Pazar, 25 Nisan 2010 15:33

Türkiye Siyasetinde 'Karargah' etkisi

Türkiye Siyasetinde ‘Karargah’ etkisi

Türkçemize mal olmuş güzel kelimelerden birisi de “Karargah” sözcüğüdür. Kararların verildiği alan, yer.

“Decision Making” yani insanın nasıl karar verdiği sosyal bilimcilerin çok kafa yorduğu bir konu oldu. Sinirbilim bu alana da önemli katkılar sağladı. İnsan beyninde alternatifler üreten alanlar var. Ne kadar çok bilgi ve veri ile karar verilirse o kadar isabet kaydediliyor. Bilgi ve verileri en çok etkileyen  şu üç şeyin  önem, öncelik ve değerlilik sıralamasıdır: Çıkar hiyerarşisi, ilke hiyerarşisi ve korku repertuvarı hiyerarşisi.

Özellikle ahlaki akıl yürütme siyasette çok önemlidir.

Ahlaki akıl yürütmenin üç seviyesi vardır. En ilkel seviyesi “Görünen kısa vadeli sonuçları düşünerek” karar vermeyi kapsar. O anki çıkarını, hevesini, konforunu, gününü kurtarmayı, korkusunu gidermeyi dikkate alarak karar verir.

Ortalama ahlaki akıl yürütme, sosyal düzen, görev bilinci, geleceği düşünme, niyeti dikkate alma, geleceği için çile çekme gibi “Soyut değerleri dikkate alarak düşünmeyi” göz önüne alarak karar verir.

İleri ahlaki akıl yürütme “Hakça olmayı dikkate almayı düşünerek” karar verir. Bu seviye merhamet göstermeyi, acıyı hafifletmeyi, iç güdülerine yenik düşmemeyi, baştan çıkarıcılara direnç göstermeyi, fedakar olmayı, başkaları için çile çekmeyi, başkalarının duygularının dikkate almayı, adil olmayı başkalarına zarar vermemeyi kapsar.

İlkeli siyaset kazandırıyor mu kaybettiriyor mu?

Bu konu Anayasa Taslağı  görüşmelerinde siyasi partilerin yıllarca savundukları tezlerinin zıddına karar almalarındaki psikolojik arka planı analiz etmeye çalışırken dikkatimi çekti.

Özellikle Yüksek Askeri Şura Kararları (YAŞ) gibi TSK’daki milli kadroların “savunma ve yargılama hakkı”nı elinden alan ve tasfiye eden uygulamalarına Milliyetçilik iddiasındaki milletvekilleri tarafından devamı yönünde karar verilmesi anlaşılır bir davranış değildi.

Özellikle daha özgürlük getireceği bilindiği halde doğulu milletvekilleri tarafından Anayasa taslağının sabote edilmeye çalışılması anlaşılır davranış değildir.

Özellikle mazlum, mağdur, ezilen ve kurbanların yanında olması gereken halkçı siyasetçilerin zalim, mağrur ve ezenlerin yanında olması anlaşılır gibi değildi.

Demek ki siyasetin samimiyet sınavı  böyle oluyor.

Makyavelliye itiraz ediyorlar “Hükümdar kitabını yazarak zalimlere iktidara gelme yolunu öğrettiniz” diye. Onun cevabı çok ilginç “Ama ben onlardan nasıl kurtulunulacağının yolunu da yazdım” diyor.

Kısa vadeli siyasi sonuç isteyenler zalimlerin yanında olabilirler ama uzun vadeli siyasi başarı isteyenler, hayatlarının sonunda iyi anılmak isteyenler ve mezar taşlarına iyi insandı yazdırmak isteyenler ilkeli davranmak zorundalar.

Karargahın hüzüngaha çevrilmesi

Tarih hep mazlumların yanında olan siyasetçileri hayırla yaddetmiştir. Makyavellinin zalimlerden kurtulmak için gösterdiği yol bilinen yoldur.  Zor, engelli ama sağlam yoldur. Bu yol fazilet savaşçısı olma yoludur.

Kısa vadede alkış az alır ama uzun vadede beklenmeyen, bilinmeyen ve öngörülmeyen olayların fırsata dönüşmesini bu yolda çok görürüz. Hata yapsa da görünmeyen bir el onun hatasını düzeltir. Aşamadığı bir engelle karşılaşsa bile ilkeli siyaset yapan siyasetçiler hatta muhalifleri tarafından düzlüğe çıkarılır. Sayın Başbakan’ın özgeçmişi bunun örneğidir.

İlkeli siyasetçiyi sadece seçmeni değil tarih de alkışlıyor. Türk milleti büyük millettir. Bu millet samimiyetin hakkını oy sandığında ergeç vermiştir.

Siyasi kurnazlığı siyasi beceri zanneden siyasi parti karargah kurmayları karargahlarını ‘Hüzüngah’a çevirme sonuçlarından kaçamazlar.

Bugün Genelkurmay Karargahının TBMM’ye etki etmeye çalışmadığı bir meclis çalışmasına şahit oluyoruz.

Askeri vesayetin kalkmaya başladığı günümüzde bazı vekillerin korku repertuvarları, bazı vekillerin etnik ayrımcılık önyargıları, bazı partilerin siyasi çıkarcılık öncelikleri onlara “Vasilik” yapmamalıdır. Siyasette ilkelilik arttıkça seviye de artıyor.

“Değerlilik ölçüleri”ni evrensel insani normlara göre belirleyip YAŞ zede mazlumların lehinde oy kullanan vekillere binler teşekkür.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

Son Düzenlenme Pazartesi, 26 Nisan 2010 15:33
Prof.Dr. Nevzat Tarhan

Yönetim Kurulu Başkanı

www.nevzattarhan.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki Adanalı Cumartesi, 01 Mayıs 2010 14:47 yazan Adanalı

    İnsanlar göründükleri gibi değiller iyi insanlar iyi atlara binip gittiler Ama dönecekler.MHP lilerde görevlerini yapıyorlar Güneş doğacaktır elbet şafağa az kaldı.sabırla inançla hepsi aşılacaktır inşallah.

    Raporla
  • Yorum Linki Ekrem KARAKAŞ Pazartesi, 26 Nisan 2010 20:46 yazan Ekrem KARAKAŞ

    Muhterem Başkanım.Rabbim kaleminize daima güç versin.Mevcut MHP yönetimi yüreğindeki dolayısıyla adındaki MİLLİ'yi fiili olarak yıllar önce terk ettiği için geriye kalan YETÇİLİK'le de (ne anlama geliyorsa) kendilerine verilen görevi en iyi şekilde yerine getiriyorlar.Boş tenekenin çıkardığı ses kadar ses çıkarıyorlar.Ama inanıyorum ki tenekenin sahipleri içinin boş kalmasına daha fazla göz yummayıp özüne uygun şekilde içini dolduracaklardır. Ekrem KARAKAŞ

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...