Cuma, 25 Kasım 2011 09:41

YAŞ zade Kardeşim Kader-i İlahinin Bizlere Verdiği Rolün Farkındamıyız?

Kendi kendine hasbihal, enfüsi bir tefekkür ü dostlarla paylaşmak istiyorum, hatalar benim güzellikler hepimizindir.Kendi hayatımıza bakıyoruz; Önce askeri memuriyet dönemi, sonra halkın içinde halkdan biri olarak geçen dönem, üçüncü dönem iade-i itibarın yapıldığı, devletle barışıldığı, maddi sorunların halledildiği dönem.

Hz. Peygamberin hayatında ise; 40 yaşına kadar çocukluk ve gençlik dönemi, 53 yaşına kadar Mekke dönemi iman esaslarının talim edildiği en sıkıntılı dönem, 63 yaşına kadar devlet başkanlığı dönemi ve hayatını zirvede noktalıyor.

Bediüzzaman Hz.lerine bakıyoruz; birinci sait dönemi Osmanlı ile birlikte geçen dönem, ikinci sait dönemi 1950 ye kadar iman hizmetine yoğunlaşıldığı, eza ve cefaların en çok yaşandığı dönem, 1960 a kadar üçüncü sait dönemi şeairlerin hayata aktarılma dönemi.

Kendi hayatımıza bakıyoruz, askeri memuriyet dönemi; namazımızı kılmaya, orucumuzu tutmaya, asgari düzeyde de olsa Allah ın emirlerini hayatımıza aktarmaya ve bizden Allah ne istiyor, öğrenmeye çalışıyoruz. Dostlarımız bizden kaçıyor, buna irticacı diyorlar, bana da aynı etiketi yapıştırırlarmı diye. Dost olmayanlar bu irticacıdan uzak duralım diyor. Bizde kendi içimize kapanıyoruz, rabbimize yöneliyoruz; bize antisosyal kişilik demeye başlıyorlar. Buna rağmen vazifemizin hakkını vermeye çalışıyoruz, şevkle - canla – başla peygamber ocağının gereğini yapmaya çalışıyoruz.

Şura ile ayrılma zamanı; karar tebliğ edilene kadar, dosyamızın YAŞ ya gönderildiğini bilmiyoruz, bu konuda ne bir ikaz, ne bir savunma vermemişiz. Kararı tebliğ ediyoruz. Tevekkeltü Alallah. Hiç ummadığımız, hiç beklemediğimiz kişiler bizim için gözyaşı döküyor, bu nasıl olur, ne yapmak istiyorlar isyanları. Ve maaştan bir gün öncesi, memur aybaşını gözler, fakat heyhat maaş alamıyorsun, evini taşımak zorundasın, lojmandan çıkacaksın, kendine yeni bir iş bulacaksın, yeni bir hayat kuracaksın; fakat sen muharip askersin, piyasada geçerli bir mesleğin yok. Sıfırdan başlamak zorundasın. Bizim örfümüzde esnaf-ı askeriye ayıptır, kendi uzmanlık alanına yoğunlaşacaksın. Piyasada ne iş olsa yaparım abi gurubundansın, buna rağmen sadece hamiyetli kişiler sana kapıyı açıyor, diğerleri sizin yüzünüzden ihale alamıyoruz diyor, binbir zorlukla bir şirkette iş bulmuşsun, batı çalışma gurubunun hafiyeleri bu adamı işten çıkaracaksın diye baskı yapıyor, seni açlığa mahkum etmek istiyor; en yakın akrabaların bu meteliksiz adam herhalde benden para isteyecek diyor ve uzak duruyor. Başın sıkıştığında kapısını çalacağın dostlarını yanında görmek istiyorsun, sadece birkaçı kalmış. Gerçek dostlar ne kadarda net. Özel sektörde kendi çaba ve gayretin en iyi sonucu getiriyor. Çevremizdeki şüpheli bakış nereye gitsek karşımıza çıkıyor, askeriyeden atıldı isen mutlaka bir şeyler çevirmişindir yaklaşımı, namaz için adam mı atılırmış yaklaşımı, fazla abartıyorsun ifadeleri. Eski mesleğimizden her bahsedildiğinde rahatsız oluyoruz, konuyu kapatmaya veya değiştirmeye çalışıyoruz.’’ Öz yurdunda garipsin- öz vatanında parya’’ ifadesine ne kadar da  uyuyor. Zaman içinde gelişen olaylar bizim anlaşılmamızı sağladı, bu olgunlaşma için demek on yılı aşkın süre gerekiyormuş. Aileler tam bir travma, dağılan veya dağılmaya yüz tutanlar. Eve iki maaş tutarında gelir girsede çocuklarda bizim paramız yok psikolojisi, eşler için işsiz ve parasız yaklaşımı. Bir ticari projede yakın arkadaşına ben kazanıyorum sende kazanabilirsin diyorsun, eşin çıkıyor işe ihtiyacımız var yardımcı olabilirmisin diyor ve sen oracıkta yalancı ve sahtekar konumuna düşüyorsun, kime ne diyeceksin. Halbuki bu süreçte iyi kazandığın az kazandığın günler oluyor fakat ortalaması memuriyetteki gelirin hep üzerinde, buna rağmen olumsuz psikolojiyi atamıyorsun. Yanlış insanlardan hep korunduğunu hissediyorsun, buna bir tekmede ben vurayım, bir tokatta ben atayım diyenler çoğunlukla kaderi ilahinin tokadını yediler, bazen o kadar zahir hale geldiki aylarca yıllarca arkamızdan dolaşıp, hakkını bana helal et diyenlere şahit olduk. Çünkü bizim

hayatımız islamiyete mal olmuş, Allah ın dini için sıkıntıya duçar olanların Allah yar ve yardımcısıdır. Vakarımız ciddiyetimiz istikrarımız itibarımız zorunlu hale gelmiş ve adeta izzet-i islamiyeyi temsil eder olmuşuz. Allah bizi korumasına almış. YAŞ ile ayırma işlemi yapıldığında manevi büyüklerin iade-i itibar müjdelerini ta o zamandan aldık. Manevi proğram maddi gayret sahiplerinin ilgi ve gayreti ile birleşince iade-i itibar gerçekleşti. Zalimlerin bir planı var ise Allah ın da bir planı var elhamdülillah.

Bizlere emeklilik veya araştımacı ünvanı ile çalışma şartı sunuldu, bizlerin uzmanlık alanı askerlik üzerine, kendi uzmanlık alanımızın dışında çalışmak zorundayız. Yani makam gayretimiz olamaz. Mevcut ve gelecekteki Özlük haklarımız emsallerimize eşitlenmiş, maddi kaygımız ortadan kaldırılmış; hiç kimsenin maaşının hakkını ver demeye hakkı yok, çünkü bir doktora hastanede görev verilmeyerek ve doktorluk yapma şartları ortadan kaldırılarak maaşının hakkını ver denilmez. O halde biz kendimizi fahri moral subayı olarak görebiliriz. Kader bize makam ve para kaygılarımızı ortadan kaldırarak ve uzmanlık alanımızın dışında görev vererek fatih rolleriyle ilgilenme, akşemsettin rolleriyle ilgilen diyor. Yapmamız gereken bulunduğumuz konumda medeni ilişkilerimizi geliştirerek izzeti islamiyeyi temsil etmek, nefret uyandıracak davranışlardan kaçınmak, doğru islamiyeti ve islamiyete layık doğruluğu yapabildiğimiz kadar gösterebilmek. Araştırmacı öncelikle kendisi donanımlı olur, karşılaşılan maddi ve manevi problemlere çözüm arayışında olur. Günlük namazlarımızı düzenli kılabiliyormuyuz, kur anımızı – evradımızı dersimizi okuyabiliyormuyuz, bulunduğumuz ortamda işlerin düzenli yürümesine katkıda bulunabiliyormuyuz, evet ise biz vazifemizi yaptık demektir. Kişisel haklarımızı sonuna kadar takip etmek bizim onurumuzdur, kendi haklarını takip etmez, hakkını savunmaz, hakkını aramaz pozisyonu onur kırıcı. 6191 sayılı kanundan yararlanmak için hiç müracaat etmeyen arkadaşlar için üzgünüz. 60 günlük müracaat süresini geçirdiler. Zaman içinde bakarsın sizi moral subayı olarak görevlendirdik pozisyonları çıkabilir, Allah bilir.

Şurası bir gerçek ki maddi ve manevi olarak birçok kişi bize gıpta ediyor, bulunduğu şartlar nedeni ile erken emeklilik isteyenler, keşke emeklilik istemeyip gerekirse şuraya çıksaydık diyebiliyorlar. İnşallah hem dünyada hem ahirette kazananlardanız, elhamdülillah.

Muhlis Yusuf

Muhlis Yusuf

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

1 yorum

  • Yorum Linki mustafa Pazartesi, 28 Kasım 2011 10:42 yazan mustafa

    Muhlis bey Allah razı olsun, durumumuzu çok güzel analiz etmişsiniz.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...