Pazar, 10 Şubat 2013 18:24

SELAMUN ALEYKÜM!.. ÇAWANİ BAŞİ?

 

Bir Alay Komutanı teröre rağmen Milletimizi sınırda temsil eden bir köyümüzde, direnen amcamıza selam verir. “-SELAMUN ALEYKÜM!..” sonra da halini hatırını sorar; “ÇAWANİ BAŞİ?”

Milletin Harbiyesi’nde şu anlatıldı hep.

Osmanlı Ordusunda Komutan birliğini; “-SELAMUN ALEYKÜM ASKER!” diye selamlarmış. Sonra Mustafa Kemal ilk kez “-MERHABA ASKER!” demiş. Subay adayına lafın arasında anlatılan hikayelerden biridir bu.

Çok anlamsız bir tartışmadır yemek duasının metni de. “-Tanrımıza hamd olsun, Milletimiz Varolsun.” Asker her defasında; Tanrı yerine Allah der. Nöbetçi heyeti tekrar ettirir duayı, askeri cezalandırır vs. Bu basit ve aşağılayıcı hikayeler subay izne gelince yöresinde anlatılır. O da bunlara anlamsız, içeriği boş cevaplar verir. Cevaplar inandırıcı değildir, komiktir aslında..

Madem laik ve demokratik bir cumhuriyette yaşıyoruz. Neden zorla dua ettiriyoruz?

Neden %98’i Müslüman olan bir ülkede bizim tapındığım Tanrının adını “-ALLAH!” telaffuz etmiyoruz? Ki ehl-i kitapta “-ALLAH” lafzı ile kavgalı değil. Dolayısı ile sorun ne? Laiklik mi? İnsan Hakkı mı? Eğer insan hakkıysa ülkenin % 99’unun suçu ne?

 

Gelelim O Alay Komutanı kardeşe.

Kutlarız. Haber o kadar doğal ki. Bir albay “-SELAMUN ALEYKÜM!” diyor. Ama ülkemizde devrim. Daha önce de bir İmam Hatip Lisesinin açılışına giden Garnizon Komutanı haber olmuştu. Sanki TSK bir ülkenin İHL düşman başka bir ülkenin. Ya da İHL terörist okulu. Bakın bir tane İHL öğrencisi teröre bulaşmış mı? Cinayet ve suç grafiklerine bakın, İHL mezunlarının oranının çok düşük olduğunu göreceksiniz. Nedir bu Medeniyet Değerlerimizden kopuş, daha da kötüsü korku?

 

Şimdi gelelim, “ÇAWANİ BAŞİ?” “-Nasılsının?” sorusuna.

Ordumuzda Kürt kökenli binlerce rütbeli personel var. Yani anadili Kürtçe olan, generaller, subaylar, astsubaylar.. Erler zaten belli. O zaman bu subaylar memleketlerine gidince ailesinin içinde Kürtçe konuşmuyor mu? Konuşuyor. Ama çocuklarına Kürtçe öğretemez. Neden? Bölücü derler çünkü.. Zulme bak. Ama o subay çocuğunu ABD’ye ya da Avrupa’ya eğitime gönderse.. Oooo çağdaş, çok iyi.. Ama evlat orada kimliğine yabancılaşıyor.. Ne gam. Düşünün Balyoz davasında 20 yıl hapse mahkum edilen Emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın biricik çocuğunun kocası ABD yurttaşı Yahudi Dani Rodrik[1].. Ama diğer bir subayın çocuğu bir İslam Ülkesinde üniversite okuyamaz. Neden? Laiklik irtica. Peki dedesinin dilini öğrenebilir mi? Mesela Kürtçe dersini seçebilir mi? Baba Aforoz edilir. Ama aynı çocuk DHKP-C’ye katılabilir. Bu konuşulur ama ayıp karşılanmaz.

Soruyoruz, kim bozdu algımızı ve idrakimizi.. Kim Şanlı ve Gazi Ordumuzun duruşunu ve yürüyüşünü akamete uğrattı? Kim Milletimizle ordusunu yabancılaştırdı?

Peki, Balkan Ayaklanmalarında Hamidiye Alaylarında kim savaştı? Urfa’yı, Antep’i, Maraş’ı kim kurtardı? Bitlis Boğazında Rus’u kim durdurdu? Oralarda yaşayan Türkler, Kürtler.. Omuz omuza değil mi? Sonra ülkedeki kanaat önderleri, komutanlar, hocaefendiler, hizmet verenler ülkemize, dağda şehid olanlar Türk, Kürt, Çerkez, vb. bu fedakar Milletin evlatları değil mi?

 

Şunu unutmayın. Bu bölünürüz paranoyaklığı ne zamana kadar. Bölünmüş toplumların iki temel parametresi vardır. Biri mezarlıkları ayrıdır, diğeri kız alıp vermezler.

 

İlginçtir, tarihte bir Türk boyu ile bir Kürt Aşireti savaşı bile yoktur. Türkler birbiri ile savaşmış, Kürtler birbiri ile çatışmış maalesef. Ama Türklerle Kürtler hiç kavga etmemiş.

 

Tüm bu gerçeklere baktığımızda nedir bu aşağılık kompleksi? Nedir bu güvensizlik ve bölüyoruz bölünüyoruz korkusu? Dünyada en çok Kürt İstanbul’da.. Acaba kaçı gider? Yurt tutmuş, akraba olmuş. Şunu da unutmayalım. BDP’ye oy veren herkes bölücü değil, her milletvekili de öyle düşünmüyor. Apo dahi bölmekten vazgeçti. Dahası 12 Eylül 1980 öncesi Apoculara yol verenler kimler?

 

Ah, güzel yurdumun masum insanları. Ah İstiklal Marşında ifadesini bulan Millet… Milletim.. Medeniyet Coğrafyamızın yetimleri… Kucaklaşmanıza birileri değerlerinizle kavgalı köksüz bir Türk Ulusu yaratma adına engel oldu. Ama köksüz, medeniyetsiz, imansız bırakılan nesiller birbirini boğazlamaya başladı. Artık el ele verip “-dur!” deme zamanıdır. Hep beraber birbirimizin yaradılıştan Allah’ın bize bahşettiği haklarına hürmet ederek, birlik içinde emperyalizme ve batıya payanda olmuş kişilerle mücadele edeceğiz. Muhtaç olduğumuz kuvvet, göğsümüzdeki imanda saklıdır, vardır. Birliğimiz için varlığımız, imanımız ve şanlı mazimiz, tarihimiz yeter.

 

 
 
Son Düzenlenme Cuma, 22 Şubat 2013 10:55
Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...