Altılı masanın "Ortak Politikalar Mutabakat Metni" nihayet açıklandı. 244 sayfada dokuz başlık altında toplanan metnin biz yazılı olmayan kısmını okumaya çalışacağız.
Öncelikle Batı’ının ‘aferin güzel olmuş’ diyebileceği bir metin olmuş. El hak doğru söylenmiş. Batı’nın hayrımıza olan bir metin için aferin dediği görülmüş müdür sorumuzu sorarak giriş yapmış olalım.
Baştan ifade edelim ki metin bir biat mutabakatına benziyor.
"Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son vereceğiz" maddesine dikkatinizi çekiyoruz. Hangi belediyeler için niçin kayyum ataması yapıldı.
“Merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki aşırı vesayetine son vereceğiz.” cümlesi özerklik yolunda önemli bir adım değil midir? Yerel yönetimlerde nasıl bir vesayet var acaba? Bilakis inisiyatiflerinin fazla olduğunu söylemek daha doğru değil midir?
Denizlerdeki milli egemenliğimizin sembolü haline gelen Mavi vatan kavramı hiç kullanılmamış.
Kıbrıs’ta iki toplumun eşitliği tabiri kullanılırken devlet teriminin kullanılmasından özenle kaçınılmış,
Büyük bir musibet halinde başımızda duran LGBT dayatması ile ilgili hiçbir madde metne alınmamış,
“Tüm terör örgütleri ve terörizmle mücadeleyi tüm güç unsurlarımızı kullanarak kesintisiz sürdüreceğiz.” cümlesi genel bir ifade olarak kullanılmakla beraber PKK terör tehlikesi metne dahil edilmemiş,
Milletvekili dokunulmazlıkların kaldırılmasının zorlaştırılması, parti kapatmanın zorlaştırılması önlemlerinin hangi niyeti taşıdığı aşikâr değil midir?
Yine Batının ısrarla istediği cinsiyet ayrımı, cinsiyet eşitliği gibi süslü kelimelerin arkasındaki niyeti tahmin etmek zor değil. ‘Türkiye’yi festival yasakları ile değil festival teşvikleri ile gündeme gelen bir ülke hüviyetine kavuşturacağız’ cümlesinin yasaklanan LGBT gösterilerine ait olduğunu tahmin etmek çok da zor değil.
Yine Paris iklim anlaşmasına atıfta bulunularak ‘Net Sıfır Karbon’ safsatasını hedef olarak koymak küreselcilere verilen bir selam değil midir? Sıfır kovid politikasının başımıza ne işler açtığını biliyoruz. Bir hayalden ibaret olan sıfır karbon hedefinin küresel bir proje olarak devletlerin birçok faaliyetlerinin kısıtlanmasına yönelik bir adım olduğunu önemle ifade etmek isteriz.
Hükümetin de Paris İklim Anlaşması ile bu tuzağa düşmemesini önemle tavsiye ederiz.
Kısaca 244 sayfadan oluşan bu mutabakatı milli ve yerli bir metin olarak görmüyoruz. Bilakis ülkemizin bağımsızlık yolunda 2023-2028 yılları arasında yapacağı önemli hamlelere (enerji, milli yazılım, milli harp sanayimiz gibi…) adeta bir fren vazifesi yapması için hazırlanmış bir mutabakat gibi göründüğünü ifade etmek isteriz.
Niyet hayır akıbet hayır. Eğer niyet hayır değilse akıbet de hayır olmaz. Halkımız da feraseti ile niyetleri sezer ve doğru yeri görür.
