Salı, 12 Mart 2013 11:31

Kurtlar Medyası: Ters kanat operasyonları

Sevgili okuyucularım, bu yazımın başlığına özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum.

         İş adamı İshak Alaton’un gizlice yönettiği, sahne arkasından organize ettiği yaşlı kurtlar medyasının nasıl bir mekanizma olduğunu anlayabilmek için medyadaki ters kanat operasyonlarını çözümleyebilmek gerekir.

Bugün AK Parti hükümetine yakın gibi görünen bazı gazete yöneticileri ile bu yöndeki kimi yazarları bile, dile getirdiğim bu ‘ters kanat projeleri’ içinde düşünmelisiniz derim.

Hemen örnekleyeyim…

Son dönemde ‘türedi’ diye tabir edebileceğim, medyada birdenbire boy gösteren, ekranlarda ve gazete sütunlarında neredeyse gözlerimizin içine sokularak parlatılan Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı ikilisi bir tür Aydın Doğan projesidir…

Biraz daha iz sürecek olursak, projenin yolu yaşlı kurt İshak Alaton’a çıkar.

 

 ***

Aydın Doğan’la karşılıklı ev ziyaretleri yapacak kadar sıkı fıkı olan ‘karı koca yazarlar’ Nagehan Alçı ve Rasim Ozan nereden koşuyorlar?

Nagehan Alçı, daha birkaç yıl önce Akşam Gazetesinde yeni yetme gazeteci iken günümüzde adeta ‘Bulunmaz Hint Kumaşı’ gibi…

Demirören’lere ait, Milliyet’e yenilerde transfer oldu.

Hükümete yakın Kanal 24’te, Gökçek’lerin Beyaz TV’sinde ve Doğan Medyası’na ait CNN Türk’te program yapıyor.

Alçı, 17 Eylül 2008’de Akşam’da Başbakan Erdoğan için şöyle yazmıştı:

“Şahsen Tayyip Erdoğan beni utandırıyor.

Seçtiği bayağı kelimeler yüzümü kızartıyor.

Bu ülkeye aidiyet hissimi zayıflatıyor.

Başbakan’ın entelektüellik kırıntısı bulunmayan, kaba ve cahil üslubu delikanlılık kavramı ile kurduğu sağlıksız ilişkinin ürünüdür.”

 

SEFER GÖREV EMRİ Mİ?

 

Yukarıdaki satırların sahibi Nagehan Alçı…

Ne olmuştur da, birden bire Başbakan’a ve AK Parti hükümetine seri övgüler düzen bir ‘gazeteci-yazar’ haline gelmiştir?

“Kendisine Kurtlar Medyası organizasyonu çerçevesinde…

Bir tür sefer görev emri mi çıkmıştır?” diye sormadan edemiyorum.

 

 

PARAŞÜTLE YAZARLIK

 

         Rasim Ozan Kütahyalı, gazetecilik geçmişi de olmayan birkaç yıl önce Taraf’ın yorum sayfalarına okuyucu sıfatıyla yazı gönderen bir isimken, bu gazeteye bir anda “paraşütle” yazar olarak atanmıştır.

         22 Haziran 2011 tarihinde Taraf’tan Turkuvaz Medya semalarına geçiş yapan Rasim Ozan, Grup Başkanı Serhat Albayrak’la görüşüp Sabah’ın Cumartesi eki yazarı ve dahi Takvim yazarı olmuştur.

         Özden Mengi, “Akşam’ın ‘stajyer gazetecisi’ Nagehan Alçı ile Taraf’ın ‘deneme amaçlı gazetecisi’ Rasim Ozan Üsküdar’da milyon dolarlık yalıda oturmaya başladılar” diye yazarken…

Bu merdivenleri adeta uçarak çıkışa dikkat çekmekte haklıdır.

 

UZAKTAN KUMANDA

 

Takvim’deki köşesinde (24 Haziran 2012 tarihli) “Başbakan’ın helikopterine gazeteci olarak binmedim, misafir olarak bindim. Bazı şeyler ani olarak gelişti, ben de kendimi önce Kısıklı’da sonra da Sakarya’ya giden helikopterde buldum. Zaten o günkü temaslarda benden başka medya mensubu da yoktu” diye yazıp…

‘Başbakan tarafından özel olarak kabul edilen adam’ havası basan da…

4 Ekim 2012’de, kendisini lanse eden bazı internet sitelerinde “Tansu Çiller’in saatlerce yalısında ağırladığı gazeteci” diye takdim edilen de Rasim Ozan’dan başkası değildir.

Rasim Ozan, kendisini acayip ağırdan satan…

Yeni imalat, zorlama bir şöhrettir.

Ekranlarda sürekli bağırıp çağıran, bilmediği konularda pervasızca bilgiçlik taslayan bir medya türedisidir.

En büyük özelliği nedir diye soracaklara “Bilmediğini de bilmiyor olmasıdır” derim! Medyamızdaki önde gelen muhafazakâr isimler, onu el üstünde tutuyor…

Hatta Rasim Ozan’ın yaş günü partisine bile koşa koşa gidiyorlar.

Bu demektir ki…

Aydın Doğan’ın ve dahi yaşlı kurtların Sabah grubuna yönelik uzaktan kumanda operasyonları harfiyen işliyor.

 

RASİM OZAN İÇİN KİMİ HARCADI?

 

Rasim Ozan, ekranlarda Serhat Albayrak’a yağ çekmeyi çok seviyor.

Serhat Albayrak da, gazeteci-yazar Fikri Akyüz’ü bir kalemde harcayabiliyor.

Fikri Akyüz, internetteki köşesinde 2 Şubat 2012’de Aydın Doğan, Rasim Ozan, Nagehan Alçı buluşmasını yazdığı için Serhat Albayrak tarafından uyarı almış ve Aktüel’deki yazarlığını bırakmak zorunda kalmıştı.

Serhat Albayrak, Fikri Akyüz’e “Sen, benim yazarlarım Rasim Ozan ve Sevilay Yükselir’i nasıl eleştirirsin?” diye çıkışmış, bu tavrı iplerin kopmasına neden olmuştur.

 

 

“DEMOKRAT YAZAR” HANGİ GAZETEYE SOYUNMUŞTU?

 

15 Kasım 2009’de Habertürk gazetesinde yayınlanan bir Rasim Ozan Kütahyalı röportajı var ki, bunu en başta muhafazakâr kesime mensup okuyucularıma hatırlatmak istiyorum.

Helin Avşar’ın yaptığı o röportaj vesilesiyle yayınlanan pespaye fotoğraflarda Rasim Ozan ile Helin Avşar’ın “ne yaptıkları” konusunun değerlendirmesini sizlerin takdirine bırakıp…

Habertürk’ün, röportajı hangi ifadelerle sunduğunu not düşmekle yetiniyorum:

“Demokrat yazar Rasim Ozan Kütahyalı, Habertürk Pazar’a soyundu”

 

DERYA SAZAK, 28 ŞUBAT’TA NE YAPMIŞTI?

 

         Rasim Ozan Kütahyalı’nın eşi ve İshak Alaton’un mutemet gazetecisi Nagehan Alçı bugün Milliyet yazarıdır.

         Milliyet’e kendisini yazar olarak transfer eden Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak’tır.

         Sazak, 28 Şubat sürecinde Milliyet’in başında idi.

         Gazetenin sahibi de Aydın Doğan’dı.

         28 Şubat’daki MGK’dan birkaç gün sonra 5 Mart 1997’de Milliyet’in birinci sayfasında manşetin hemen altında “Kur’an Kursu’nda Ürküten Yemin” başlığıyla yer verilen bir haber vardı.

Daha evvelki bir yazımda sizlere bunun ‘uydurma bir yemin metni’ olduğunu ayrıntısıyla anlatmıştım.

Bu uydurma irtica haberini sayfaya koyan o günlerde Milliyet’i yöneten ve bugünlerde de Milliyet’i yönetmekte olan Derya Sazak’tır.

Devam ediyorum…

12 Haziran 1997 tarihli Milliyet’in manşeti “Ordudan Son Uyarı” şeklinde idi.

         Manşet haberde Genelkurmay Başkanlığı’nın yargıdan sonra medyaya da irtica brifingi verdiği…

Brifingde, askerin rejimi silahla korumaktan söz ettiği öne çıkarılmıştı.

         O günkü Milliyet’in birinci sayfasında, Derya Sazak’ın “Tek tarih vermediler”başlıklı yazısının anonsu vardı…

         Sazak’ın o yazısından bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum:

         “Ordu, İslamcı sermayenin yükselişinden de hayli rahatsız…

         (…)

Cezayirleşme süreci de, askerler açısından ürkütücü ve katlanılamaz bir durumdur.

Özetle, Ordu’nun bu hükümetle ilgili rahatsızlığı giderek artmaktadır.

Genelkurmay karargahındaki brifing muhtıra ötesi bir niteliğe dönüşmüş ve ‘bu defa işi silahsız kuvvetler çözsün’ diyen askerler Türkiye Cumhuriyeti’ni koruma ve kollama amacıyla ‘silah kullanmaktan’ söz etmişlerdir.

Eh, artık bunu da anlayan çıkmayacaksa pes doğrusu..

Brifing dağılırken, gazetecilerin ortak yorumunu duyar gibiydik.

Bir tarih vermedikleri kaldı!”

(Milliyet, Sayfa: 18, 12 Haziran 1997)

        

 

NAZLI ILICAK İLE AYDIN DOĞAN

 

         Bir süre evvel, medyada “Aydın Doğan’ın 28 Şubat sürecine direndiği” yolundaki bir yalan pazarlanmaya çalışılmıştı.

Bunu yapanlar arasında, Zaman’dan Ekrem Dumanlı ile Sabah’tan Nazlı Ilıcak başı çekmekteydi.

Ilıcak, ABD’nin 2003 tarihindeki Irak işgalinden bir yıl önce ‘Dünden Bugüne Tercüman’ gazetesini çıkarmıştır.

Nazlı Ilıcak’ın icra kurulu üyesi olduğu o gazetenin sahibi, oğlu Mehmet Ali Ilıcak’tı.

Dünden Bugüne Tercüman’ı o dönem sahne arkasından destekleyen de Aydın Doğan’dı.

Gazetenin yazarları arasında Cengiz Çandar ön planda idi.

Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesinden önceki süreçten itibaren Washington eksenli politikalar daha ziyade Cengiz Çandar üzerinden pompalanmıştır.

Cengiz Çandar günümüzde nerede yazıyor?

İshak Alaton’un nüfuz alanındaki Radikal’de…

 

 

GÖZCÜ’DEN SÖZCÜ’YE

 

Dünden Bugüne Tercüman’ın Genel Yayın Müdürü Metin Yılmaz’dı.

Yılmaz, gazete el değiştirip Bugün gazetesi olduktan sonra da bir süre bu görevini sürdürmüş, 2006 yılında ise oradan ayrılmıştır.

Metin Yılmaz, daha sonraki dönemde yayın hayatına atılan Sözcü Gazetesinin başına geçmiştir ve hala Sözcü’de Genel Yayın Yönetmenidir.

Şimdi yayın hayatında olmayan, vaktiyle kapatılan Gözcü Gazetesinde yayın koordinatörü Hüseyin Avuç’tu…

Gözcü’nün Sözcü’ye dönüştüğü dönemde…

Sözcü’ nün Kurucu Genel Yayın Yönetmeniydi.

Bu kimlikle TBMM’ de CHP Lideri Deniz Baykal ile bir özel görüşme bile yapmıştı.

 

Şehit babası Hüseyin Avuç’a yapılan bir tasfiye operasyonuyla…

Metin Yılmaz Sözcü’nün başına geçirilmiştir.

         ***

Bu yazıma başlamadan önce…

Eski Başbakan Prof. Dr. Tansu Çiller’in 1997’de danışmanlığını da yapmış olan, gazeteci ve yazar Memduh Bayraktaroğlu’na sordum…

“Metin Yılmaz’la geçmişte beraber çalıştınız. Yılmaz hakkında neler söylemek istersin?” dedim.

Bayraktaroğlu, bana şunları söyledi:

“Metin Yılmaz’la ortaokulu Kırklareli’nde beraber okuduk…

Babası astsubaydı…

Bingöllü idiler…

Metin Yılmaz’a arkadaşları ‘Kürt Metin’ diye hitap ederlerdi…”

         ***

Metin Yılmaz, şimdilerde ulusalcı görüntü veren Sözcü gazetesinde ultra Türkçü manşetler atıyor.

Merak etmekteyim…

Şehit haberlerini yönettiği gazetenin sayfalarına yerleştirirken…

Acaba, yerine geçtiği ‘şehit babası’ Hüseyin Avuç’un nasıl tasfiye edilmiş olduğunu da hatırlıyor mudur?

 

         SÖZCÜ’NÜN “TAYYİP”Lİ MANŞETLERİ

 

Sözcü’nün manşetlerinde Başbakan’dan sürekli olarak “Tayyip” diye bahsediliyor.

En son 10 Mart 2013 tarihli Sözcü gazetesinin manşeti şöyleydi:

PKK adım adım yaptı, Tayyip sadece baktı!

Bir merakım da şudur…

Bu “Tayyip”li manşetleri Metin Yılmaz mı atıyor?

Yoksa bu işte Emin Çölaşan’ın etkisi var mı?

Memduh Bayraktaroğlu’ na göre etkisi varmış.

Şu “Tayyip” hitaplı manşetler konusunda, Sözcü’nün sahibi Burak Akbay ile babası eskilerin meşhur gazetecisi Ertuğrul Akbay arasında tartışma yaşanıyor mu?

Daha evvel yazdım…

İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levi, Türkiye’yi terk etmeden önce 10 Kasım 2010 tarihinde gizlice Sözcü gazetesini ziyaret etmişti.

         Burak Akbay, Ertuğrul Akbay ve Metin Yılmaz’la görüşmüştü.

         İki yıl evvel Başbakan Erdoğan “Gerekirse İsrail’le savaşırız” çıkışını yaptığında…

Sözcü “Tayyip İsrail’i bırak, PKK ile savaş” manşetini atmıştır. (23 Eylül 2011)

Sevgili okuyucularım…

Aynı Sözcü…

PKK-İsrail bağlantısı ortaya çıkarıldığında ise gözlerini kapatmıştır.

İsrail’in Mavi Marmara’ya kanlı baskınıyla aynı gün gerçekleştirilen yedi şehit verdiğimiz İskenderun deniz üssüne yönelik terör saldırısında PKK ile İsrail’in anlık istihbarat paylaşımı yaptığı bir süre önce ispatlanmıştır…

Amma, Sözcü’den “tık” yoktu.

Emin Çölaşan’ın kulakları çınlasın…

 

SAYGI ÖZTÜRK’ÜN AKRABASI ZAMANDA!...

 

 “PKK adım adım yaptı, Tayyip sadece baktı” manşeti Saygı Öztürk imzalıydı.

Saygı Öztürk, haberlerini “belgeli” yazmakla övünür.

Onun bütün kitaplarına ‘önsöz’ yazan Emin Çölaşan da Saygı Öztürk’ün kitaplarından “Hepsi belgeli” diye övgüyle söz eder.

5 Mart 1997 tarihinde yayınlanan “Ürperten İrtica Yemini” adlı tamamen uydurma yemin metnini o dönemde çalıştığı Sabah’ta “büyük bir belge ifşa ediliyor” havasında kaleme almış olan da Saygı Öztürk’tü…

O dönemde Zafer Mutlu’nun yönettiği Sabah gazetesi, Saygı Öztürk’ün o asparagas haberini…

Derya Sazak’ın Milliyet’inden daha geniş kullanmış, manşete çekmişti.

Saygı Öztürk, 2010-2012 yılları arasında STV’de Derin Bakış adlı programın daimi katılımcıları arasındaydı.

Medyada bilinmez…

Zaman yazarı Hamdullah Öztürk’ün de amca oğludur, Saygı Öztürk!

***

Tevfik Diker

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...