşatıldı aşağıdaki notları bir okur musunuz...!

Bu milletin değerlerine zenginlik katan Önce kendilerinden başka milletlerle yaşamaya alışamadılar,1925’li yıllardan itibaren ülkeden kovdular,

Sonra kendilerininkinden başka parti kurulması na alışamadılar, kapattılar, Kendi istediklerinden başkasının başbakan, bakan olmasına alışamadılar, astılar.

Kendilerinin benimsediği bu milletin fıtratına ters olan Avrupa kıyafetini kabul edip bizim değerlere uygun kıyafeti giyen bu topluma alışamadılar, yasakladılar.

Bu milleti; asırlık bağımız olan bizim dilimizi alfabesiz bırakıp Avrupa kültürünün alfabesini alıp bu milleti bir gecede cahil yapıp Kendi dillerinden başkasını konuşana alışamadılar, susturdular.

Kendi inançlarına ters medrese, tekke ve ibadet merkezlerini ve mekanlarını kapattılar, Ahır ve saman depolarına çevirdiler..!

Kendi dünyalık saltanatlarına itaat etmeyen başta Bediüzzaman Hz.leri olmak üzere alimleri sürgün ettiler, astılar, mezarlarını bile kabullenemediler.

Düşüne biliyor musunuz; Kendileri mukaddes değerlerimizi yok sayıp her türlü hadsizliği  yapacak ama biz yasal korumaya alınanı  hiç eleştiremeyeceğiz.

Bu ülkede; bizi biz yapan her değeri eleştirebilirsiniz... Cumhurbaşkanı dahil herkesi eleştirebilirsiniz ama 5816 yasa kapsamındaki kişiyi eleştiremezsiniz..!

Türkiye yüzyılınındaki vizyonu iftiharla taç ederken...! Akıl sahipleri olarak şapkamızı önümüze koyup  düşünmeliyiz.

Hadsizler, sapkınlar; özgür düşünce altında mukaddes Değerleri eleştiriyor paylaşıp alaya alıyor ama biz bu 5816’yı eleştiremiyoruz. Eksik olan ne ? Güç mü..? İktidar mı, Kanunlar mı ? Yoksa cesaret ve kaybedeceklerimizi göze alamamak mı ? Hala muktedir olamadık mı..? İşte İki acı misal; En son  buyrun Reis’in takımındaki Mahir Ünal bey’i Dil eleştirisi sebebiyle feda ettik..! Daha önce Adnan paşamızı Mehdi meselesi yüzünden feda ettik..! Neden hep biz taviz veriyoruz..!

Devam edelim feda Ettiklerimize; Birinci sivil cumhurbaşkanının(T.özal) sivilliğine alışamadılar, yerden yere vurdular.

Başörtülü ilk milletvekiline alışamadılar, “hanıma haddini bildirdiler”

Silahlı kuvvetlerin gözbebeği dindar subay ve astsubayları hazmedemediler attılar

Eşi başörtülü ilk başbakana alışamadılar, kıyameti kopardılar.

İkinci sivil cumhurbaşkanının hem sivilliğine hem de eşinin başörtüsüne alışamadılar, elini sıkmamak için kendilerinden uzun hanımı görmemezlikten gelmek için kıvrandılar,

Üçüncüsünün hem kendisine hem eşine alışamıyorlar, bakar mısınız yüzsüzlüklerine ümmetin dava treninden inen; eski cumhurbaşkanına, başbakana, bakana gaz vererek özgürlüklerden dem vurarak gaz veriyorlar. hiç boşuna artık boş yere debelenmeyin…

Ama yeter; Hiç kusura bakmayın…..! Biz de size alışamadık.

Kendimiz olmaya devam ettik; Kendimiz gibi birilerini biz başımıza getirdik.

Bizim gibi giyinen, davranan, hakkı konuşan; zulme susmayan, Bizi düşüneni seçtik,2023’dede seçeceğiz inşaallah..!

Dünya’ya bakınca ırk haritaları görmüyor, ufka doğru geniş bir medeniyet tasavvur ediyor

SENA tepesinden istikbaldeki Osmanlı haritasını çizen atası gibi plan yapıyor.

Siyonizm kaynaklı Arap ülkelerini bölme ve bize düşmanlık hissi uyandırma engeline takılmasaydı bu dönemde Antalya’dan kalkan bir meyve tırı hiçbir gümrükle karşılaşmadan Endonezya’ya ulaşacak veya Çin’den yüklediği malı taşıyan gemi liman kontrolü olmaksızın İstanbul’a varacaktı ki; bu mesafe AB’ni bir uçtan bir uca iki kere kat eder, ama olsun tır olmadı ama tren oldu ve şimdi Kafkasları aşarak Çin’e kadar mal taşımaya başladı bile…

Bu arada bizim muhalefete de bir tavsiyem var;20 yıllık iktidarda bu ülke nerden nereye geldi bizim başarı hikayesini bir okuyun da bilgi dağarcığınızı güncelleyin..

Hem şahsi derinliği hem de dünya görüşünün genişliği ile ender bulunabilecek bir insan; sayın cumhurbaşkanımızı siz ve sizin ağalarınıza yedirmeyiz. Ne oyun oynarsanız oynayın… her fitnenin farkındayız.

Gezi olayları ağaç meselesi olmadığı gibi kışkırtılmak istenen Boğaziçi Üniversitesi provakasyonu da öğrencilere özgürlük hareketi değildir..

Terör örgütünün oyununa gelip TSK’lerine atılan iftira ile kimyasal silah meselesi’de bir provakasyon olarak kalacaktır.

Elhasıl; bizi biz yapan değerlere ve Türkiye yüzyılı Ülkü’süne alışamayanlar ya alışacak, ya da bu vatandan savuşacak…benden söylemesi..