Çarşamba, 02 Kasım 2022 14:34

Ülkemin kaderini teknolojik yatırımlar değiştirecektir

Türkiye ekonomisi, bilim ve teknoloji politikaları bağlamında orta performans sahibi ülkeler arasında olup, bu durum gerek genel üretim yapısı, gerekse ihracat sektörlerinin ürün yapısı bağlamında kendini göstermektedir. Bu ilerleme ve engelin yapısal başlıca nedenleri Türkiye’nin rekabet gücü göstergelerinde defakto durumlardan kaynaklandığını biliyoruz. Türkiye riskli coğrafya konumu, jeopolitiği, rekabeti ve teknolojik gelişmeyi arttırıcı hususlarda daha çok yatırım, güvenlikçi tedbirler almak zorundadır. 

Türkiye, iç kargaşa ve siyasi ideolojik kutuplaşmanın sonucu olarak yanlış yönelim gerileme politikasına tutulması sonucu olarak, rekabet ve teknoloji politikaları uygulayamamıştır. Bu durumun iki önemli sebebine işaret edebiliriz. Birincisi uzun dönemler boyunca kapalı bir ekonomik yapı ile cuntacı dönemlerde iç enerjisini tüketen, doğal bir sonuç olarak teknolojik çaba düzeyinin ithalat harici bir çaba düzeyini yakalayamamasıdır. İkincisi ise, bilim ve teknoloji politikaları bağlamında etkin bir yapıdan uzak kalmasıdır. 

Bu durum gerek Ar-Ge harcamalarında gerekse patent sayılarında ve diğer teknolojik göstergelerde net olarak görülmektedir. 1980, 1990 ve 2000’li yıllarda atılan adımlar bu açıdan önemli olmakla beraber, yeterli yoğunluk ve istenilir seviyelerin sürekli olarak gerisinde kalmıştır. Bilimsel ve teknolojik göstergelerin gelişmiş ülke örnekleriyle olan kıyaslaması yapıldığında bu durum kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. 

Doğal ve dönemsel olarak da böyle bir yapı, ekonominin genel üretim artışı, ürün çeşitlenmesi ve ihracat sektörlerinin ürün kompozisyonu, uluslararası rekabet gücü açısından bağlamında önemli katkılarda bulunan Sanayi ve Ticaret Bakanlığının ciddi yatırımlarını görmekteyiz. Tüm ölçekler için rekabet gücüne etkisi açısından “çok etkili” olarak değerlendiren işletmelerin oranının daha yüksek olması için önemli faktör bilişim teknolojisidir. Bu bulgu rekabet gücü üzerinde giderek önemi artan ve vazgeçilmez olan bilişim teknolojilerinin öneminin algılanması ve ciddiyetle takip edilmesi zorunludur.

Bilimsel ve teknolojik gelişmelere yakın zaman diliminde yapılan yatırımlar, AR-GE çalışmalarına aktarılan genel pay bütçesi iyi bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu gelişmenin perde arkasında son dönemlerde iktidarın güçlü ve sürdürülebilir desteğin sağlanması sonucu olarak ciddi kazanımlar elde edilmiştir. Böylesi bir ekonomik sistem içerisinde gelişmeyi amaçlayan bir yapının, sanayi üretim faaliyetlerinin özünde, doğrudan teknoloji transferi politikaları desteklenmelidir.

Türkiye ekonomisinde, bilgi ve teknoloji ekonomisine geçiş sürecinin özünü oluşturan teknoloji yeteneğinin geliştirilmesi yönünde ciddi bir iyileşme yaşanmıştır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının son zamanlarda yaptığı iyileştirmeler rekabet ortamı için, ciddi zemin elde edilmiştir. Siyasi ve makroekonomik istikrar, piyasa ekonomisi, gelecek açısından umut verici bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Türkiye’nin küresel rekabet gücünü artıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığını temin edecek kritik teknolojilerde atılım sağlayacak politikalar, “Milli Teknoloji Hamlesi” yaklaşımında yapılandırılmıştır. Bu yaklaşımın ilk başarılı örneği savunma sanayisinde hayata geçirilen teknoloji geliştirme projeleri olmuştur. Savunma sanayisi projeleri, yerli tedarikçilerin teknoloji üretme kabiliyetini artırmış, maliyetleri azaltmış ve insansız hava aracı, füze, radar sistemi ve uydu gibi ileri teknolojilerde ürün geliştirme kapasitesini artırmış, devlet ile özel girişim ortaklığının bir başarısı olarak kaşımızda görmekteyiz. 

Şirketlerin hızla değişen teknoloji ve iş yapış şekillerine uyum sağlamak için teknoloji odaklı bir dönüşüm ve uyum yaklaşımı geliştirdikleri, ancak şirketlerin kişilerden bağımsız, nesiller boyu yaşayabilir yapılara dönüşmesini sağlayacak olan kurumsal yönetişime ilişkin konuların çoğu kez göz ardı edildiği görülmektedir. Bu husus, özellikle aile şirketlerinin devamlılığını ve sonraki nesillere aktarımını zorlaştırmaktadır. Kurumsallaşma, şirketlerin birlikte iş yapabilirliğinin önünü açacak ve şirket birleşmesi, ayrılması, finansmana erişim gibi aktivitelerde daha etkin yönetim sağlayacak devlet aklına ihtiyaç duyulmaktadır. Vesselam. 

 

 

 

https://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/sabri-balaman/ulkemin-kaderini-teknolojik-yatirimlar-degistirecektir-40510.html

 

 

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...