Pazartesi, 14 Kasım 2011 09:14

Atatürk Düşmanları..!

1997 Aralık ayında, Yüksek Askeri Şura kararıyla sivil hayata transfer edilmiştim..!

1999 seçimlerinde de dostların tasvip ve ısrarı ile siyaset havuzuna itilmiştim.

Ülke,28 Şubatın karanlık  döneminden geçiyordu.

Seçilebilecek bir sıradan aday gösterilmiştim.

Önceki dönemde partimin 2 milletvekili vardı,bu seçimde ben 2 nci sıra adayıydım.

Hengameli ve netameli seçim kampanyasını bitirmiştik.

Seçim sonuçları açıklanmaya başladığında milletvekilliğimiz bütün kanallarda ilan edilmişti.

Dostlarımızda tebriklerini iletiyordu.

Gece 24.00’a kadar..!

Sonra ne olduysa, oy dağılımı aleyhimize değişmiş,ismimiz ekranlardan düşmüştü.

Oyların öncelikle sayıldığı şehir ve ilçe merkezlerinde iyi bir sonuç almışken,köylerden gelen oylar,sonucu olumsuz etkilemişti.

Halbuki biz köylerde parti olarak daha da iyiydik.

Sonuç garipti.

Herkeste bir şaşkınlık vardı.

Bunun sebebini bir türlü anlayıp  izah edemedik…

Ta ki,aylar sonra sağlam bir kaynaktan duyduğum,yıllarca moralleri bozmamak için kimseye söylememeyi tercih ettiğim gerçeği öğrenene kadar..!

JİTEM (Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele) unsurları,köylerde sandık sonuçlarına müdahale etmişti.”

Anlaşılan,28 Şubat darbecileri beni mecliste görmek istemiyordu.

Böylece, siyaseti şekillendirme adına sandıklara silahlı müdahaleyi de öğrenmiş olduk..!

Herhalde,teröristler darbeci ağabeylerinden (!) öğrendikleri bu yöntemi şimdi güneydoğuda uyguluyorlar..!

2001 yılında yerel televizyonlarda yaptığım röportajlarda dile getirdiğim gerçekler bahane edilerek,RTÜK tarafından konuştuğum TV ekranlarına bir aya varan sürelerle karartma cezası uygulanmıştı.

Yerel yayınları rapor edende JİTEM unsurlarıydı.

Olan,kamuoyunu aydınlatmaktan başka suçu olmayan televizyonlara olmuştu.

Bizim de adımız,”Ekran karartan adam”a çıkmıştı.

Zira, RTÜK’ün yerel savcılığa hakkımda yaptığı suç duyurusuna mahkeme takipsizlik kararı vermişti.Konuşmalar, yaşadığımız zulümlerin aktarılması ve anayasal eleştiri hakkımızı kullanma olarak değerlendirilmişti.

Dünya küçük (!) olduğuna kıyasla bizim şehir çok daha küçüktü…

Bir güvenlik şirketi kurmuştum.

Eski JİTEM elemanlarından bir Yarbay da emekli olmuş,aynı sektörde çalışıyordu.

Ortak tanıdıklarımız vardı ve zaman zamanda görüşüyorduk.

Görevde iken benim hakkımdaki illegal işlemleri yapanlardan biri olduğunu da biliyordum.

Bir gün bir dostum,bu kişinin benden bahsederken, ,  “Atatürk düşmanı olduğumu” söylediğini ifade etti

Bunun üzerine özellikle ziyaretine gittim.

Hoşbeş,hal hatır muhabbetinden sonra;

“Benim hakkımda bazı şeref ve haysiyet yoksunları (bu satırlara yakışmadığı için tam ifadeyi yazmıyorum) Atatürk düşmanıdır diyormuş.Ben,Atatürk’ü iyi bilirim…Günahıyla sevabıyla memlekete hizmetini yapmış,Allah’ın huzuruna gitmiş…Ölüye düşman olacak kadarda aptal değilim..! Fakat,bu ülkede Atatürk’ün adını kullanan birçok vatan haini ve şeref yoksunu mevcut.İşte ben onların amansız düşmanıyım…!

Dediğimde,sözlerimin muhatabının kendisi olduğunu çok iyi anlamış,mosmor olmuştu.

Üçüncü bir kişi ifadesi kullanarak konuştuğum için, direk üstüne alınacak cesareti de gösterememişti…

Onların tabiatını çok iyi biliyordum.

Ne kadar yüreksiz olduklarını,ancak hak etmedikleri güce sahip olduklarında masum ve savunmasız insanlara karşı ne kadar zalim olabildiklerini yaşayarak öğrenmiştim.

Biz biliyorduk, ama artık çok şükür halkımızda gerçek yüzlerini görmüştü.

Bugün,yaptıklarının hesabını önce vicdanlarına,sonra millete veriyorlardı.

Kimlerin, kime dost ve düşman olduğu ayan beyan ortaya çıkıyordu.

İllegal oluşum JİTEM adına işledikleri cinayet ve fecaatler gün gibi ortada olduğu halde,bütün milletin bildiği,bazı vatandaşlarımızın bünyesinde askerlik hizmeti bile yaptıkları,devletin resmi kayıtlarında varlığının delilleri mevcut olan bu suç makinesini  itiraf edecek cesareti bile göstermekten acizlerdi.

İşgal ettiği makam,taşıdığı unvan ve rütbesi ne olursa olsun;

Bu ülkede yıllarca gerçek yüzlerini bazı kisveler arkasına gizleyerek devlet imkanlarını vatan-millet aleyhine kullanan,

Asimetrik psikolojik harekat yöntemleriyle masum insanları ve hayırlı çalışmalarını tehlike olarak gösterip hayatlarını karartan,

Memleketimizi kapkaranlık dehlizlere sürükleyen vatan hainleri ve şeref yoksunları,maalesef yetkili ve etkili olabilmiştir.

Asıl tehlikeli ve düşündürürcü olan ise,bu bedbahtların,devletin zirvesindeki kurumlara ve kişilere varıncaya kadar en üst düzeyde destek ve işbirliği imkanı bulmuş olmalarıdır.

İddialar;işin içinde Cumhurbaşkanlarının,Başbakanların,Genelkurmay Başkanlarının,MGK (Milli Güvenlik Kurulu) üyelerinin…vs bulunduğu yönündedir.

Türkiye;geleceğinin aydınlık olması,nifak şebekelerinin ve şer odaklarının sözde; Atatürkçülük,Cumhuriyeti koruyup kollama,Laikliği muhafaza..vs. gibi görüntülerle,özde Atatürk düşmanlığı ve toplumun  ortak değerlerini yıpratma gayretiyle,devlet içine çöreklenip yeniden ihanet tezgahları kuramamaları için geçmişe dönük başlattığı muhasebeyi hız kesmeden sonuçlandırmalı,adı ve makamı ne olursa olsun bu suçlara iştirak edenlere gereken hesabı sormalıdır.

İyiler de kötüler kadar cesur olmak zorundadır.

Vesselam.

Mustafa  HACIMUSTAFAOĞULLARI

10 Kasım 2011

Mustafa Hacımustafaoğulları

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

2 yorum

  • Yorum Linki Tugrul YILDIRIM Çarşamba, 16 Kasım 2011 22:07 yazan Tugrul YILDIRIM

    Ancak boyle anlatilabilirdi, yureginize saglik... Yaziya hayran kaldim....

    Raporla
  • Yorum Linki apple/murat Çarşamba, 16 Kasım 2011 12:55 yazan apple/murat

    Mustafa Abi,
    Kaotik dönemlerimizi; hep ''kurt puslu havayı sever' sendromuyla aynı sürecin paralel yansımalarıyla geçiştirdik.
    Bizler uyanık olmayı gözlerimiz açık olmak zannediyorduk.Ama bilinçlerimiz hep bir uyku düzenindeydi.Ve o dönemleri hep gaflet ve aymazlıkla geçirdik.Köşenize çekilmek yerine Kurdun inine gidip yüzüne karşı çakallıklarını vurmanız iyi bir ders vede gözdağı olmuştur.
    Saygılarımla

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...