Salı, 19 Nisan 2016 09:18

Kurtuluş, İttihad-ı İslam’da...

İttihad-ı İslâm, İslâm birliği demektir. Kur'an-ı Kerim de Müslümanlardan "Millet-i İbrahim" diye bahseder, yani Müslümanların bütününü tek millet olarak değerlendirir. Bu açıdan bakınca yeryüzünde iki millet vardır: Müslüman olanlar, olmayanlar.

Mesela Hac, İslam birliğini talim ettiren mühim bir ibadettir. Dünyanın her yerinden Müslümanlar geliyor, tek millet oluyor, beraber ibadet ediyor, beraber yaşıyor; asırlardan beri, Mekke ve Medine’de Ramazan akşamları iftar verilir, binlerce insan Harem-i Şerif’e dolar, çeşit çeşit yemeklerden dilediği kadar yer.

Ziyafet verenler, babadan oğula bu hizmeti devam ettirir. Ramazan gelince, ev halkı kadınıyla, erkeğiyle iftar hazırlığına girişir. Her akşam ve her sahur vakti Harem-i Şerif’te sofralar açılır. Adeta yalvarırcasına sofralarına misafir davet ederler. Kendileri de döne dolaşa hizmettedir. Su, ekmek, hurma, yemek... Ne gerekli ise hemen önünüze getirilir. Sohbet falan yok, sadece dua, teşekkür ve hamd!

Harem-i Şerif’in manevî iklimini, okunan ezanı, kılınan namazı, serilen sofraları ve kardeşin kardeşe yapamayacağı hizmeti düşününüz. En önemlisi, çeşitli kıtalardan, ülkelerden, çeşitli ırklardan, milletlerden gelmiş insanlar, bir yandan mahşer meydanının, öte yandan ittihad-ı İslâm’ın canlı bir örneğini sergilerler.

Şimdi İslâm'ı bilmemekten tutunuz, insanların bir çöp gibi haram denizinde yüzmesine kadar, işler karışmış. Hâlbuki tarih şahittir ki, Müslümanlar ne zaman İslamiyet'ten uzaklaşmışsa, o zaman geri kalmıştır. Kur'an da "Milleti İbrahim" dediğine göre, biz İslam milletindeniz, dolayısıyla milliyetçilik deyince, İslam milliyetçiliği akla gelir. Rabb'imiz bir, Kitab'ımız bir, Peygamber'imiz bir ve kıblemiz bir. Bu birler bizi, birlik ve beraberliğe götürmelidir. Esir Müslümanların, savaşan Müslümanların, muhacir Müslümanların derdine derman götürebilmek için, ekonomik ve kültürel üstünlük şart. Mezhep farklılıkları İslam birliğine mani olmaz mı? Bugün süper güç haline gelmiş ülkelerin modellerini unutmamak lazım... Bu ülkeler pek çok ırktan, pek çok din ve mezhepten meydana gelmiştir. Eğer Müslümanlar ırk, mezhep bahaneleriyle bölünüp, birbirine düşman olurlarsa, başka ülkelerin oyuncağı durumuna düşerler. Öyleyse şimdi Müslümanlar ezilmemenin, çiğnenmemenin yollarını aramalı. Kendi aralarındaki problemleri ilimle, ibadetle çözmeli.

Fakat senelerdir hem hac farizasını yerine getiriyoruz hem de parçalanmaya devam ediyoruz. Çünkü ilimde, teknikte, dolayısıyla ekonomide çok geriyiz. Hâlbuki hac, Müslümanların yıllık kongresidir. Burada toplanan Müslümanlar, Müslümanların dertlerine derman arayacaklar ve derman da bulacaklar ki, İslam birliği söz konusu olsun.

Hacca giden Müslümanların kongre faaliyeti gösterememesinin sebebi yeteri kadar kültürlü olmamaları ve lisan bilmemeleridir.

Bugün pek çok Müslüman, Müslümanlara karşı çıkarak yani İttihad-ı İslâm ve “Mü’minler kardeştir” gerçeğini görmezden gelerek, İslâm devleti kurma ideali gibi bir tezada düşüyor. Yani bunlar ümmete karşı, İslâm devletinden yana. Hâlbuki olmayan ümmetin devleti olur mu?

Zaten bugüne kadar gördüğüm şudur ki, imanen İslâm Dev­leti’ni isteyenler, fiilen bu isteklerine ters yönde yaşamışlardır. Çünkü şuna kâfir, buna münafık demekle İttihad-ı İslâm’ı bozdular. Para ve mevki sebebiyle ihtilafa düştüler. Kiminle İslâm Devleti’ni kuracaklar?

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: İslami hareketlerin varacağı en son nokta: İttihad-ı İslam'dır.  İslam birliği olmadan hiçbir şey olmaz. İslam birliğini hedef almayan her türlü sosyal ve ekonomik faaliyet yetersizdir, bulunduğu yerde boğulmaya mahkûmdur. Eğer Müslümanlar İttihad-ı İslam'ı (İslam birliğini) yakalayamazsa gayr-ı müslimler onları ezer.

Unutmayın, kurtuluş İttihad-ı İslam’da. Öyleyse bugün İslâm’a uyan birkaç iyi insan da iyi günlerin gelmesine sebep olabilir. Bir çekirdekten bir ağacı yaratan Allah, küçük çaptaki İslâmi gayretlerle, ittihad-ı İslâm’ı getirebilir.

Son Düzenlenme Salı, 19 Nisan 2016 09:28
Hekimoğlu İsmail

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...