Salı, 22 Mart 2016 09:18

Sykes-Pitbullların Sonu ve Türkiye

Sykes-Pitbullların bile bitiremediği Anadolu coğrafyasını kaleme alırken acılarımız ve duygularımız öne geçiyor. Evet, tam yüzyıl önce masaya yatırıldık ve korkunç planlar kuruldu coğrafyamız üzerine. Bu planlar o kadar acımasızdı ki; batı, kirli, çirkin emellerine Anadolu’yu bitirme planlarını ve İslam’ı yok etme senaryoları da katmış, sömürgeci güçler tarafından hazırlanmış ve midelerine dokunmayacak lokmalar halinde ayırmıştı. 

Bugün Anadolu’da ve Ortadoğu’da yeniden şekillenen haklı bir varoluş olarak ayakta duran bir Türkiye görmekteyiz.

Atalarımızın da söylediği gibi “Tarih tekerrürden ibarettir.’’ Bu sözle Türkiye’nin yeniden parlayan bir yıldız olduğunu görmekteyiz.

Batının, bunca fitne fesatlığına ve coğrafyamızı bu kadar karıştırmasına rağmen, kendilerinin yarattığı savaş ve stratejilerden bedelleri her ne kadar ağır olursa olsun, aciz ve yenik olduklarını da görmekteyiz.

Savaş çığırtkanlığı yaparak, yarattıkları savaş tüccarlığı ve suçlarının beraberinde toplu göçlere sebep olarak, mültecileriyle Türkiye karşısındadiz çöktüklerini görmekteyiz. 

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın batıya net mesajlarının, barbarlıklarını yüzlerine vurmasının, batının buna rağmen çaresiz olmaları, onlar açısından her gün ölüm olduğunu görmekteyiz. 

Batı, suçluluk psikolojisinde olduğu için hiç bir hamleyi geliştirememektedir. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başlıklarının bir çoğunu Batılılara kabul ettirmesi, Türkiye’deki var olan güçlü demokrasi ile kendinden söz ettirmesi, Batının Türkiye’ye karşı elini kolunu bağlamaktadır.

Brüksel’deki kurulan çadırların ve terörün sırtını sıvazlayan batının, Ankara’daki ve İstanbul’daki patlama olaylarına göre değerlendirmesine baktığımızda, Türkiye’nin ekonomisine ve küresel güçlerin yeni bir tasarım senaryolarının olduğunu görüyoruz. 

Bu patlamaları, terör örgütlerinin kendi iradeleriyle yaptığı söylenebilir. Bunlar batının uzun yıllardır beslediği terör örgütlerinin kendilerine hizmet eden; küresel güçlerin elinde olan zavallı, duygu sömürüsüne saplanmış olan ve kullanılan terör örgütü mensuplarıdır. 

Örgütlerin, marjinal gençler üzerinde etki yaratmak için yaptıkları bu gibi eylemlerin, halkta karşılığı olmadığı gibi aileleri tarafından da birer nefret figüranıdır. 

Ankara’da yapılan eylem, diplomasi ve Türkiye hükümetine kesin uyarı niteliğinde olan bir eylemdir. Bu gibi eylemleri devletin ilgili kurumları,titizlik ile gözlem altında tutmalıdır. 

Taksim’deki hain saldırı ve eylem biçimine baktığımızda birkaç boyutu ile bakılmasında yarar var. 

Rusya’nın, Akdeniz’in turizmini bitirme çabaları; Batının, artan Türk ekonomisini oyma ve baltalama süreçleriyle sinsice bir plan ile desteklediğini görmekteyiz. DAİŞ’i kuran batının Türkiye üzerine eylem yapmadığı ne malum ve Türkiye’nin ciddi turizm gelirlerini baltalama olarak da düşünülebilir.

Batının yükselen Türkiye değerleri noktasında önemli hamlelerde bulunduğunu görmekteyiz. 

Son 3 yıl içerisindeki Türkiye’de yapılan bütün eylemlerin, örgütlerin kendilerince bağımsız yapıldığına inanmıyoruz. Bu eylemlerin, Türkiye’deki istihbarat elemanlarının talimatları doğrultusunda yapıldığı kanaatindeyim. HDP’nin eli kanlı acımasız müttefikleri ne vaatler verdiği merak konusudur.

Durum şunu gösteriyor ki HDP’nin bütün eylemleri, intihara sürüklenmişsiyasal bir süreçtir. Örgütün HDP’nin üzerindeki baskıcı tutumu, bölgedeki siyasi manevraların da bir sonucudur. 

İran’ın ve Suriye’nin, PKK’nın üzerindeki etkilerini incelediğimizde, Türkiye üzerinde yapılan eylemler, örgütün Ortadoğu taşeronu olduğunu göstermektedir. 

Gizli güçlerin, savaşı Suriye üzerinden planlamasının yanında “Nasıl olur da Türkiye’yi de olayların içerisine çekebiliriz?’’ gibi dehşet senaryolarıplanladıklarını aşağı yukarı tahmin edebiliyoruz. 

Bu organize edilmek istenilen “Yeni Türkiye” ile ilgili senaryolarında terör örgütleri ile koordinasyon halinde olduklarını ve bu gibi örgütleri de PKK’nın çatısı altında birleştiren küresel güçler, 1960 NATO doktrinprogramından bugüne kontrolünün ve mekanizmalarının ABD ve İngiltere’nin sorumluluğunda dizayn edildiğini söyleyebiliriz. 

Soğuk savaş döneminde, ABD en önemli istihbarat organizasyonları ayağını oluşturmaktaydı. Dolayısı ile bu coğrafyada bizi rahat bırakmadıkları gibi önümüzdeki süreçte de bizlere ağır bedeller ödetmek istemektedirler. Burada bize düşen düşmanın ne yaptığı değil, bizlerin üstüne düşen vazifeleri nasıl yaptığımızdır. 

Ülkemin güzel insanlarına selam olsun ve dua ile kalın.

Sabri BALAMAN

Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.
Bu kategoriden diğerleri: « YAŞATMAK SORGU »

Yorum Ekle

(*) ile işaretlenmiş zorunlu alanların tümünü doldurduğunuza emin olun. HTML kodları kullanılamaz.

asder logo

Adaleti Savunanlar Derneğinin ilkelerini benimsiyor ve her alanda "adalet"değerini temel alan kural ve uygulamaların gerçekleştirilmesi için mücadele çalışmalarına katılmanın gereğine inanıyorsanız; bizi takip edin...