Pazartesi, 27 Haziran 2011 09:36

Şiddet suçu tutukluları Meclis'te ise

Halk söyleyeceğini söyledi yargıçlar ve siyasetçiler soğukkanlı dikkatli ve dik durmaya devam etmeliler çünkü tarih yeniden yazılıyor.

Gerçek sorun darbeciliğin bir tür şiddet davranışı olduğunun unutulmasıdır.

Psikiyatride “Gizli stigma (etiketleme)” diye bir kavram vardır.

Bir erkek “Kadınlar sopadan anlar” diye kadınlık kavramını etiketlemiştir. Bu etiket nedeniyle sorun çözme yöntemi olarak kolaylıkla şiddeti uygulayabilir.

Ailede kadına yönelik şiddet neyse siyasette darbecilik odur. Kadına yönelik şiddette feveran edenler siyasetteki şiddette sessiz kalmalarındaki çifte standardı görmeleri gerekmez mi?

Siyasi şiddet suçu iddiası ile yargılananlara hoşgörü ile yaklaşanlara şunu hatırlatmak isterim. Kurtlar Vadisi dizisindeki ‘Memati’ TBMM’de vekil olsa ne olur? Memati’nin sorun çözme yöntemi kafasına sıkmak ama niyeti iyi.

Memati karekterinde olduğunu yakın tanıyanların bildiği bir adayı savunan vicdanın siyasette yeri olmamalı.

Darbe sanıklarının seçilecek yerden aday gösterilmelerinde “Darbecilik önemli bir suç değil ki” zihinsel etiketi karar verdirici olmaktadır.

Aile içi şiddet olayları tüylerimizi diken diken yapıyor. Ayşe Paşalı olayını düşününüz. Karısına sevgi ile bakan adam bir müddet sonra karısını öldürebildi. Aile içi şiddet için nasıl eğitim ve yasal tedbir birlikte gidiyorsa siyasi şiddet için de eğitim ve yasal önlemler birlikte gitmelidir.

İşte darbecilik de aile içi şiddetten farklı bir durum değil, çok vatansever bir silahlı güç zihinlerdeki gizli etiket nedeniyle şiddete dönüşebilir.

Size küçük bir senaryo yazabilirim.

Seçim sonrası TBMM başkanı henüz yok aynı anda Cumhurbaşkanı da yurt dışında. Donanma komutanlığında ortaya çıkan belgelerdeki iddialar doğru ise kırmızı bereli emir komuta zinciri dışında ki  3 000 kişilik bir kuvvet aynı anda otomatik silahlarla Köşkü, Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanı konut ve makamlarını etkisiz hale getirse kim ne yapabilir ki?

Ertesi gün birkaç generalin çıkıp “Bozulan devlet otoritesini tesisi için….” anonsu yapması akla yakın bir ihtimal yani “mümkün ama gayr-ı varid” iken mümkün ve geçerli hale gelebilir.

Hiç hayal ürünü değil çünkü o tarihin özel kuvvet komutanı Topal Osman’ın Çankaya baskını ve  güçlü komutan Atatürk’ün Çankaya’dan tebdili kıyafetle çıktığını unutmayalım.

27 Mayısı sadece 38 subayın yaptığını ve ordunun komuta kademesinin dörte üçünün tasfiye edildiğini unutmayalım.

Şu anda darbecilk toplumda ve siyasette önemli kesimde zihinsel kodlarda   şiddet suçu olarak  görülmediği için hatta için için hoşlananlar olduğu için  yargıçlarımızın ve siyasetçilerimizin bu şiddete karşı uyanık olmaları her zamankinden daha gereklidir.

Kedi köşeye sıkıştığı zaman her şeyi yaparmış darbeci zihniyet 12 Haziran seçimleri nedeniyle kuşatılmışlık duygusu içinde bu nedenle mümkün ama gayr-ı varid herşey varid hale gelebilir.

“Milli iradeyi engelleyemezsiz” diye yargıya baskı yapanlar  1999’da Merve Kavakçı’yı TBMM’den çıkaran, parti kapatma davalarında Milli İradeyi hatırlamayan çifte standart çok sırıtıyor.

Hitlervari yöntem ve tehditlerle siyasi sonuç almak isteyenler amaçlarına ulaşmamalı.Gerekiyorsa tekrar halka gidilmeli ama taviz verilmemeli temel kuraldır “Aç canavara taviz onun düşmanlığını artırır.”

Halk söyleyeceğini söyledi yargıçlar ve siyasetçiler soğukkanlı dikkatli ve dik durmaya devam etmeliler çünkü tarih yeniden yazılıyor.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Prof.Dr. Nevzat Tarhan

Yönetim Kurulu Başkanı

www.nevzattarhan.com | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...