Fırat Kalkanı Harekatı gerçeklerin gün yüzüne çıkmasına sebep oldu. Bunun için ne kadar uğraşsak, delil bulmaya çalışsak bu kadar güzel bir şekilde anlatılamazdı. Artık, ABD ve Batı dünyasının aslında Suriye’yi parçalamak için nasıl yalan söylediğini Menbiç’te görebiliyoruz.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) ortaklaşa gerçekleştiği harekat sonunda El-Bab, DAEŞ terör örgütünden temizlendi. Bu durumdan en fazla telaşa düşen ise ABD oldu. Düşünsenize; Türkiye’nin başına çorap örmek için yıllar boyu verdikleri emek bir anda boşa gitmek üzere idi. Türkiye’yi parçalamak için milyarlarca dolar harcamışlar ve artık bu paralar çöpe gidiyordu.
Türkiye’ye verilen sözler unutuldu ve PKK-PYD unsurlarının Fırat’ın Doğusuna geri dönmesine karşı Rusya ve Esed Rejimi ile aynı safta durmak pahasına yalanları apaçık ortaya çıktı. Menbiç’te ABD bayrakları altında Amerikan askerleri ve zırhlıları devriye gezmeye başladı. Yanlarında Rus bayrakları ve Rus subaylarının bulunduğu askeri araçlar ve az ötede Esed Rejimi askerleri yan yana kol kola Türk ve Arap askerlerinin Menbiç’e girmemesi için savunma pozisyonu aldılar.
Bu durum aslında çok güzel bir fotoğrafın çekilmesine ve Suriye’de dönen dolapların deşifre edilmesine yol açıyor. Şu soruyu sormak zamanı geldi artık. Ey kalleş Amerika, hani sen Katil Suriye Rejimine karşı idin. Ne oldu da rejim askerleri ile kol kola yan yana devriye gezecek kadar şerefsiz ve alçak bir duruma düştün. Yetmedi yıllardır binlerce insanın kanı pahasına soğuk savaş diyerek mücadele ettiğin Rus ayısı ile yan yana gelip Türkiye’nin karşısına dikilmekle utanmıyor musun?
PKK’yı terör örgütü diye kabul etmiş göründüğün halde PYD denilen ve her zaman PKK’ya bağlılığını itiraf etmiş bir terör örgütüne yanaşmak, onlara utanmadan ağır silahlarla yardım etmekle yarın insanların karşısına geçip ne cevap vereceksin?
Çevik Kuvvet adı altında PKK’ya destek verdiğini sağır sultan dahi biliyor. ABD yardımı olmasaydı PKK bu kadar cinayeti işleyip ülkemize sıkıntı veremezdi. Bunu yıllarca inkar ettin. Peki devriye gezen zırhlı araçlarını ve içinde alçakça görev yapan Coni’leri nerene sokup gizleyeceksin.
Ha! Yanında bir tek İran askerleri yok. Onu Irak’ta yapıyor, güya ambargo uyguladığı İran’a düşman gibi görünüyorsun. Yersen!. İyi de Irak ordusu ile beraber İran askerleri ile ortak hareket yapacak kadar iki yüzlü olmak nasıl bir şeydir, tarihe böylesine iki yüzlü geçmek utandırmayacak mı seni? Anlayan beri gelsin.
ABD’yi anladık menfaatleri için her türlü namussuzluğu yapacak kadar alçak bir topluluk. Bunları askerleri kahpelikte dünya üzerinde emsalsizdir. Peki, Ruslara ne demeli? ABD kalleş ve bundan utanmıyor, iyi de sana ne oluyor. Hiç mi milli gururun yok? ABD’li askerlerle beraber Münbiç’te Türk askerine karşı devriye gezmek neyin nesidir. Bu PKK için senin en önemli nefes borun olan Türkiye’ye posta koymak ayıp değil mi?
Rus lider Putin bu durumu halkına karşı nasıl izah edip açıklayacak? Esed Rejimini destekleyip sivil halka karşı halı bombardımanı yapacak kadar gözü dönmüş ve zalim olduğunu bütün dünyaya ispatladın. Bunu anladık. Peki, ABD ile beraber PKK ile yan yana görünmek nasıl bir şerefsizliktir. Hani Suriye’nin bölünüp parçalanmasını istemiyordun?
Neyse ABD ve Rusya’nın bu derece alçak olacağı ve hainlikte sınır tanımayacakları Fırat Kalkanı harekatı ile ortaya çıktı artık. Bu rezaleti gösterip anlatmak ise basın ve medyanın işidir. Ben bu yazıyı yazmaktan büyük keyif aldım. Zira ABD, Rusya yan yana gelmiş askeri topu tüfeği ile karşıma dikilmiş. Hem de mahcup ve utangaç bir biçimde. Genelkurmay Başkanları, esas duruşta bizim Hulusi’nin karşısında poz veriyor. Aman benim askerciklerime vurmayın!, diye adeta yalvaracak gibi acizlik içinde görünüyorlar. Bu fotoğraflar tarihe mal olmuş durumda…
Hulusi Akar da aynı benim gibi işin tadını çıkarmak için eller cepte poz veriyor. 15 yıl donanmada görev yaptım NATO tatbikatlarında Coni’lerle beraber çalıştım. Hatta askeri eğitimlerde beraber görev yaptık. Hiç bu kadar keyif almadım. Coniler ve İvan’ın karşımızdaki “süt dökmüş kedi” pozisyonları ve mahcubiyetleri unutulacak gibi değildir, vesselam…
