Çarşamba, 18 Eylül 2013 11:43

DÜŞÜRÜLEN SURİYE HELİKOPTERİ

Malum Suriye’de bir uçağımız düşürülmüştü. Hepimiz düşen uçaktan çok düşürülen pilotlara yandık. Memleketimizin güzide evlatlarıydılar. Anne babaları vardı onlara emek vererek büyüten.. Hafızamızda ailenin göz yaşları kaldı.

Suriye uçağımızı düşürürken rahattı. Arkasında Rusya. Hatta uçağımızı Rus uçaksavar personelinin düşürdüğü dahi söylendi. Kendilerince haklıydılar. Bunun üzerine Türkiye net açıklamalar yaptı. Angajman kurallarını yeniledi. Kesinlikle bu manada en küçük bir ihlalin karşılığını vereceğini ifade etti. Buna rağmen sınırımızda Suriye helikopteri ihlallerde bulundu. Muteakip defalar uyarıldı. Akabinde Diyarbakır’dan kalkan uçaklarımız gitti ve helikopteri vurmak zorunda kaldılar.

ZOR BİR KARAR, KOMŞU ÜLKENİN VE KARDEŞ BİR HALKIN HELİKOPTERİNİ VURMAK. Türkiye baktığınızda diplomatik olarak haklı. Bu tartışmaya bile gerek olmayan bir durum. Zaten Suriye’de kendini savunmuyor. Helikopter pilotu adeta intihar etti. Ben asıl işin toplum üzerinde bırakacağı izi ile ilgileniyorum.

 

Suriye’de rejim en az kırk yıldır halkına zulüm ediyor. Bu zulümde kullandığı temel kurum maalesef Silahlı Kuvvetler. Düşünün Silahlı Kuvvetler halkın en büyük parçalarından biri olması gerekirken namluyu halkına çeviriyor. Mısır’da da durum aynı. Maalesef Sincan’da yürüyen tanklarda aynı mantıkla yürütüldü. Şimdi; düşen helikopterden ziyade düşürülen pilota üzülüyoruz. Çünkü tıpkı düşürülen uçağımızın pilotu gibi coğrafya ve medeniyetimizin çocuğu. Bir farkla. Ülkesinde kendi halkına mermi atan bir rejimin pilotu ama. İşte bu ayrım doğru anlatılmalıdır.

Temel sorun, bölge ülkelerinde orduların muvazzaf ve rütbeli personeli askeri okullarda halkının suç işleme potansiyeli yüksek, rejim düşmanı caniler, yobazlar olduğu söylemi üzerine yetiştirilmişlerdir. Bakın Mısır’da halka mermi atanların tamamına yakını rütbeli personeldir. Subaylardır, astsubaylardır. Suriye’de sınır ihlali yapıp gerginlik oluşturmaya çalışan pilotta muhtemelen öyle. Bölge orduları maalesef tarihi gerçeklere, bağlara, halkın değerlerine yabancılaşmaya çanak tutmuş ve önden gitmiştir. Adı da, çağdaşlık olmuştur, laiklik olmuştur, modern dünyaya uyum olmuştur. Oysa yapılanlar topluma yabancılaşma ve dayatmadır. Bilim, fen ve teknolojinin ürettiği değerler anlamında değildir batıya sokulma. Batının yozlaşmış değerlerini olduğu gibi kendi toplumuna dayatmadır.

Helikopter pilotuna Allah rahmet etsin. Dilerim Suriye halkında bir Türk ve Türkiye düşmanlığına neden olmaz. En büyük endişem budur. Bu yönü ile Türkiye doğru mesajlar vermelidir. Helikopterin düşürülmesindeki haklılık anlatılırken, Suriye halkına da haklılığımız, halkımızın Suriye’lileri kendisinden ayırmadığı anlatılmalıdır. Ortak geçmiş, tarihi miras, dinimizin kardeşlik emri üzerinde durulmalıdır.

Halil MERT

(E) Topçu Yarbay

Strateji ve Yönetim Uzmanı

https://www.youtube.com/user/81mert1 | Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...