Perşembe, 01 Aralık 2011 12:44

Has (Dal) Silah Arkadaşlığı..!

Her asker,eli silahın üzerinde,arkadaşlarıyla omuz omuza aşağıdaki metni söyleyerek yemin eder.

“Barışta ve savaşta,

Karada,denizde ve havada,her zaman her yerde,

Milletime ve cumhuriyete,doğruluk ve muhabbetle hizmet ve,

Kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve,

Askerliğin namusunu,Türk sancağının şanını canımdan aziz bilip,

İcabında vatan,vazife ve cumhuriyet uğrunda seve seve canımı feda eyleyeceğime,

Namusum ve şerefim üzerine and içerim.”

Böylece, resmen askerlik görevi ve dolayısıyla silah arkadaşlığı başlar.

“Silah arkadaşlığı” hukukunun manasına yakışır şekilde var olması için,öncelikle edilen yemine tüm meslek hayatı boyunca sadık kalmak gerekir.

Ancak,o yemine sadık kalanlar arasında “silah arkadaşlığı”hukuku sözkonusudur.

Yemine sadık kalmayanların arkadaşlığı,olsa olsa “çete arkadaşlığı”olabilir..!

Milletine ve cumhuriyete,doğruluk ve muhabbetle hizmet etmeyi değil,milletin seçtiği hükümeti alaşağı etmek,psikolojik harekat yöntemleriyle itibarsızlaştırmak,halkın içine kin ve nefret tohumları saçmak,ülkede kaos çıkarma planları yapmak gayretinde olan kişiler,bu yemine sadık kalanların silah arkadaşları olamaz.

Onlar kendi aralarında bir çetedir,onlarla arkadaş olanlar da “çete arkadaşları olurlar..!

Batı Çalışma Gurubu (BÇG) çetesi,Ergenekon Çetesi,Balyoz çetesi,İnternet andıcı çetesi…vs.

Kanunlara,nizamlara ve amirlerine itaat etmeyi değil,her türlü eksiğine rağmen  mevcut anayasal sistemi kökünden ilga edip,faşist bir dikta rejimi kurma hevesi güden,bu menfur emelleri için milyonlarca masum insanımızı katletme planları yapan, amirlerime itaat edeceğim diyerek namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği halde Cumhurbaşkanı ve Başbakanı amir olarak bile tanımayıp düşman  telakki eden kişiler,bu yemine sadık kalmış aklı başındaki kişilerin silah arkadaşları olamazlar.

Genelkurmay Başkanı Org.Necdet ÖZEL,Hasdal’da tutuklu olan askerleri ziyaret etti.

Bu ziyaretin onun şahsıyla da sınırlı kalmadığını,tüm personelin ziyaret etmesi için özel proğram yapıldığını ve bu konuda mahalle baskısı uygulandığını öğreniyoruz.

Ergenekon,Balyoz ve İnternet Andıcı davalarının açılması ve ilk tutuklamalarla birlikte, Fenerbahçe eşrafından (!) İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı döneminde  başlatılan geleneğin,kurumsallaştırıldığını ve seleflerince de devam ettirildiğini müşahede  ediyoruz.

Genelkurmay Başkanı,bu konuda yaptığı açıklamada,”Tutuklu muvazzaf TSK personeli,yıllarca birlikte görev yaptığımız,aynı ortak kaderi paylaştığımız silah arkadaşlarımızdır.Ziyaretimizin amacı tamamen insanidir ve bayram kutlamasıdır…” ifadesini kullanıyor.

Ben sayın Org.Özel’in,bu kişilerin tutuklanmasına sebep olan eylemlerinde onlarla birlikte olduğuna ihtimal vermek istemiyorum.Hele hele geçmişte ortak bir kaderi paylaştığını söylediği bu kişilerle gelecekte de ortak bir kaderi paylaşmasını zinhar temenni etmiyorum..!

Ancak, mütekait Fenerbahçe Cemaati’nin(!),TSK üzerinde devam ettirmek istediği vesayetini ve diğer personelin zorla ziyarete yönlendirilmesini,bu kişilerin avukat ve mahkeme giderleri için personelden haraç (!) kesilmesini dikkate aldığımızda, bu davranış hiçte  masum görünmüyor..!

Biz de yüzlerce arkadaşımızla aynı kaderi paylaşıp,dindar olduğumuz için suçlanıp tutuklandık ve sorgusuz sualsiz askeri cezaevine tıkıldık.Bizi tecritli hücreye atan bağımsız mahkemeler,yargıçlar değil,sayın Genelkurmay Başkanının silah arkadaşlarım dediği kişilerdi.

Namusları ve şerefleri üzerine itaat edeceklerine yemin ettikleri;kanunları,nizamları ve hukuku yok saymışlardı..!

Bırakın Genelkurmay Başkanının ziyaretini,her şeye rağmen bizi ziyaret etmek isteyen “silah arkadaşlarımızın” ziyaretine izin vermediler,üstelik bu niyetlerinden dolayı onları da fişlediler.

Silah arkadaşlarımız değil,ailelerimiz bile bizi ziyaret edemedi.Bırakalım ziyareti günlerce bizlerden haber alamadan,merak ve endişe içinde manevi işkenceye maruz bırakıldılar.

Yüzlerce “silah arkadaşına” işkence uygulanırken,yüreği yanan gözü yaşlı ana,baba,eş ve çocukların feryatlarına, yetkili ve sorumlu komutanlar kulaklarını tıkadılar. İşkencelere ve hukukun katledilmesine göz yumdular,daha da ilerisi emrettiler..!

Her şeye rağmen biz,bu ülkede suçu ne olursa olsun hiçbir kişinin,insan onuru ve haklarıyla bağdaşmayan haksız muameleye maruz bırakılmaması için mücadele ediyoruz.Bizlere işkence yapanlar,onları destekleyenler ve muhbirlik edenlerde dahil olmak üzere,ayrım gözetmeden.

Ancak,hiçbir kişi ve özellikle sorumluluk mevkiinde olanlar;suçu özendirici,suçlu olduğu iddia edilen kişileri teşvik edici tavır ve davranış içinde olamaz,olursa öncelikle bunu kamu vicdanı yargılar…

Silah arkadaşlığını bu kadar önemseyen sayın Genelkurmay Başkanımıza;düzmece belgeler, kanunsuz suç isnatları ve yargısız infazla Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları ve ikili üçlü Kararnamelerle mesleklerinden koparılıp insafsızca sokağa atılan, mahalle baskısıyla emekliye zorlanan TSK personelinin ve hayatının baharında dünyaları karartılan Askeri Öğrencilerin de “silah arkadaşları”olduğunu hatırlatmak istiyorum…

Bağımsız mahkemelerde yargıya hesap veren,haklarında ciddi şüphe ve iddialar bulunan asker kişilere gösterdiği “silah arkadaşlığı”vefasını,Milletinin inanç ve değerlerini yaşamaktan başka bir suçu olmadığı halde çok ağır bir cezaya mahkum edilen,üstelik devletin yapılan haksızlıkları kabul edip bir kısmına da olsa iade-i itibarda bulunduğu, gönlü kırık “silah arkadaşlarına”da gösterebilecek mi?

Vesselam.

Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI

01 Aralık 2011

Mustafa Hacımustafaoğulları

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

5 yorum

  • Yorum Linki Fatih ÇOBAN Salı, 06 Aralık 2011 16:32 yazan Fatih ÇOBAN

    Yazınızdan dolayı sizlere çok teşekkür ediyorum.
    Allah razı olsun.
    Yazınızda bahsedildiği gibi:
    Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları
    ile mağdur edilen TSK personellerinin hakları genel olarak iade edildi.
    Ancak aynı şekilde mağdur olan;
    düzmece belgeler, kanunsuz suç isnatları ve yargısız infazla ikili üçlü Kararnamelerle mesleklerinden koparılıp insafsızca sokağa atılan, mahalle baskısıyla emekliye zorlanan TSK personeli ve hayatının baharında dünyaları karartılan Askeri Öğrencilerin,
    halen mağduriyeti devam etmektedir.
    İnşaallah sizlerin de vesilesiyle, Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Adalet Bakanımız, Milli Savunma Bakanımız ve/veya diğer bakanlarımız ile vekillerimiz bu duruma en yakın sürede bir çözüm bulurlar ve artık bu şekilde dışlanmış olarak ailesiyle kötü şartlarda yaşamaya veya intihara sürüklenen personellerin hakları geri verilir. (haksız yere ilişiği kesilenler için konuşuyorum)
    Çalışmalarınızda başarılar.

    Raporla
  • Yorum Linki yıldırım Cuma, 02 Aralık 2011 12:58 yazan yıldırım

    HAKLARINDA YARGI KARARI OLMADAN BİRİLERİNİ MAHKUM İLAN ETMEK..........İLERİ DEMOKRASİ DEDİKLERİ BU OLMALI........

    Raporla
  • Yorum Linki muhsin öztürk Perşembe, 01 Aralık 2011 15:05 yazan muhsin öztürk

    Silah arkadaşlığını bu kadar önemseyen sayın Genelkurmay Başkanımıza;düzmece belgeler, kanunsuz suç isnatları ve yargısız infazla Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları ve ikili üçlü Kararnamelerle mesleklerinden koparılıp insafsızca sokağa atılan, mahalle baskısıyla emekliye zorlanan TSK personelinin ve hayatının baharında dünyaları karartılan Askeri Öğrencilerin de “silah arkadaşları”olduğunu hatırlatmak istiyorum…
    Bağımsız mahkemelerde yargıya hesap veren,haklarında ciddi şüphe ve iddialar bulunan asker kişilere gösterdiği “silah arkadaşlığı”vefasını,Milletinin inanç ve değerlerini yaşamaktan başka bir suçu olmadığı halde çok ağır bir cezaya mahkum edilen,üstelik devletin yapılan haksızlıkları kabul edip bir kısmına da olsa iade-i itibarda bulunduğu, gönlü kırık “silah arkadaşlarına”da gösterebilecek mi?

    Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI
    01 Aralık 2011

    Raporla
  • Yorum Linki Talha Fidan Perşembe, 01 Aralık 2011 14:19 yazan Talha Fidan

    Konuyu o kadar güzel ele almışsınız ki, okudukça kalbimin derinliiklerindeki ifadeleri gördüm ve size içten teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız.

    Raporla
  • Yorum Linki EYYUP BOLEL Perşembe, 01 Aralık 2011 13:23 yazan EYYUP BOLEL

    Saygıdeğer Mustafa HACIMUSTAFAOĞULLARI, abimizin eline diline sağlık. Ne güzel yazmışsın. Duyguyarımıza çok güzel tercüman olmuşsun. Allah sana güç kuvvet versin. Dualarımızla yanınızdayız. Yazılarını sürekli büyük bir heyecanlı okuyorum. Sizin gibileri Yüce Rabbim başımızdan eksik etmesin. Sağlığına duacıyım.

    Raporla

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...