Büyük Devletlerin, Büyük Milletlerin alametleri vardır. Bu alametler, mazideki şanlı günlerin izlerini ve sembollerini taşırlar. Yahudi’lerin kullandığı 6 köşeli iki çapraz üçgen yıldıza karşılık, sekiz köşeli çapraz iki kare yıldız kullanmak, Roma ve batının tek başlı kartalına karşı, çift başlı Selçuklu kartalı kullanmak..

Cengiz Han ailesinin “Han” sıfatını Kırım’ın fethi ile kullanmak..

Ecdadımızın “La ilahe İllAllah” kelime-i tevhidini üç hilalle sembolize edip kullanması...

Sayın Cumhurbaşkanımızın Milletimizin şanına ve mazisine layık ve mazisinden izler taşıyan mimari ile inşa ettirdiği saray Milletimize yakıştı. Hele de mabedsiz şehir olarak inşa edilen Ankara’ya bu Selçuklu görüntüsü çok yakıştı. Şimdi de 16 Türk Devletini sembolize eden askerler figüre katkı sağladı. Ama bence bitmedi. Daha önce de yazmıştım. Orada 16 Türk Devleti’ne ilave, Safaviler, Memluklar ve Eyyübiler de olmalı. Çünkü “Türk” barbar Haçlı’yı ve batıyı durduran Asya’lı Müslüman Orduların, Devletlerin ve Milletlerin ortak adıydı.

Diriliş Filmi’ni yapanları kutluyorum. Sahi Süleyman Şah kim? Büyük Dedemiz.. Peki, türbesini ilk olarak kim yaptırmış biliyor musunuz? 2. Abdulhamid Han. Diriliş’te birçok şeyi gösteriyorlar. Tapınakçılar’dan tutun da İslam halkların o zamanda birbirine düşürülmesine varana kadar, fitne kaynaklarını.. İslam Beldelerindeki Hıristiyan ve Haçlı ajanlarını.. Tabii necip ve Kahraman Dedelerimizin, dindarlığı, Alpliği, mücahitliği, muharipliğini de..

Evet, her devirde menfaatperest, hırslı ve işbirlikçi hainler varmış. Tabii karşılarında yiğit insanlar da..

İngiliz basın kuruluşu Cumhurbaşkanımızın uygulamasına demiş ki; “Sirk!” Alçaklığa bakın! Siz bu işi gösteri olarak sunup turizm geliri elde ediyorsunuz. Kraliçeyi bile pazara çıkartıyorsunuz. Kraliçe sokağa çıktı, turizm geliri, helaya gitti turizm geliri.. Hala adınız bile; “Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı: United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland”

Batı, olmayan Osmanlılık İddiamızdan rahatsız. Yahu siz hala imparatorluklarınızın devamı emperyal devletler ve onların kapitalist hanedanları ile dünyayı yönetiyor, sömürüyor, cinayetler işliyorsunuz.

Bu arada Paris Cinayetinde sebep Hz. Peygamberimiz (SAV)’e hakaretlerin sonucu gibi sunulup, Müslümanlar zan altında bırakılırken, ülkemizde bazı medya mensupları bu cinayetler karşısında sanki Müslümanlar suçluymuş gibi bir algı oluşturarak sözde Fransa’daki dergiye destek verme adına maalesef ülkemizde aynı yayını yaptılar. Yine bazı medya mensupları da İngiliz medyası ile paralel yayınlar yaptı.

Milletimizin Onuru 300 yıldır kırılıyor. Değerleri aşağılanıyor. Bu eğitim sistemimizle yapıldı, medya ile yapıldı, kurumlarımızla yapıldı. Sistem geleneksel, İslam’la kuşatılmış ve şekillenmiş değerleri aşağılarken kendisi, pagan ve tarih öncesi kültürlerden kök aramaya çalıştı. Oğuz Kağan gibi. Ama Cumhuriyete kadar anlatılan Oğuz Kağan da Müslüman’dı. Belki de Hz. Peygamberimiz (SAV)’in soyundan geldiği anlatıldı. Tıpkı Hoca Ahmed Yesevi Hz. gibi. Ya da Türeyiş Destanı’mızın İslamileştirilip Hz. Nuh oğlu Yafes’in çocukları olduğumuz benzetmesi gibi. Hâsılı İslam Öncesi destanlarımız da tıpkı Dede Korkut Öykülerinde olduğu gibi İslamileştirilmişti.

Hani, Ziya Paşam diyor ya; “Zulm İle âbâd olanın, âhiri berbâd olur.” Eski Türkiye’nin sonu da böyle olacaktır. Eski Türkiye kirlettiği tüm değerler ve kendi tanımları ile gömülmelidir. Yeni Türkiye Kutlu ve Şanlı mazisi, bütüncül ve kucaklayıcı duruşu, çevre coğrafyaya ve Medeniyet değerlerine bağlılığı ile yeniden toparlanmalıdır.

Mazimiz büyük ve Münevverdir. Işık tutucu ve yol göstericidir. Merhum N. Fazıl’ın Sakarya Şiiri’ni tekrar tekrar okuyunuz..

“Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;

Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;

Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?”

O şanlı akıncıların dönüş zamanıdır, emek verenler ve buna inananlar var’olsun.

Nil’den Tuna’ya, Fergana’dan Bosna’ya, Kırım’dan Trablus’a, Viyana’dan Yemen’e o koca coğrafyanın kardeşliğine ve geleceğine emek verenler sağolsun.

O koca devletleri kuran Mü’min dedelerimizin Ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun. Bize ayıbı olmayan o temiz maziyi ve mirası bırakan yüce gönüllü ecdadımızı rahmetle anıyorum.

Sayın Cumhurbaşkanımızın gayretlerini partizanca değerlendirmeyen, kucaklayan ve destek olan tüm insanlarımıza teşekkürü borç biliyorum. O 16 bayrakta, Medeniyetimizin tüm unsurlarının, Türkler başta olmak üzere, Kürtler’in, Kafkasya’lı ve Balkan Müslümanlarının ve tabii ki Araplar’ın, Sünni, Şii, Alevi tüm Müslümanların teri, kanı ve emeği var. Osmanlı’nın dağılmak ve yıkılmak üzere iken 1914’teki Cihad-ı Ekber Çağrısına Sünni, Şii, Türk, Kürt, Acem, Arap, Hintli, Malay tüm Müslümanların icabet ettiğini hatırlatmak isterim..